Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-) GAZİANTEP'in İslahiye İlçesi'nde, Esed'in bombalarından birinin evine isabet etmesiyle kendi ve oğlunun yaralanması sonucu 3 yıl önce ülkesini terk ederek yaralı şekilde Türkiye'ye sığındı. 44 yaşındaki makine mühendisi Ahmet Kencu, "Yaşamayanlar sıkıntılarımızı anlayamaz" dedi. Dünya Mülteciler Gününde Cevdetpaşa Mahallesi'nde kiraladıkları eve eşi Meryem ve 6 çocuğuyla sığınarak yaşam mücadelesi veren Ahmet Kencu, mültecilerin kendi istekleriyle doğduğu toprakları terk etmediğini söyleyerek, tüm ülkelerin bu bakış açısıyla sığınmacılara insanca muamele yapmalarını istedi. İdlib kentinde savaşın ardından göçe mecbur kaldıklarını anlatan Kencu, "İç savaş başlamasına rağmen düzenli bir hayatımız olduğu için ülkeyi terk etmeyi önce düşünmedim. Esed'in uçaklarından atılan bombalardan birinin evime isabet edip ben ve büyük oğlum Saed yaralanınca eşim Meryem ve 6 çocuğumla 3 yıl önce sınırı geçerek Türkiye ye sığındık. Yaralı olduğumuz için sınırı geçince Türkiye'de hemen bizi tedaviye aldılar. İyileştikten sonra ailemle birlikte İslahiye'deki çadır kente sığındık. Buradaki çadır hayatına alışamayınca ayrılarak kiraladığımız bu eve yerleştik" diye konuştu. Eşi ve çocuklarıyla bir arada olmanın huzuruyla teselli bulduklarını anlatan Ahmet Kencu, "Özellikle gelirimiz olmadan yaşamak kolay olmadı Türkiye?de. Parasal sorun yaşıyoruz ve iş imkanı bulamıyoruz. Kızım günlük 20 lira yevmiye ile işe gidiyor. Oğlum üniversiteyi kazanmasına rağmen ailemize destek olmak için gidemedi. Kendimi Türkiye'de bir mülteci gibi görmüyorum tam tersi komşu bir köye gitmişiz gibiyim. Çünkü burada dil sorunu dışında bir fark yok" dedi. Gurbette yaşamanın zor olduğunu ve ülkelerinde biran önce huzurun hakim olmasını isteyen Kencü, Türkiye'de mesleği olan makine mühendisliğini sürdürmeyi hayal ettiğini ifade ederek şöyle dedi: "Tüm dünya ülkeleri mültecilere insan gibi davranıp onların sorunlarına eğilmesi gerekiyor. Mülteciliği yaşamayan onların sıkıntılarını bilemezler. Mülteciler de insanca yaşamayı hak ediyor. Savaş koşulları bu insanları mülteciliğe zorladı. Bulunduğu ortamda bu insanlar insanlık dışı bir muameleyi hak etmiyor. Mültecilere insanca bir yaşam sağlanılmasını istiyorum. Tüm dünya ülkelerine çağrım; mültecilerin birer 'insan' olduğunu yok saymadan insanlık bakış açısıyla bakmalarını istiyorum. Çünkü sonuçta bu insanlar kendi istekleriyle ülkelerinden çıkmadı. Kendi istekleriyle vatanlarını topraklarını bırakmadılar.