Cemil SEVAL- Şevket YILMAZ/SOMA (Manisa), ()- MANİSA'nın Soma ilçesinde, kömür ocağı faciasında yaşamını yitiren 301 madenciden biri olan Sadrettin Güngör'ün (30) eşi Seda Güngör (30), 1 ay önce beynindeki tümör nedeniyle yaşamını yitirdi. Çiftin, anneanne ve dedesiyle yaşamlarını sürdüren 5 yaşındaki ikizleri Alaattin ve Ali'nin, "Herkesin annesi, babası var bizim niye yok" demesi yürekleri dağlıyor.
Soma'da Eynez mevkisinde Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen ocakta, 13 Mayıs 2014'te çıkan yangında, galerilerin dumanla dolması sonucu yaşamını yitiren 301 madencinin acısı, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nde yine yürekleri sızlattı. Babası ve amcası gibi madenci olan, çocuklarına daha iyi bir gelecek sunmak, krediyle aldığı evin taksitini ödemek için yerin metrelerce altında çalışırken, faciada yaşamını yitiren Sadrettin Güngör'ün eşi Seda Güngör, kocasını toprağa verdikten sonra 3 aylık ikizleri Alaattin ve Ali ile Balıkesir'in Savaştepe ilçesi kırsal Söğütçük Mahallesi'ndeki babası Erdoğan ve annesi Sultan Gökmentekin'in yanına yerleşti.
Çocuklarına hem anne, hem de babalık yapan genç kadına, 23 Kasım 2018 tarihinde İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi'nde, kötü huylu beyin tümörü (Glioblastoma Multiforme) teşhisi konuldu. Burada yapılan ameliyat sonrası taburcu edilen talihsiz kadının hastalığı 6 ay önce yeniden nüksetti. Güngör, bu defa Balıkesir Şehir Hastanesi'nde tedaviye alındı. 1 ay tedavi gördükten sonra taburcu edilen Güngör, 31 Ekim günü evinde rahatsızlandı ve kaldırıldığı aynı hastanede doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı.
'HEM DAMADIMIZI, HEM KIZIMIZI KAYBETTİK'
Damadının acısını yaşarken bir de kızı Seda Güngör'ün kaybeden Sultan Gökmentekin (55), şunları söyledi:
"Kızımın ikizleri daha 3 aylıkken babasız kaldı. Babaları ölünce zor günler de başladı. Kızımızı yanımıza aldık. Beraber yaşamaya başladık. Torunlarım, babalarını görmedi, hiç hatırlamıyorlar. Onlara, babalarını bir şekilde anlatmaya çalışıyorduk. Ancak, şimdi de annelerini kaybettiler. Her şeyi yaptık, ama kızımı kurtaramadık. Kızımdan kalan yegane şey olan torunlarımıza, kendimizi adadık. Torunlarımla olduğum için mutluyum, çünkü onlar da olmasa bu evlerde durulmaz. Yaşamak artık çok zor geliyor. Çifte acı yaşıyoruz. Torunlarımız, 'Annemizi, babamızı özledik' diye ağladığında, yüreğimiz yanıyor. 'Herkesin annesi, babası var bizim niye yok' demesi yüreklerimizi dağlıyor. Bu durum gerçekten çok acı. Allah kimsenin başına vermesin."