DİYARBAKIR’da HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Hatice Ceylan’ın, önceki gün terör örgütü PKK/YPG’nin elinden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan oğlu Cafer, örgütün elinden nasıl kaçtığını ifadesinde anlattı.
2015 yılında 15 yaşındayken, terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan Cafer Ceylan, emniyetteki ifadesinde, kaçırıldığında önce Kobani'ye, ardından da Münbiç’e götürüldüğünü söyledi. Terör örgütünün uzun bir süre ideolojik eğitim verdiğini anlatan Cafer Ceylan, bir yıl önce Tel Abyad'a ve ardından Suluk bölgesine gönderildiğini belirtti.
'KAÇMAYI PLANLADIĞIMIZ ARKADAŞIMI BAŞKA YERE GÖNDERDİLER'
Tel Abyad'a gelmeden önce örgütün kendilerine yaptığı baskılardan çok sıkıldığını belirterek, “Örgüt bize sürekli baskı yapmaktaydı. Burada bulunduğum sürede sorun çıkarmaya başladım, bu sebeple beni 20-25 günlük sürelerle farklı kamplara gönderdiler" dedi.
Barış Pınarı Harekatı’nın başlamasıyla örgütün kendisini Kobani'ye gönderdiğini ifade eden Ceylan, şunları söyledi:
"Örgüt, harekatın başlaması ile hendek ve tünel kazmak dahil birçok tedbir almaya başladı. Burada bir şahıs ile örgütten kaçmayı düşündük, ancak o gün için bir yol bulamadığımızdan gerçekleştiremedik. Yaklaşık 20 gün sonra bu şahsı başka bir bölgeye görevlendirdiler. Daha sonra, beraber teslim olduğum şahıs ile Kobani'de tanıştık. Kendisi bana örgütten kaçmak istediğini söyledi, bunun üzerine kaçma planı yaptık.”
'KÖYLÜNÜN TELEFONUYLA 155’İ ARADIK'
Kaçma sürecini anlatan Ceylan, terör örgütünün lojistik işlerinde çalıştırıldığı için teröristler tarafından kendisine araç tahsis edildiğini, bunun da kaçmaları için bir fırsat doğurduğunu söyledi. Ceylan, emniyetteki ifadesinde şöyle konuştu:
"Biz kaçmaya karar verdiğimizde kendimize ait telefon olmadığından bir köylüden telefonunu kullanmak için aldık ve 155'i aradık. Telefonda ben konuştum. 155 ile konuştuğumuzda Kobani bölgesinde olduğumuzu, teslim olmak istediğimizi söyledim. Telefondaki şahıs bana ne zaman ve nereye gelebileceğimizi sordu. Biz de 'Fırsat bulduğumuzda sizi arayalım' dedik. Bu konuşmada karşı şahıs bana bir telefon numarası verdi ve bu numarayı aramamızı söyledi. Kaçmaya karar verdiğimiz 9 Aralık 2019 tarihinde akşam saatlerinde beraber teslim olduğum şahısla yukarıda bahsetmiş olduğum araçla Kobani'den ayrıldık. Kobani'den ayrılırken örgütün sözde sorumlusuna araca yakıt alacağımızı söyledik. Yolda bize verilen telefon numarasını aradık, karşı şahıs bize sınıra geleceğini ve bizi teslim alacağını söyledi. Biz de bunun üzerine araçla Türkiye sınırlarına doğru geldik. Aracı sınıra yakın bir köyde bıraktıktan sonra sınıra doğru yürüyerek geldik. Sınıra gelirken karşı şahısla telefon irtibatımız hiç kesilmedi. Bizi sınır kapısında karşıladı. Sınır kapısını açarak bizi içeriye aldılar, sınırda telefonda konuştuğumuz kişi bizi görevlilere teslim etti."