NİĞDE Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, termik santral atıklarından üretilen geopolimer kompozit malzeme ile çimentosuz kaldırım taşı üretti. Türkiye proje yürütücüsü Prof. Dr. Neslihan Doğan Sağlamtimur, küllerden ürettikleri yapı malzemesinin radyasyon sönümlemesinin çok yüksek olmasının yanında küresel ısınmayı önceleyecek özelliğe de sahip olduğunu söyledi.
Polonya, Türkiye, Romanya, Peru, Arjantin, Letonya ve Uruguay'ın içinde yer aldığı 7 ülke işbirliği ile yürütülen proje, AB 7. Çerçeve programı kapsamında 170 uluslararası proje başvurusu arasında kabul edilen Türk ortaklı 2 projeden biri olma özelliğini taşıyor. Çevre dostu, çimentosuz, küresel ısınmayı, hava kirliliğini önleyici, iklim değişikliğini azaltıcı yönde katkı sağlayan temiz üretim geopolimer kompozit malzemeden üretilen kaldırım taşı, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi kampüs alanında 2 aydır test ediliyor.
Türkiye proje yürütücüsü Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Doğan Sağlamtimur, geopolimer kompozit malzeme üretiminde Türkiye’nin üretimde diğer ülkelerden daha iyi sonuçlar elde ettiğini söyledi. Sağlamtimur, "Türkiye geopolimer teknolojisini uygularken işe atık ile başlıyor. Atık kül kullanıyoruz. Termik santrali külüyle 2,5 yıldır bu üretimleri yapıyoruz. Malzemeler gerçek hayatta kullanılabilecek seviyeye geldi. Önceki aşamalarda deney şeklindelerdi. 2 aydır üniversitemizin kampüsünde kullanılıyor, testler yapılıyor" dedi.
'EN İYİ SONUCU BİZ ELDE ETTİK'
Diğer ülkelere göre daha iyi sonuçlar elde ettiklerini belirten Sağlamtimur, şunları söyledi:
"Bu projeyi yapan birkaç ülke var. Türkiye üretimde diğer ülkelerden daha iyi sonuçlar elde etti. Aslında kaldırım taşı yaptık biz ama bir duvar örebilecek ya da taşıyıcı malzeme örebilecek durumdayız. Beton sınıfı olarak bakacak olursa C30’u (Avrupa ülkelerinde ise uygulanan yasal sınır) çok yüksek. Piyasada kullanılanlardan çok daha iyi durumda. Bizi diğer ülkeler, yüksek sonuç elde eden ülke olarak tanımlıyorlar. Çimento oda koşulunda oluşan bir bağlayıcıydı. Oda koşulunu kullanmanız yeterliydi. Herhangi bir sıcaklığa termal enerjiye gerek yoktu. Bu teknolojide çimento yok o yüzden biz fırınlama yapıyoruz. Bir sıcaklık uyguluyoruz, kimyasallarla bu işlemi yapıyoruz. Çimentosuz bir teknoloji olduğu için de çevre dostu temiz üretim endüstriyel simbiyoz gibi felsefelere de uygun bir teknoloji. Atığı dönüştürdüğünüz için de Türkiye’nin yüksek tonlarındaki atığın sorununa da katkı sağlıyor. Atık kül sorunu olan bütün ülkelere katkı sağlayabilecek bir çözüm. Bu sadece atık küle endeksli bir teknoloji değil, diğer atıklarla da geopolimer malzeme üretebiliyorsunuz. Atık kül belki bir gün bitecek. Kömür belki tamamen terk edilecek. Geopolimer malzemeyi birçok atıkla üretebilirsiniz. Bu anlamda yüzlerce atık var. Cam, pet şişe gibi sigara külüne kadar enteresan atıklardan bunu üretebilmeniz mümkün. Burada temel felsefe atığınızın bu dönüşüme uygun içeriğe sahip olmasıdır."
RADYASYON SÖNÜMLEMESİ YÜKSEK  
Küllerden ürettikleri yapı malzemesinin radyasyon sönümlemesinin çok yüksek olduğunu belirten Sağlamtimur, sözlerini şöyle tamamladı: "Fizik bölümüyle birlikte ürettiğimiz malzemenin radyasyon sönümlemesini de belirlemeyi düşündük. Bunun için bir cihaz tasarladık. Bu malzemelerin normal çimentolu betonlara ve çimentolu yapı malzemelere göre daha yüksek radyasyon sönümlediği ortaya çıktı. Yapı malzemelerinde radyasyon sönümlemesi çok kritik bir şey. Hayatımızdaki bir çok cihaz bir fön makinesi ya da bir mikro dalga fırınlar, bir çok kullandığımız cihaz, hatta kullandığımız bilgisayar cep telefonları bile radyasyon yayıyorlar. Bu anlamda binaların malzemelerin böyle bir ürüne geçmesi çok önemli. Kaldırım taşı işin bir boyutu. Bunlardan bir çok malzeme üretebilirsiniz. Biz Türkiye olarak aktif kullanılması için kaldırım taşını seçtik."