Mehmet DEMİRKAYA/İSTANBUL,()- İSTANBUL  Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, 237 yıl önce yaptırılan ve 2016 yılında, can güvenliği nedeniyle yıktırılan Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası’nın yeniden yapımı için 3. kez ihale açtı. Kışlanın restorasyonunun tamamlanması için açılan ihale 17 Nisan'da yapılacak.

Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın 1783 yılında Kasımpaşa’da yaptırdığı ve Osmanlı Askeri modernleşmesinin mimari örneklerinden olan, “Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlasının” restorasyonunun tamamlanması için 3. kez ihale açıldı. Daha önce “Kalyoncu Kışlası” “Kasımpaşa Kışlası”, “Bahriye Kışlası”, “İstanbul Kışlası” olarak da bilinen Kışla için ihaleyi, İstanbul Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Doğal Kaynaklar, Ruhsat ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü açtı. “Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası Restorasyon Tamamlama İşi” adıyla açılan ihale 17 Nisan 2020 tarihinde yapılacak.

Yıkılma riski taşıyordu

Kışla binası 2016 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı “Can güvenliği performans düzeyini sağlayamıyor” raporu üzerine, yeniden yapılmak üzere yıkılmıştı.  Tepki çeken yıkıma İstanbul 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu da onay vermişti. Kışla için ilk tamirat 1813’te yapıldı. İkincisi 1882’de, üçüncüsü ise 1950’de gerçekleştirildi. 1966’da yapılan restorasyon çalışmasıyla barok mimari özelliğini yitirdi.

Cezayirli Gazi Hasan Paşa kimdir?

Tekirdağ’da 1713 yılında doğan Gazi Hasan Paşa, Cezayir Ocaklarına yazıldı. Orada yükselen Hasan Paşa Cezayirli lakabını aldı. 1761 yılında Osmanlı Donanmasına giren Hasan Paşa 1770’de beylerbeyi rütbesi aldı. 16 yıl kaptan-ı derya rütbesiyle görev yapan Hasan Paşa, 1790’da Şumnu’da vefat etti. Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, bir yazısında Hasan Paşa için özetle şunları yazmıştı:

“İlginç bir hayatı ve icraatı olan bir tarihi portredir, bu büyük amiral ve askerin üzerinde düşünmek gerekir. Bu toplumun zaman zaman içine düştüğü karmaşaya rağmen, şartlara uyum sağlayan ve kendini yenileyen bir insan deposu olduğunu onun kadar gösteren büyük adamlar azdır. ‘Cezayirli’ lakabına bakarak Hasan Paşa’yı Cezayir’de yetişen Batı Anadolulu Türk uşaklarından biri olarak düşünmeyelim. Kafkasyalıdır; muhtemelen sınır boyundaki müsademelerden birinden İranlılara esir düşmüş ve Tekirdağlı bir tüccar tarafından satın alınmıştı. Yetiştiği muhitte zekâsı ve atılganlığıyla kendini gösterdi. Yeniçeri Ocağı’na kaydoldu. 18’inci yüzyılda çokça tekrarlanan Rus ve Avusturya ittifakına karşı yapılan muharebelerde elden çıkan Belgrad kuşatması sırasında kendini ispatladı. Ardından eski efendisinin kızıyla evlendi. Bugün Kasımpaşa’daki mezarlıkta karısı, kayınpederi ve ikisinin ortasında temsili şahidesiyle (mezartaşıyla) paşa sayısız eserler kazandırmış bir devlet adamı olarak İstanbulluları selamlar.”