- Hukukçular, sosyal medyadaki tartışmayı yorumladı
Haber-Kamera: Ruken KADIOĞLU- Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL, ()  BİRBİRİ ardına gelen kadın cinayetleri haberleri, toplumda tepkilerin büyümesine neden oldu. İki gün önce Bayburt'ta, kadın cinayetlerinin son kurbanlarından Zehra Erdemir'in bıçaklanarak öldürülmesi olayı ise sosyal medyada 'Kadınların silahlanması' tartışmasını beraberinde getirdi. Hukukçular ve kadınlar silahlanmaya karşı olduklarını belirtiyor.
Ordu'da Ceren Özdemir'in öldürülmesinin acısı henüz tazeyken, Bayburt'ta Zehra Erdemir'in bıçaklanarak öldürüldüğü ortaya çıktı. Kadına yönelik şiddet ve cinayetleri önlemek için çözüm ne olmalı sorusunu avukat Selin Nakıpoğlu, "Bütünlüklü politikaları öngören aslında İstanbul sözleşmesinin hayata geçmesi, en önemli mekanizma bu elimizde . En üst düzeyde şiddetle mücadele açısından düzenlenmiş olan ve bizim de ilk imzacısı olmakla övündüğümüz bu sözleşmenin karşısında olmamalıyız. Hayata geçirmek için uğraşmalıyız" diye yanıt verdi.
"KISASA KISAS CEZA HUKUKUMUZA AYKIRI, KENDİNİ SAVUNAMAYACAK DURUMDA KADINLAR VAR "
Tehdit altındaki kadınların bireysel olarak silahlanması çağrısı üzerine değerlendirme yapan avukat Nakıpoğlu, "Kısasa kısas bizim ceza hukukumuzun ruhuna aykırıdır. Bu zaten son derece geri olan düzenlemeye ilişkin hukuk düzenlemeleri getirilmiştir. Ayrıca kadın hareketi bireysel silahlanmaya da karşıdır. Son zamanlarda silahlanmaya dair teşvik eden cümleler son derece talihsizdir. Kendini savunamayacak durumda olan kadınları ne yapacağız peki? Benim müvekkilim uyurken, boğularak kocası tarafından öldürüldü. Sanıyor musunuz siz her zaman kadın kendini savunacak durumdayken şiddetle karşı karşıya geliyor. Silahlanmaya karşıyız. Ama tabi ki erkeklerin de ekmek peynir satın alır gibi silaha, kesici delici aletlere, ulaşabilmelerinin de önüne geçilmesi gerekirken, bu tür beyanlar son derece tehlikelidir " dedi.
"NEVİN YILDIRIM ÖRNEĞİ SİLAHLANMA ÖNERİSİNİ ÇÜRÜTÜYOR "
Avukat Nakıpoğlu, evde çocuğun olduğu bir ortamda silahın tehlike arz ettiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Biz zaten erkeklerin içindeki bu canavarı denetim altına alması için mücadele ediyoruz. Kısasa kısas kesinlikle çok yanlış bir düşünce yöntemi. Nevin Yıldırım kendisine tecavüz etmek isteyen erkeği öldürdü. Nevin için adalet yerini buldu mu? Hayır, Nevin herhangi bir indirim almadan, en üst hadden cezalandırıldı. Oysa tam da kendi hayatını savunmak için bu fiili işlemişti. Silahlanmaya destek verenler açısından baktığımızda Nevin Yıldırım örneği, onların bu düşüncesini çürütüyor. Zor olan, bir günde değişmeyecek olan erkek sistemle mücadeledir. Senelerce etmemiz gerekir belki ama sonuçta çözüm için cezaların etkin uygulanmamasıyla, medyanın dillerindeki ayrımcılıkla uğraşmamız gerekir" şeklinde konuştu.
