ANKARA () - ODTÜ Mezunları Derneği tarafından yapılan yazılı açıklamada, Karaman'ın Ermenek ilçesinde meydana gelen kömür ocağındaki kazadan duyulan üzüntü ifade edilerek, "Karaman Ermenek'teki kazanın meydana geldiği sahada,za olayı incelendiğinde; yine rodövans olarak tabir edilen maden işletmelerinin kiralanması yöntemi karşımıza çıkmaktadır. 3 ayrı firmanın aynı anda rodövans yöntemi ile üretim yaptığı görülmektedir. Gerçek sorumlular belirlenmeli ve gereken tüm önlemler biran önce alınarak iş cinayetleri son bulmalıdır" denildi.

"KAZA SAHASINDA ÜÇ AYRI FİRMA AYNI ANDA RODÖVANS YÖNTEMİ İLE ÜRETİM YAPIYOR"

Kaza sahasında üç ayrı firma aynı anda rodövans yöntemi ile üretim yapıyor iddiasının savunulduğu açıklamada, "Saatler ilerledikçe umutlarımız giderek azalmaktadır. Kazanın yaşandığı maden işletmesine bitişik olan ve daha önce çalışılmış, eski bir maden işletmesinde bulunan tahminen 10.000 metreküp suyun aniden ocak içerisindeki çalışma alanlarına dolması sonucu ocakta bulunan 18 maden emekçisi su altında kalmıştır. Karaman Ermenek'teki kazanın meydana geldiği sahada,za olayı incelendiğinde; yine rodövans olarak tabir edilen maden işletmelerinin kiralanması yöntemi karşımıza çıkmaktadır. 3 ayrı firmanın aynı anda rodövans yöntemi ile üretim yaptığı görülmektedir. Maden işletmesinde çalışan işçiler Soma'da da olduğu gibi genellikle çevre köylerden gelen sendikasız ve düşük ücretlerle çalışan emekçilerdir. Uzmanların belirttiğine göre; havza madenciliği yapılmadığı için, ocaklarda yapılan üretimle mücavir alanlarda daha önceki yıllarda yapılan imalatların birbirini nasıl etkileyebileceği bilinmeden planlama ve üretim gerçekleştirilmektedir" ifadeleri kullanıldı.

"ERMENEK'TE MEYDANA GELEN KAZA DA HAVZA MADENCİLİĞİ YAPILMAMASININ BİR SONUCUDUR"

Ermenek'te meydana gelen maden kazasının havza madenciliği yapılmamasının bir sonucu olduğunun ileri sürüldüğü açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Ermenek'te meydana gelen kaza da havza madenciliği yapılmamasının bir sonucudur. Havza madenciliği, bir havzada bulunan madenlerin, bütüncül bir bakış açısı ile planlanması ve üretilmesi anlamına gelmektedir. Aynı havzada farklı firmaların, değişik ya da aynı zamanda yaptıkları planlama ve üretimi birbirlerinden bağımsız, habersiz, birbirlerini olumsuz etkileyebilecek şekilde yerine getirilmesi politikası sürdükçe Soma'da, Elbistan'da ve son olarak Ermenek'te yaşanan facialar gelecekte de yaşanabilecektir. Ülkemiz, iş kazalarında dünyada üst sıralarda yer almaktadır. Özellikle maden kazaları son yıllarda belirgin olarak artmaktadır. 2008 yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirmişken, 2009 yılında bu sayı 92'ye çıkmıştır. 2010 yılında 105 işçi, 2011 yılında 77 işçi, 2012 yılında 61 işçi maden kazalarında yaşamını yitirmiştir. 2014 yılında maden sektöründe iş kazaları sonucu 400 civarında maden emekçisi hayatını kaybetmiştir."

"GERÇEK SORUMLULAR BELİRLENMELİ VE GEREKEN TÜM ÖNLEMLER BİRAN ÖNCE ALINMALIDIR"

Kazaya ilişkin gerçek sorumluların belirlenmesi ve gereken tüm önlemlerin biran önce alınması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, "Ülkemizde yüksek risk taşıyan, mühendislik biliminden ve tekniğinden uzak, kural ve denetim olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda çalışan pek çok maden işletmesi bulunmaktadır. Bu işletmelerde her an kaza olma olasılığı mevcuttur. Madenciliğin kendisine özgü durumlar göz önüne alınarak kapsamlı bir risk haritasının söz konusu ilgili Bakanlıklarca hazırlanması ve denetimlerin buna göre yapılması gerekmektedir. Devletin, işçi sağlığı-iş güvenliği alanında araştırma yaptırmaktan, üretim süreçleri konusunda tarafları bilgilendirmeye, ulusal mevzuatı günün gereksinimlerini karşılayacak bir biçimde güncelleştirmekten, insan sağlığını her şeyin üstünde tutarak işyerlerini etkili bir biçimde denetlemesine kadar pek çok sorumluluğu vardır. İşverenlerin büyük bir bölümü; insanın, çalışanın korunmasını, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını maliyet unsuru olarak görmektedir. Yasanın zorunlu kıldığı önlemleri almak, sağlık kurullarını oluşturmak konusunda işverenlerin sorumluluklarını kendiliğinden yerine getirmeleri beklenmemelidir. Bundan önce olduğu gibi "gerekenler yapılacaktır" gerekçesinin arkasına sığınılmadan gerçek sorumlular belirlenmeli ve gereken tüm önlemler biran önce alınmalıdır" ifadeleri kullanıldı.