İLTİCA ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, DEAŞ'lı teröristler için Fransa'nın uluslararası mahkeme kurulması talebinin mantıklı olduğunu söyledi. Çorabatır, "Uluslararası toplumun, kendi vatandaşları olan bu tutukluları reddeden ülkelerde bir yargı mekanizması oluşturması gerek. Yargısız birinin bir yerde tutulması hukuk açısından kabul edilebilir bir şey değil. Şu anda hukuki bir boşluk var, bunun yeni kurallarla doldurulması lazım" dedi.
İGAM Başkanı Metin Çorabatır, Barış Pınarı Harekâtı kapsamında yakalanan yabancı uyruklu DEAŞ'lı teröristlerin durumuna ilişkin 'ya açıklama yaptı. DEAŞ'lıların çoğunun, Amerika, Danimarka ve Fransa vatandaşı olduğunu kaydeden Çorabatır, bu kişiler için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini ifade ederek, "Hukuki bir boşluk var. Bu sebeple bazı ülkeler baştan taşın altına elini koymamak için vatandaşlıktan çıkardılar. 'Ülkenin güvenliğini tehdit eder' gibi nedenlerle vatandaşlıktan çıkardılar. Aslında vatansızlığın önlenmesi için iki sözleşme var. Mümkün olduğu kadar tam tersi hareket edilmesini ön görüyor. Kimse bu terör örgütü mensupları ile uğraşmak istemiyor. Elini temiz tutmak istiyor" dedi.
Irak'ın bir grup DEAŞ'lının yargılanmalarını Musul'da sürdürdüğünü kaydeden Çorabatır, "Yaklaşık 60-70 kişi hakkında ölüm kararı verdi bu mahkeme. Fakat İnsan Hakları Örgütleri bu davaların adil olmadığını, çok kısa süren, altyapısında işkencelerin olduğunu söyledi" diye konuştu.
'FRANSA'NIN ÖNERİSİ MANTIKLI'
Çorabatır, yakalanan DEAŞ'lıları kimin ve nerede yargılayacağı sorununun bulunduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Uluslararası toplumun, kendi vatandaşları olan bu tutukluları reddeden ülkelerde bir yargı mekanizması oluşturması gerek. Bu insanları Suriye'nin çöllerinde eşleriyle, çocuklarıyla, yeni doğmuş bebekleri ile bıraktılar. Uluslararası insan hakları açısından, bir insan ne kadar büyük bir suç işlemiş olursa olsun yargılanma hakkı var. Yargısız birinin bir yerde tutulması hukuk açısından kabul edilebilir bir şey değil. Şimdi bir somut durumla da karşılaştık; Türkiye-Yunan sınırında. Fransa'nın bir önerisi var bu konuda, 'uluslararası mahkeme kurulsun ve yargılamayı o yapsın' diyor, bu mantıklı. Birleşmiş Milletler'in belli mekanizmaları, İnsan Hakları Kurumları ve Komiserleri özellikle bu sınırda kalan kişi özelinde, genelinde de yapması gereken ilgili devletleri bir araya getirerek bir çözüm bulması lazım. Şu anda hukuki bir boşluk var, bunun yeni kurallarla doldurulması lazım."
'ADİL YARGILANMALARI LAZIM'
2002 Roma Anlaşması çerçevesinde kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin, görev alanı dışında olmasına rağmen talep halinde yardım edebileceklerini ifade ettiklerini belirten Çorabatır, "Ülkelerin bu insanları sınırlarda boşluklara atmaya hakkı yok. Uluslararası hakemlik çerçevesinde nasıl çözüleceğinin yöntemi bulunmalı. On binlerce insan var, hepsi farklı düzeylerde suç işledi. Kimi boğaz kesti, kimi sadece sempatizan veya destek verdi. Adil yargılanmaları lazım. Geçmişte bu kişiler eylemi yaptıkları ülkede veya vatandaşları oldukları ülkelere getirilip, yargılandılar. Şimdi olaya dahil olan ülke toprağı Suriye, Irak olması, Suriye'de bir egemenlik boşluğunun olması, çok sayıda başka ülkeden savaşçı olması bu olayın bir örneğinin olmadığını gösteriyor. Bunun için herkes topu başkasına atıyor. Bir korku yaratıldı bazı yerlerde, olay bir İslamofobiye de dönüştü" dedi.
Çorabatır, hiçbir ülkenin DEAŞ'lıları kendi topraklarına alarak problem yaratmak istemediğini belirtti.