"ACİL ÖNLEMLER ALINMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM" 
Avukat Yelda Koçak ise bireysel silahlanmanın, her yerde artmasıyla beraber suç oranlarının arttığına dikkat çekerek, "Özellikle bakıldığında kadın hareketleri ve kadınlar bireysel silahlanmaya karşıdırlar. Bireysel silahlanma sonucunda, o silahların kime döneceğinin bir garantisi ve belirlemesi yoktur. Bireysel silahlanma tehlikelidir. Kadın cinayetlerine karşı, kadına yönelik şiddete karşı bütünlüklü bir devlet politikasında, devletin yükümlülüğü, devletin görevleri çok önemlidir. Çok değerlidir. Acil önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
"ŞİDDETİN ÇÖZÜMÜ ŞİDDET OLAMAZ "
Kadınlar ise artan kadın cinayetlerini önleme konusunda 'bireysel silahlanma' karşısında olduklarını belirtiyorlar. Bütün bireysel silahlanmaların şiddeti teşvik ettiğini belirten Buse Deniz, "Şiddetin çözümü şiddet olamaz. Dizilerdeki sansürlerin de silahlara, yumruklara uygulanmasını tercih ediyorum" dedi. Arkadaşı Gülnur Kefeli ise, " Çözüm insanların mantalitesinde, silahlanmasında değil. Biz önce bu mantaliteyle savaşmalıyız ki bir şeyler çözülsün. Kadın cinayetleri muhtemelen her ülkede olan bir şey. Ama her ülkede insanlar, 'O kadın niye orada geziyormuş?' diye tepki vermiyorlar. Eğitilmeliyiz, cehaletle savaşmalıyız " diye konuştu.
"SİLAHLANMAYA KARŞIYIM ANCAK, KADIN DEVLET TARAFINDAN KORUNAMIYORSA NE YAPACAK? "
Dilek Sencer ise, kadınlar adına çok üzgün olduğunu belirterek, " Türkiye için çok üzgünüm böyle cinayetlerle anıldığımız için bütün dünyaya. Bunun önüne geçilmesini ve önlem alınmasını istiyorum. Ağır cezalarla cezalandırılmalarını istiyorum. İyi hal falan kabul etmiyorum. Silahlanma şöyle, kendini tehdit altında hissedip koruma falan istiyor kadınlar. Bunlar sağlanamıyorsa, kadın korunamıyorsa devlet tarafından kadın ne yapacak? Ben silahlanmaya karşıyım. Ama korumak amacıyla kendini, çaresiz ve zayıf kalıyor kadın. Bunun için de ne yapmalı kadın? Ya devlet koruyacak kadını. Ya da kadın da kendi önlemlerini elinden geldiğince kendi almaya çalışacak yoksa ölüp gidiyor kadınlar " ifadelerini kullandı.
" SİLAHLANMAK DEĞİL HUKUKLA DEMOKRASİ İLE OLUR "
Kadınların haklarını daha etkin kullanması gerektiğini belirten Emine Şahbaz, " Biz daha çok bilinçlenip, kendi haklarımızı bilmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşlarıyla bir arada olmamız gerekiyor. Silahlanmak değil, medeniyetle olur. Hukukla, demokrasi ile, medeniyetle, bilgiyle, eğitimle olur. Silahlanmayı ben tasvip etmiyorum " şeklinde konuştu.
" CİNSİYET AYRIMI YAPILMADAN BİREYSEL SİLAHLANMA ÖNLENMELİ "
Yeni evli olduklarını belirten Gizem Atak ve Batuhan Atak çifti ise bireysel silahlanmaya karşı olduklarını söyledi. Gizem Atak, " Erkeklere daha iyi bir eğitim verilmeli. Evlenmeden önce bir anket veya test yapılmalı. Biz de yeni evliyiz" dedi. Batuhan Atak da "Kadınların silahlanması da sonuç olarak bireysel silahlanma. Bence bireysel silahlanmanın önlenmesi gerekiyor. Cinsiyet ayrımı yapılmaması gerekiyor silahlanma için" ifadelerini kullandı.