İlker AKTAŞ/SAMSUN, ()- SAMSUN'daki Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi'nden Prof.Dr.Yusuf Demir, dünyada her geçen gün nüfusun artması ve suyun israf edilmesinin, var olan kaynakların adil bölüşülmemesinin su krizinin ana habercisi olduğunu söyledi. Prof.Dr. Demir, "Önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde dünyanın yüzde 40'ından fazlasının yeterli suyu bulamayacağı hesaplamalarla ortaya konmaktadır" dedi. 
OMÜ Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof.Dr. Yusuf Demir, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda ilan edildiği 1993 yılından bu yana 22 Mart tarihinin 'Dünya Su Günü' kutlandığını hatırlattı. Prof.Dr. Demir, Birleşmiş Milletler ve üye ülkelerin bu günü, dünyadaki su kaynakları ile ilgili somut çalışmaları ödüllendirmek ve Birleşmiş Milletler tavsiyelerini uygulamaya ayırdığını, bu yıl 'Dünya Su Günü'nü konusunun 'Su ve Sürdürülebilir Kalkınma' olarak belirlendiğini vurguladı.  Prof.Dr. Yusuf Demir, şöyle devam etti:
"Dünyada sürdürülebilir kalkınma için en önemli yaşamsal kaynaklardan biri sudur. 20. yüzyılda dünya nüfusu 19'uncu Yüzyıl'a oranla 3 kat artmasına rağmen, su kaynaklarının kullanımının altı kattan fazla artmıştır. Ayrıca bu hızlı tüketim, kaynaklardan yararlananlara eşit fırsatlar ve yararlar sağlayacak şekilde sürdürülebilir özelliklere sahip değildir. Bunun sonucu olarak tüm dünyada su krizi kaçınılmaz olmuştur. Bu nedenle; hayatın, kalkınmanın ve çevrenin sürdürülebilirliğinde temel rol oynayan tatlı su kaynakları sonsuz ve bozulmaz değildir. Su yönetimi, tüm paydaşların katılımıyla gerçekleştirilmelidir."
Suyun, tüm yararlı kullanımları ile ekonomik bir değere sahip olduğunu ve ekonomik bir mal olarak değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Prof.Dr. Yusuf Demir, toplumlarda ve Türkiye'de su krizinin yanlış algılandığını kaydederek şöyle devam etti:
"Bir yıl içindeki yağış rejimi düzenli ise, o sene 'Kriz yok' algısı oluşmakta, alınan ve alınması gereken tedbirler ihmal edilmektedir. Eğer yağış rejimi bozulur ve barajlarda su seviyesi düşerse yetkililer toplantılar yaparak acil tedbirler almaya başlar. Ancak bu aşamada çoğu zaman işi işten geçmiştir. Halbuki dünyada yaşanan ve tartışılan su krizi yıllık problemlerden çok daha ileri düzeydedir ve uzun yıllık geçniş ve geleceği ilgilendirmektedir. Dünyada her geçen gün nüfusun artması ve suyun israf edilmesi, var olan kaynakların adil bölüşülmemesi su krizinin ana habercileridir. Önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde dünyanın yüzde 40'ından fazlasının yeterli suyu bulamayacağı yapılan hesaplamalar ile ortaya konmaktadır. Bu nedenle sürdürülebilir bir kaynak olan suyun korunması ve geleceğe taşınabilmesi günümüzün en temel meselesidir."
Dünyadaki en büyük su kaynaklarının okyanus, deniz, göl, akarsu, kar ve buzullar ile yeraltı sularının oluşturduğunu kaydeden Prof.Dr.Demir, toplam su miktarının 1.4 milyar kilometre küp olduğunu, bu suların yüzde 97.5'nin okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su olarak, yüzde 2.5'nin ise nehir, göl, kutuplar ve yeraltında tatlı su olarak bulunduğunu belirtti. Bu kadar az olan tatlı su kaynaklarının da yüzde 90’ının kutuplarda ve yeraltında hapsedilmiş olarak bulunmasının insanoğlunun kolaylık ile yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğunu gösterdiğini söyleyen Prof.Dr. Demir, şöyle dedi:
"Türkiye'de yıllık ortalama yağış yaklaşık 643 mm olup, yılda ortalama 501 milyar metreküp suya tekabül etmektedir. Ülkemizde yerüstü suyu potansiyeli yurt içindeki akarsulardan 95 milyar metreküp, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan 3 milyar metreküp olmak üzere, yılda ortalama toplam 98 milyar metreküptür. 14 milyar metreküp olarak belirlenen yeraltı suyu potansiyeli ile birlikte ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yılda ortalama toplam 112 milyar metreküp olup, 44 milyar metreküpü kullanılmaktadır. Ülkemizde sanayi suyunda kirlenme ve israf çok ileri düzeydedir ve sanayide kullanılan suyun önemli bir kısmı kirlenerek çevreye zarar vermekte, özellikle sürdürülebilir kaynak kullanımını tehdit etmektedir. Evlerimizde kullanılan suyun kirlenmesi yanında israfı ayrı bir problemlerdir. Evsel sularımızın yarısına yakını doğru kullanılmaması nedeniyle israf edilmektedir. Bu alanda ciddi eğitim ve uygulama tedbirleri geliştirilmesi kaçınılmazdır. Ülkemizde asıl su israfı tarımda olmaktadır. Yanlış sulama yöntem ve projeleme hataları nedeniyle 75 milyon vatandaşımızın evde ve sanayide kullandığı suyun iki katı kadar su yaklaşık 20 milyar metreküp tarımda israf edilmektedir. Dünya su gününü kutladığımız bu süreçte iki konuya çözüm bulmak zorundayız, bunlardan birincisi sürdürülebilir kaynağımız olan suyun kirletilmemesi ve çevrenin korunması, ikincisi ise su israfının aileden başlayarak tüm topluma anlatılması ve bir tasarruf kampanyasının başlatılmasıdır."

FOTOĞRAFLI