Serpil KIRKESER - Yaşar KAÇMAZ / İSTANBUL, () "Hrant Dink Suikasti Davası"nın tutuksuz sanığı Erhan Tuncel, “Amerika'nın Yeniçerileri" isimli kitabıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Eyüp'deki yayın evinde konuşan Tuncel, kitabını neden yazdığını, konusunun neler olduğunu ayrıntılarıyla anlattı. “HEDEFİN DİNK DEĞİL , DÜNYAYA AÇILAN TÜRKİYE OLDUĞUNU GÖRDÜK" Kamuoyunun kendisini Hrant Dink Suikastiyle tanıdığını söyleyen Tuncel yapılan yargılamalar sonucu bir çok konudan aklandığını iddia etti. Tuncel “Hrant Dink cinayetinin derinlerine indiğimizde şunu gördük. Gördüğümüz hedefin Hrant Dink değil, dünyaya açılan Türkiye olduğunu gördük. Bir kitap çalışması yaptık burada bazı sorular sorduk. Bu soruların yanıtlarını belgelendirdik" diye konuştu. KİTABININ KONU BAŞLIKLARINI SIRALADI Tuncel, kitabında Hrant Dink'i kimlerin, nasıl ve niçin öldürdüğünü anlattığını belirterek, kitapta ele alınan konu başlıklarını şöyle sıraladı: "Neden FETÖ çatı iddianamesi Hrant Dink davasıyla birleştirildi? Avrupa'da işlenen hangi suikastla, Dink suikastı aynı kaderi paylaşıyordu? 2007-2016 yılları arasında Türkiye'nin arka planı kimler tarafından, nasıl yapılandırıldı? Barnabas İncili ile Muhsin Yazıcıoğlu suikastı arasındaki ilişki neydi? 15 Temmuz gayri nizami harp provası mıydı, darbe girişimi miydi, iç savaş çıkarma teşebbüsü müydü? Dönemin güçlü siyasi figürleri birlikteyken neden şimdi birbirlerine düştüler? FETÖ'nün kozmik odasından çıkan belgeler ve gerçekler nelerdi? FETÖ'ye hangi siyasiler, hangi belgelerle, nasıl açık verdi? 17-25 Aralık'ın rövanşında dönemin hangi siyasi figürleri ifşa edilecek ve akıbetleri ne olacak?" “BİLGİ, BİRİKİM, TECRÜBELERİMİZİ KAMUOYUNA SUNDUK" 10 yıldır süren yargılamanın neden uzatıldığına da kitabında ışık tuttuğunu belirten Tuncel, şöyle devam etti: “ İdealist düşünce yapısına sahip olan bütün insanların, hangi yöntemlerle tuzağa düşürüldüğü, konusuna da değindik. Yolculuğumuza şiddetin hüküm sürdüğü varoşlardan başladık. Terörle mücadele müdürlüğünün sorgu odalarına, mahkeme salonlarına girdik. Tabutluk denilen hapishanenin küflü hücrelerinin havasını soluduk. C-5 Şube'nin karanlık dehlizlerinden bürokrasinin kapı ardında konuşulup dışarı yansımayan konuşmalarına şahit olduk. Bu yolculuğumuzda bir suikastin perde arkasındaki gizli hesapları inceledik. Sadece suikastin arkasındaki asıl hesapların bir ülkenin geleceğinde ne gibi etkiler yaptığını artık biliyoruz. Bunun arka planındaki istihbarat örgütlerinin bir kısım medyanın ve küresel sermayenin olduğuna şahit olduk. 10 yıl süren yargılama sonucunda bilgi, birikim, tecrübelerimiz , tespitlerimiz ve belgelerimizi kamuoyuna sunduk." “HRANT DİNK CİNAYETİNE İLK KARŞI ÇIKAN VE SOMUT ADIMI ATAN İLK KİŞİYİM" Tuncel açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tuncel, kendisinin davada fail olarak yer aldığı 2007'de insanların nasıl fail yapıldığının artık çok iyi bilindiğini belirterek, "Biz asıl fail değildik, bir nevi ısmarlama faildik. Çünkü Türkiye'de Hrant Dink cinayetine ilk karşı çıkan kişiyim ve somut adımı atan ilk kişiyim. Belli bir odak tarafından azmettirici yapıldık. Bu odak aslında şu anda FETÖ diye bilinen yapı. Kitapta şöyle tanımladık; Süper NATO'nun görünen yüzü. Bazı kamu kurumlarında yapılanabilmeleri için bizi fail yapıp sonrasında kendi amaçlarına ulaşmaya çalıştılar. Ancak bizim ısrarımız, gerek Dink ailesi gerek iç ve dış kamuoyunun baskısından dolayı ayakları taşa takıldı, düştüler. Şu anda asıl failler kamu karşısında" dedi. “TAMAMEN AKLANIRSAK BİR BAŞSAĞLIĞI DİLEMEK İSTERİM" Erhan Tuncel, Hrant Dink ailesiyle görüşüp görüşmediğine ilişkin soru üzerine şunları söyledi: "İki dostum birebir tanıyordu. Ailelerinin çok iyi insanlar olduğunu söylediler. Hepimiz bu toprağın insanıyız. Bizim toprağımızda acı kutsaldır. En azından aklanıp karşılarına öyle çıkmayı uygun gördük. 'Bak biz de bu işin mağduru olduk, bedeller ödedik. Koruduk yıllarca. Daha sonra elimizde olmayan imkanlardan dolayı Dink öldürüldü.' O şekil bir yaklaşımımız oldu. Dava süreci devam ettiği için belgelerimizi kamuoyuyla paylaştığımız için böyle bir şeye ihtiyaç duyulmadı. Ancak ilerleyen süreçlerde tamamen aklanırsak bir başsağlığı tekrar dilemek isterim" ifadelerini kullandı. Hrant Dink cinayetine ilişkin o dönemde üzerine düşen görevi yaptığını düşündüğünü belirtti. NEDEN KİTAP YAZDIĞINI ANLATTI “Neden kitap yazma ihtiyacı hissettiniz?" sorusu üzerine Tuncel, “2007 yılında ortada Hrant Dink gibi bir kurban vardı. Bizi bir profille kamuoyuna sundular. Olayın failidir, azmettiricisidir, kontrgerilladır, devletin tetikçisidir… Ancak o dönem içerisinde bir çok gazeteci bana sormadan servis haberle sürekli kamuoyuna sunulduk. Türk kamuoyunun vicdanını biliyoruz. Biz de kendi belgelerimizi sunduk. Dedik ki 'Siz bize sormadınız bari biz size anlatalım kim olduğumuzu' o yüzden kitap düşüncesi ortaya çıktı" diye konuştu. “KİTABIM İLGİ GÖRDÜ" “Kitabınız ilgi gördü mü?ö şeklindeki soruya Erhan Tuncel, “Kitabımız ilgi gördü baya da bir heyecan yarattı. Bir insanın baştan sona kadar Dink suikastını iyi okusun, dedik. Üniversite öğrencileri nasıl takip ediliyor, profesyonel suikast nasıl işlenir gibi konuları en yalın şekilde dile getirdik. Asla kendimizi anlatıp, savunma yapmadık. Kamuoyunun takdirine sunduk" dedi. Erhan Tuncel kitabının devamının da olacağını sözlerine ekledi.