ELAZIĞ'ın Keban ilçesinde, Orta Asya'dan gelen 'kulluk' geleneğini hala sürdüren Nimri köyü sakinleri, bu geleneğin kaybolmaması için proje başlattı. Proje kapsamında köylüler, 25- 30 Ağustos tarihleri arasında 'kulluk'ları yeniden inşa edecek. Proje kapsamında 'kulluk'tan esinlenerek, 'Semah' adlı mermer bir heykel yapan heykeltıraş Mehmet Aksoy'un eseri de 29 Ağustos tarihinde köyde sergilenecek.

Keban'a bağlı Nimri köyünün sakinleri, Orta Asya geleneği olan, günümüzde Güney Amerika, Sibirya, Kuzey Kanada, İşviçre ve Portekiz gibi dünyanın birçok yerinde sürdürülen ve insanların özellikle kış aylarında yönlerini bulmasına yarayan 'kulluk' geleneğini yaşatmak için proje başlattı. Yön bulmanın yanı sıra, insan ve doğa arasında manevi bir güç kurduğuna inanılan 'Kulluk', taşların üst üste dizilip ardından tepesine sopa koyarak, sopanın da başına at ya da sığır kafası iskeletinin oturtulmasıyla oluşturuluyor. Türkiye'de bu geleneği sürdüren Nimri köyünün sakinleri, 'kulluk'un unutulmasını istemiyor. Bu nedenle, Nimri Köyü Sanat Projesi'ni hayata geçiren köylüler, 40 yıl önce yok olan yapıtları yeniden inşa edecek.

Ayrıca, heykeltıraş Mehmet Aksoy da 'kulluk' geleneğinin yaşatılması için, projeye destek oldu. Aksoy, 'kulluk' geleneğinden esinlenerek 'Semah' adını verdiği mermer bir heykel hazırladı. Nimri sakinleri, proje kapsamında 25- 30 Ağustos tarihleri arasında, köyde 'kulluk' inşa edip, etkinlikler düzenleyecek. Aksoy'un heykeli ise 29 Ağustos'ta köyde sergilenmeye başlayacak. 

'KULLUKLAR DOĞA İLE İNSAN İLİŞKİSİNİ GÜÇLENDİRİYOR'

Kullukların doğa ile insan ilişkilerini güçlendirdiğini ifade eden Aksoy, Aksoy, "Doğamızı mahvetmekle meşgulüz. Çocuklarımıza ne bırakacağımızı düşünmüyoruz. Kulluklar doğa ile insan ilişkisini güçlendiriyor. Ben heykeli yaparken buradan yola çıktım. O köye hiçbir heykeltıraş gidip heykel yapmaz, köylülerin ilgisini çekmek ve o geleneğe ilgi çekmek için heykeli yaptım. Taş taş üstüne koyup bir şeyler yapmışlar. Biz bu şekilleri daha ilerlettik. Heykel bozulan doğa insan ilişkisine örnek teşkil edecek. İnsanın enerji taşıdığını düşünüyorum. Suyun, taşın, toprağın her şeyin bir ruhu var ve bu ruh kutsaldır. Bu ruha dokunmayıp birlikte yaşamak gerekir. İnsanla yer, gök ilişkisini kuruyoruz, insan Şamanizm'de iletken olarak görülüyor. Buradan esinlendim" diye konuştu.

'BİTEN KULLUK GELENEĞİNE YENİDEN ANLAM VERMEK İSTEDİM'

Aksoy, hazırladığı ve 'Semah' adını verdiği heykelle kulluk geleneğini yeniden anlamlandırmak istediğini belirterek, şöyle konuştu:

"Mevlevilikteki semahlara baktığımız zaman bir el yukarıda diğer el aşağıdadır. Bir el yeri, bir el göğü gösterir. Dönüp kendilerinden geçtiklerinde evrenle bütünleşme anlamı çıkar. O yüzden heykelin adı 'Semah'. Semahın kökeninde insanın yukarıdaki kozmik enerjiyi aşağı, aşağıdakini yukarı taşıdığı anlamı vardır. Bu bir tanrıyla buluşmadır. Ben de kulluklardan yolara çıkarak taşları üst üste koydum ve anlam vermeye çalıştım. Heykel benim için çok önemli. Heykel ileride köy olduğunu gösteriyor. Daha da ileride Babadağ var. O bölgedeki insanların halen daha doğayla, ağaçla ilişkileri iyi. Biten kulluk geleneğine yeniden anlam vermek istedim. İleride sempozyumlar yaparak işaretleri Babadağ'a kadar çıkarmak istiyorum. Orayı göstermesini hedefliyorum. İnsanlara doğanın parçası olduğumuzu anlatmak, dikkat çekmek istiyorum. Yapımında başta heykeltıraş Ferit Yazıcı ve Antalya Güzel Sanatlar Fakültesi’nden öğrencilerin katkıları var. Köy yolunun üzerindeki tarlada kavşak var, heykeli oraya yapıyorum. Karşısında Babadağ bulunuyor. Babadağ, insanların gidip adak adadıkları, bez bağladıkları bir yer."

BU ÇOK ÖNEMLİ BİR DESTEKTİR

Emekli olduktan sonra Nimri Köyü Sanat Projesi'ni hayata geçirdiklerini anlatan Kenan Öztürk, "Kulluk köyümüzde eskiden yön bulmaya yarayan, yaklaşık 2,5 metre boyunda başında genellikle sığır başı ya da at başı iskeleti olan bir tarafıyla şamanik yapıtlardı. Köyümüz Türk köyüdür ve Orta Asya ile bağı olan bir köydür. Kulluklar da esas olarak o bölgeden dünyaya yayılmıştır. Bir taraftan yerel bir yapıt, aynı zamanda evrensel boyutta dünyanın her tarafında var. Bir çalışma başlattık ve bu amaçla Mehmet Aksoy ile görüştüm. Bu projeyle çok ilgilendi. Kendisinden projenin sahibi olmasını ve yardım istedik. Kaybolmuş kullukların tekrar hayata geçmesi için kulluk yapmasını istedim. O da bize çok güzel bir heykel yapacağını söyledi. Çizimini yaptı yönetti. Geçen sene deneme yaptık. Arkamızdaki kulluk Cemal Erez'in tasarımı olan bir kulluktur. Köylülerle beraber yaptık. Mehmet Aksoy'un yaptığı heykele, köyün girişinde 250 metrekarelik bir alanı tahsis ettik. Bu alana konulacak 4 metre 26 santim boyunda bir mermer heykeldir. Şu anda yapıldı ve Antalya'dan gelecek. Montajını 29 Ağustos tarihinde Mehmet Aksoy kendi yapacak. Bu çalışmaya katılan öğrenciler de ona yardım edecek. Bu bizim için çok değerli bir destek. Kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır. Ayrıca Trakya Üniversitesi de gelip kulluk yapacak" dedi.

İstanbul'da mali müşavirlik yaptıktan sonra emekli olup köyüne dönen Metin Yıldırım da projenin köy için çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Bu etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ederim" diye konuştu.

Nimri Köyü Muhtarı Kamber Can ise Anadolu'nun merkezinde olan köyün sanat projesi ile anılmasının önemli olduğunu belirterek, "En önemli noktası Mehmet Aksoy gibi bir heykeltıraşın köyümüzde böyle bir projenin hayata geçmesi. Çok önemli. Köyümüzün tanıtımı açısından emek harcayan herkese çok teşekkür ediyoruz" dedi.