PARTİ MESELESİ DEĞİL, MEMLEKET MESELESİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, muhtarlarla yaptığı toplantının ardından Darıca'da bir tekstil fabrikasını ziyaret etti. İşçilerle sohbet eden Kılıçdaroğlu, kadın işçilerin isteği üzerine onlarla fotoğraf çektirdi. Kılıçdaroğlu, daha sonra işçilerle birlikte yemek yedi. Kılıçdaroğlu, ardından Gebze Osman Hamdi Bey Konferans Salonu'nda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Kılıçdaroğlu, referandumunun parti veya kişi ile ilgisinin olmadığını, demokrasinin oylanacağını belirterek, "Türkiye'de rejim değiştirilmek isteniyor. Halk demokrasiyi oylayacak. Parti ile ilgisi yok, kişi ile ilgisi yok. Demokrasiyi oylayacağız. O nedenle sandığa giderken hepimizin düşünmesi lazım. Soru şu? Niye rejim değiştiriyoruz, hangi gerekçeyle değiştiriyoruz. Bir Allah'ın kulu çıksın bize anlatsın 'Şu gerekçeyle değiştiriyoruz' diye. Parlamenter sistem içinde Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirdik, 15 Temmuz darbe girişimi püskürtüldü. Parlamenter sistemde çok partili hayata geçtik. Bunlar bizim neyimize yetmiyor? Daha da büyüyelim, kalkınalım. Şimdi 'Bundan vazgeçelim' diyorlar. 'Bir kişi olsun her türlü yetkiye sahip olsun, kimse ona hesap sormasın' diyorlar. Bunun sağcısı, solcusu, milliyetçisi yok, bu hepimizi ilgilendiriyor. Demokrasi sadece benim için geçerli değil ki, hepimiz için geçerli. Bu parti meselesi değil, memleket meselesi. Parti meselesi olsaydı mitingler yapar, başka partilere çatardık" diye konuştu.
MİLYONLARCA KİŞİ TERÖRİST İLAN EDİLİR Mİ?
'Hayır' diyen milyonlarca kişinin 'terörist' ilan edildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Diyorlar ki 'Referandum sonucunda hayır çıkarsa memlekette kaos' olur. Niye kaos olsun? Hayır çıktığında Türkiye büyük bir nefes alacak. Sayın cumhurbaşkanı seçimle geldi 2019'a kadar görevinin başında. Kim seçti? Vatandaş. Vatandaşın seçtiği başımızın üstünde. Binali bey yerinde. Biraz da ona çalışıyoruz başbakanlık görevini yapsın diye. Hayır çıkarsa parlamentoda görev yapacak. Erken seçim olur mu? 550 milletvekili karar alırsa olur, almazsa olmaz. Her bakan görevinin başında, hükümet görevinin başında. Niye kaos olsun? Evet çıkarsa Türkiye nereye gittiği belli olmayan yola koyulur. Vatandaş niye 'Evet' diyecek bunu anlatmıyorlar. Akıllarına bir şey geldi. 'Kim hayır derse teröristtir.' Bir ülkenin nüfusu milyonlarca kişi terörist ilan edilir mi? Böyle şey olur mu? Ne olursa olsun bu ülkenin demokrasiden yanına tavır alacağını biliyorum. Demokrasiyi seviyoruz. Eksiğimiz, hatamız var mı? Var. Ama demokratik düzeni büyütmek, geliştirmek, derinleştirmek zorundayız."
'ÜSTÜNLERİN HUKUKU'
Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği referandumunda 'evet' oyu cıkarsa bir kişinin OHAL kararı alabileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yapılan seçim değişikliğinin faturası ağırdır. Hiçkimsenin can ve mal güvenliği olmayacak. Bir sabah bir kişi 'Türkiye'de OHAL ilan ettim' diyecek. Mevcut modelde Milli Güvenlik Kurulu toplanması OHAL kararı alması lazım. Hükümet alır bunu TBMM'ye götürür. TBMM karar verir. Şimdi Meclis'in böyle yetkisi yok. Bir kişi karar verecek OHAL ilan edilecek. Sonra bir işadamı var onun mal varlığına el koyuldu. Bir kararla el koyuldu. Yabancı sermaye Türkiye'ye niye gelsin o zaman? Hukuk güvenliği yoksa niye gelsin. Hukuk üstünlüğü değil de üstünlerin hukuku olursa vatandaş ne yapacak? Hukuk üstünlüğü nedir biliyor musunuz arkadaşlar? Hukuk üstünlüğü devletin gücüne karşı vatandaşın hakkını koruyan hukuka hukukun üstünlüğü denir. Devletin polisi, askeri, hakimi, savcısı, kaymakamı vardır, bütün bunlar devleti oluşturur. Vatandaş devlette gerektiğinde bağımsız mahkemede hakkını arayabilmelidir. Yargı bağımsızlığı bu yönden önemlidir. Hukuk üstünlüğünün temel kuralı budur. Bu anayasa güçlülerin hukukunu oluşturan bir anayasa. Bu anayasaya göre bir partinin genel başkanı aynı zamanda hakim de tayin edecek. Hani adalet, nerede hak, nerede hukuk?"
'EVET DEMENİN VEBALİ AĞIRDIR'
Kılıçdaroğlu 'Evet' demenin vebalinin ağır olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Evet demenin vebali ağırdır. Ben 1982 yılında genç bir bürokratken İstanbul Fikirtepe'de 1982 anayasasının oylamasına katıldım ve o anayasaya 'hayır' oyumu kullandım. Bugün ben çocuklarıma ve torunlarıma gururla anlatıyorum, 'Ben bu anayasa değişikliğine hayır oyu kullanmıştım'. Şimdi hepimizin böyle bir fırsatı var. 16'sında gideceğiz 'Hayır' oyunu kullandığımızda çocuk ve torunlarımıza gururla anlatacağımız bir hikayemiz olacak. 'Evet' oyunu kullanan vatandaşlarımızı asla suçlamamalıyız, ayırmamalıyız. İster 'Evet', ister 'Hayır'. Her vatandaşın tercihine saygı göstermeliyiz. Bu bizim demokratik anlayışımızdır."

FOTOĞRAFLI