CUMHURBAŞKANLIĞI Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar, TBMM Bilişim Teknolojileri Bağımlılığı Araştırma Komisyon raporunda 150 çocuğun intiharı ile bağlantılı olduğu belirtilen 'Mavi Balina’ oyunu ile ilgili, "Parçalanmış aile çocukları, psikotik açıdan sıkıntılı, depresyona meyilli, sosyal hayattan dışlanmış, kendisini topluma kabul ettirmekte zorlanmış, akademik başarısı düşük  gençler bu oyuna meyilli" dedi.
TBMM Bilişim Teknolojileri Bağımlılığı Araştırma Komisyonu'nda toplantılara katılarak, teknoloji bağımlılığı konusunda sunumlar yapan, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar, 'Mavi Balina' oyunu oynayan gençlerin ortak özelliklerini 'ya anlattı. Prof. Dr. Ünüvar, artık her işin teknoloji kullanılarak yapıldığını, internetin fırsat penceresinden bakıldığında çok önemli olduğunu; ancak diğer taraftan risklerinin de bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Ünüvar, "Gerçekten bir anda dünyayı sizin ayağınıza getiriyor, diğer taraftan özellikle çocuk ve gençler için dünyalarını başlarına geçirebilecek bir risk teşkil ediyor. Mavi Balina çok tartışılan bir oyun. Bu oyunun sahibi şu anda hapiste; ama o oyun gençleri ağına düşürmeye devam ediyor" dedi.
'HERKES AĞA DÜŞMÜYOR'
Prof. Dr. Ünüvar, bunu sadece bir teknoloji ve oyun bağımlısı olarak görmenin yanlış olduğunu kaydederek, "Zira o oyunda 50 günde 50 komut veriliyor. Herkes o ağa düşmüyor. Örneğin bir çocuk bir arama motorunda intihar ile ilgili bir araştırma yapmış diyelim, teknolojik iz bırakmış. Psikotik açıdan sıkıntılı, depresyona meyilli, hele hele beraberinde ailesi parçalanmışsa, sosyal hayattan dışlanmışsa, kendisini topluma kabul ettirmekte zorlanıyorsa, akademik başarısı düşükse, kötü bir arkadaş çevresi varsa, bütün bunlar birleştiği zaman onlar için uygun bir vasat oluşmuş oluyor. Ve önce ona oltalama yolu ile bir mesaj gidiyor. Daha sonra kimlik bilgileri verildikten sonra adeta robotlaşmaya doğru giden bir eğilim söz konusu oluyor. Dolayısıyla 50'nci günde artık intihar etmesi isteniyor. Maalesef Türkiye’de de çocuk ve ergen psikyatrist kongresinde sunulan resmi bir rapor. 150 civarında bu oyundan dolayı ölüm gerçekleştiği iddia ediliyor" diye konuştu.
'HEDEF HALİNE GELMİŞ OLUYORLAR'
Bilim adamlarına göre 'Mavi Balina' ve buna benzer oyunları oynayan gençlerin üç grupta toplandığını belirten Prof. Dr. Ünüvar, şöyle konuştu:
"Bir; depresyonu var; ama oyun oynama isteği de var. Yani ikisi birleşmiş. Bir diğeri, o oyuna liderlik yapma yani o oyunu yönlendirme amaçlı fikri olan kişiler. Üçüncüsü de belli başlıklar var; '50 günde 50 komut' diye. O başlıklara yorum yaparak takipçisini artırmaya eğilimli kişiler. Bunlar, sosyal etkenler birleştiğinde istenmeyen o durum bir profil ortaya çıkıyor. 'Kendine zarar verme davranışı' diye bir kavram var, herkeste olmuyor. Özellikle yine depresyon, can sıkıntısı, madde bağımlısı gibi gençlerde görülüyor. Türkiye’de yapılan bir çalışmada 'yüzde 21 civarında kendisine zarar verebilir' diye bir rapor var. Dünyada ise yüzde 10  ile 15 arasında bir rakam var. Kendine zarar veren kişilerle, eğilimli yapılar bir araya gelince o oyunun kurucuları tarafından adeta hedef haline gelmiş oluyorlar. Ailelerin bilinç yapısı da çok önemli, gece yarısı verilen komutlar, yapmadığın zaman da tehdit var. Öbür taraftan bu girdabın içeresinden seni çekip çıkaran bir el varsa kurtuluyorsun."
'BAĞIMLILIK AİLE VE TOPLUMLA ALAKALI'
Söz konusu 150 kişi ile ilgili bilimsel çalışmaların olduğunu aktaran Prof. Dr. Necdet Ünüvar, "Akranlarla büyümüş ebeveynlerin, ekranlarla büyüyen çocukları anlaması zor. Çocuklar akrandan ziyade ekranla büyüyor. Ebeveynlerin, 'okulda öğretmen, sokakta polisler çocuklarımızı korusun' anlayışından vazgeçmeleri lazım. Kendilerinin de çocukları ile kaliteli teknoloji dışında ilişki kurmaları gerekiyor. Köy ve şehirli olmakla da alakalı değil. Sosyoloji ve psikolojik durumla alakalı bir bağımlılık, bu bağımlılık aile ve toplumla daha çok alakalı. Parçalanmış aile çocuklarının, bu oyunlarla karşılaştıkları zaman o zorluklarla baş etme becerilerini kazanmamış olmaları da önemli bir etken" ifadelerini kullandı.