Cafer ZENGİN/KAYSERİ, () - SAĞLIK Emekçileri Sendikası (SES) Kayseri Şube Başkanı Orhan Karakaya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Deniz Feneri Derneği arasındaki işbirliği protokolüne tepki gösterdi. Karakaya, "Bakanlığın, Deniz Feneri gibi şaibeli bir dernekle bir protokol yapması başlı başına skandaldır. Bu protokolden utanmalıdırlar. Bu protokolde sorumluluğu olanlar bir an önce istifa etmelidir" dedi.
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Kayseri Şube Başkanı Orhan Karakaya, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Deniz Feneri Derneği arasındaki işbirliği protokolüne tepki gösterdi. Bakanlığın, adı yıllardır yolsuzluk ve dolandırıcılıkla gündemde olan Deniz Feneri Derneği ile ayni ve nakdi yardıma ihtiyacı olan çocuklarla ilgili hizmetler adına işbirliği protokolü yapmasının kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Karakaya, "AKP hükümeti Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nı, hükümetini güçlendirmek, sosyal hizmete muhtaç insanlarımızı hükümetine bağlı hale getirmek için kullanmaktadır" dedi.
Karakaya, imzalanan protokol ile maddi desteğe ve diğer etkinliklerden yararlanmaya ihtiyacı olan çocuk ve ailelerinin il müdürlükleri tarafından tespit edilerek Deniz Feneri Derneği'ne bildirileceğini söyledi. Başkan Orhan Karakaya, şöyle devam etti:
"Bu da demek oluyor ki çocuk ve ailelerinin bilgileri Deniz Feneri Derneği’ne verilecek. Yani bu protokolle aynı zamanda Bakanlık, kendinde bulunması gereken aileler ve çocuklarla bilgileri de derneğe devretmektedir. Bunun ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceği, insanların nasıl mağdur edildiği yaşanmış örneklerle önümüzde durmaktadır. Bakanlığın, Deniz Feneri gibi şaibeli bir dernekle bir protokol yapması başlı başına bir skandaldır. Bilindiği üzere, Deniz Feneri ile ilgili konu ilk olarak Almanya'da gündeme gelmiştir. Davanın Almanya ayağında sanıklar ceza almışlar, sanıklara ceza veren Alman Yargıç Johann Müller, Deniz feneri Derneği davası için ‘Almanya’nın en büyük bağış skandalı davası, asıl suçlular Türkiye’de’ diyerek dernekle ilgili durumu özetlemişti. Türkiye'deki dava süreci ise bir kez daha bir hukuk skandalı şeklinde bir aklama davasına dönüşmüştür. Davanın sonucu ile ilgili tartışmalar halen sürmektedir ve halkın vicdanında bir aklanma ve rahatlama söz konusu değildir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise, bu aklama davasına dönmüş olan hukuk sürecini bile beklemeye gerek duymadan adı geçen dernekle protokol imzalayabilmiştir. Davanın sonucu 13 Mayıs 2015 tarihinde duyurulmuştur. Ama Bakanlık protokolü henüz dava devam ederken, 17 Nisan 2015 tahinde imzalamıştır. Bakanlık sitesinden duyuru ise, yine dava henüz sonuçlanmadan, 11 Mayıs tarihinde yapılmıştır. Şimdi sormak istiyoruz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu cesareti ve rahatlığı nereden almaktadır? Bu protokolle ne yapmak istemektedir? Anlaşılan o ki, bu protokol iktidarın Deniz Feneri Derneğini aklama ve derneği güçlendirme operasyonunun bir parçasıdır."
Taraflar arasında imzalanan protokolün sosyal hizmet alanının tamamını iktidara hizmet alanına çevireceğini ve hizmete ihtiyaç duyan kesimleri de istismara daha da açık hale getireceğini öne süren Karakaya, "Deniz Feneri Derneği ile yapılan bu protokol derhal iptal edilmelidir. Devlet, kendi sorumluluğunu derneklere havale ederek ve piyasaya açarak sosyal hizmet alanının özelleştirilmesi politikalarından derhal vazgeçmelidir. Bu protokolde sorumluluğu olanlar bir an önce istifa etmelidir, utanmalıdır" diye konuştu. Diğer yandan sendika üyeleri, 'Sosyal hizmet lütuf değil bir haktır', 'Onlar çalıyor, biz emekçiler yoksullaşıyoruz' yazılı dövizleri taşıdı.

FOTOĞRAFLI