İZMİR'in Konak ilçesinde çıkan yangında evin içinde kalan Özgehan Gökçay'ı (24), alevlerin arasına girerek kendi hava solunum cihazını takıp kurtaran 15 yıllık itfaiye eri Mehmet Çağlar, "Ben kahraman değilim. Bizim mesleğimizin gereği bu. Bir başka arkadaşım da olsa, benim yaptığımı tereddütsüz bir şekilde, gözünü kırpmadan yapardı" dedi.
Konak ilçesinde saat 01.00 sıralarında Akarcalı Mahallesi 1095 sokakta bulunan 2 katlı evin zemin katında yangın çıktı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına hemen müdahale etti. Bu sırada evde iki kişinin olduğu söylendi. Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İtfaiye Daire Başkanlığı itfaiye ekipleri, evin içine girdi. İtfaiye eri 2 çocuk babası Mehmet Çağlar (42), içeride Özgehan Gökçay'ın olduğunu fark etti. Bir an bile tereddüt etmeyen Çağlar, Gökçay'ı evde sıkıştığı yerden kurtardı. Özgehan Gökçay'ın baygın olduğunu farkedince de, kendi kullandığı hava solunum cihazını çıkararak, kadına taktı. Ekip arkadaşlarının yardımı ile evden çıkan Gökçay ve Çağlar, ambulans ile Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Burada tedaviye alınan Mehmet Çağlar, sabah taburcu edildi.
15 yıllık itfaiye eri olan ve o anları, "Kim olsa aynı şeyi yapardı" diye anlatan Çağlar, arkadaşları tarafından, 'Kahraman' diye anılmaya başlandı. Mehmet Çağlar, yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:
"Yangın ihbarı adlıktan sonra hemen çıktık. Hızlı bir şekilde olay yerine vardık. Olay yerine vardığımızda yanan zemin kattaki evde bir kadın ve bir çocuğun olduğu söylendi. Gece olduğu için kapılar kilitliydi. Biz de kapıyı kırmaya çalıştık. Kapıyı kırdıktan sonra içeri girdik. Diğer arkadaşlarım yangını söndürürken, ben de içeridekileri aramaya başladım. Kadının yatak odasında banyo gibi bir yerde sıkıştığını fark ettik. Bu arada hava solunum cihazlarımız, kişisel donanımlarımızın hepsi yanımızdaydı. Kadına seslendim, cevap alamayınca baygın olduğunu fark ettim. Kendi hava solunum cihazımı çıkararak, ona taktım. Kadın kendine gelsin, zaman kazanalım diye düşündüm. Sonra kadın kendine geldi. Ekip arkadaşları o sırada beni gördü ve hemen yardıma geldiler. Evde başka birinin olmadığı da netleşince, çıktık."
'SOĞUK KANLI DAVRANMAK GEREKİYOR'
O sırada kendi hava solunum cihazını Özgehan Gökçay'a verdiği için dumandan etkilendiğini belirten Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dumana  maruz kalarak zehirlenme tehlikesi yaşadım. Bu nedenle hastaneye kaldırıldım. Burada gerekli müdahaleler yapıldı. Bana 'Kahraman' diye seslenilmesi doğru değil. Kahraman demeyelim. Bizim mesleğimizin gereği bu. Benim yerimde kim olsa, bütün arkadaşlarım bunu yapacaktı. Bu ekip işi. Bir başka arkadaşım da olsa, benim yaptığımı tereddütsüz bir şekilde, gözünü kırpmadan yapardı. İnsanız sonuçta. Bizim de korktuğumuz çok anlar oluyor ama burada soğuk kanlı davranmak gerekiyor. Çünkü orada bir hayat var ve o kişiyi hızlı şekilde dışarı çıkarmak gerekiyor. İlk önce yangını söndürmek değil, içeride bulunan kişinin hayatını kurtarmak daha önemli."
Hava solunum cihazını Gökçay'a vererek kendi hayatını riske atıp atmadığının sorulması üzerine Çağlar, "Tehlike altındayız ama burada insani faktörler biraz daha ön plana çıkıyor. O anda kendinizi göz ardı edebiliyorsunuz. Çünkü onun da çocuğu var, ailesi var. Onu bir şekilde yaşatalım ki kurtulsun. O gözle baktık" yanıtını verdi.
İtfaiye Daire Başkanı Murat Varlıorpak da "Tekrar geçmiş olsun diyorum, teşekkür ediyorum gayreti ve emeği için. Sağ olsun başkasının canını kurtarmak için kendi canını ortaya koydu. Ulvi ve kutsal bir görev yaptığını biliyorum. Böyle kötü olaylar yaşanmasın, tekrarı olmasın dileğiyle" dedi.