Burhan CEYHAN/SÖKE (Aydın), () - AYDIN'ın Söke ilçesinde yaşamını sürdüren, Osmanlı Padişahı 2'nci Abdülhamid'in iki sadrazamından Şakir Paşa'nın torunu Emel Aksoy'un (78), Osmanlı Dönemi'ne ait kıyafetlerden oluşan etnografik koleksiyonu ile 4 yıl önce müzeye dönüştürdüğü evi büyük ilgi görüyor. Müzeyi gezenlerden alınan giriş ücretiyle masraflar karşılanıp, müzenin bulunduğu Doğanbey Mahallesi'ndeki 60 sokak kedisi için mama alınarak, hayvanların bakımı yapılıyor.
Osmanlı Padişahı 2'nci Abdülhamid döneminde görev yapan Şakir Paşa'nın torunu koleksiyoner Emel Aksoy ve eşi emekli Albay Erol Aksoy (85), İstanbul'un gürültülü ortamından kurtularak, tarihi Rum evleriyle ünlü Kuşadası Dilek Yarımadası ile Büyük Menderes Deltası Milli Parkı sınırları içinde yer alan Doğanbey Mahallesi'nde 10 yıl önce 2 ev satın aldı. Emel Aksoy, bu evlerden birini ailesinden kalan Osmanlı kıyafetleri ve çocukluk yıllarından beri topladığı eşsiz değerdeki Osmanlı'da haremlerin dağılmasıyla kaybolmaya başlayan saray giysileri, iğne oyaları, dönemin kıyafetlerine özgü başlıklar ve takılar ile 2014 yılında müzeye dönüştürdü. Etnografik 150 eşya ile müzeye dönüştürülen ev, bölgeye gelen yerli- yabancı turistlerin de vazgeçilmezi oldu.
'BALKAN HARBİ HİKAYELERİNİ DİNLEYEREK BÜYÜDÜM'
Kendisini anneannesinin büyüttüğünü belirten Emel Aksoy, "Ailemin bir kısmı Rumeli tarafından bir kısmı ise Orta Asya'dan gelen Yörük’lerdir. Kıbrıs'a kadar inen Şakir Paşa, Kamil Paşa ve Sadık Paşa'nın soyundanız. Çocukluğumdan beri benim tutkum kadın giyim üzerine olan kostümler. Okulda öğretmenlerim, 'Bayramda ne giyeceksin?' diye sorardı. Ben köylü kızı olacağımı ve sırtımda da top mermisi taşıyacağımı söylerdim. Anne ve babamı 14 yaşındayken kaybettim. Anneannem beni büyüttü. Onun Balkan Harbi hikayelerini dinleyerek büyüdüm" dedi.
'BURADA TARİH VAR'
Müzesinde 150- 200 yıllık tarih olduğuna vurgu yapan Emel Aksoy, giriş ücretinin kişi başı 20 TL olduğunu, masrafların karşılanmasının ardından kalan gelirle köyün 60 kedisine mama alındığını söyledi. Aksoy, "Müzemde 150'den fazla eşya bulunuyor. Özellikle elbiseleri mankenler üzerinde dönüşümlü kullanıyorum. Sıkıldım mı, mankenlerin üzerindeki elbiseleri değiştiriyorum. Burası çok büyük bir bina değil. Anneannemin yatak odası. Müzeyi 2014 yılında hizmete açtık. Önceleri sadece yaz aylarında geliyorduk daha sonra sürekli gelmeye başladık. Burada çok mutluyum. Tarihi eşyaların hepsine aşığım. Burada görünen bir çok şeyi de kendi ellerimle yaptım. Müze ziyaretçileri için çok seçiciyim. Bu tarihi ve kültürü seven insanlarla beraber olmak istiyoruz. Çünkü onlar benim ne demek istediğimi çok güzel anlıyorlar. Müze ziyareti için 20 TL ücret alıyoruz. O da buranın masrafları için. Bunun yanında köyün 60 kedisi var, onlara da biz buradan elde edilen gelirle bakıyoruz" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI