DİYARBAKIR Barosu Başkan vekili Ahmet Özmen, Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere göre idam cezasının geri getirilmesinin hukuken mümkün olmadığını öne sürdü. Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen, baro yöneticilerinin de katıldığı toplantıda yaptığı açıklamada, hiçbir kişi veya kurumun, halkın iradesinin üzerinde olamayacağını, hak ve özgürlüklerden asla vazgeçilemeyeceğini söyledi. Darbe girişimi ardından yasal düzenlemelerin parlamento çatısı altında yapılması gerekirken, OHAL kararnamesi ile yasama organının işlevsizleştirildiğini ifade eden Özmen, şöyle dedi: "Kabul edilemez bulduğumuz ve kınadığımız darbe girişimi sonrası ülke genelinde 3 ay süreyle ilan edilen OHAL ardından çıkarılan kararname ile; evrensel hukuk kurallarının ihlal edildiği, hukuk devleti olmanın gereklerine aykırı davranılarak; temel hak ve hürriyetleri tamamen ortadan kaldırabilecek, hak ve özgürlüklerin özüne dokunması sebebiyle uluslar arası hukuktan doğan yükümlülükleri ihlal edici nitelikte olduğu açıktır. Gelinen aşama itibariyle toplumda ciddi bir kaos ortamı ve belirsizliğin oluştuğu, açığa alma, yakalama işlemlerinde belirlemelerin ne şekilde yapıldığına dair toplumda ciddi bir sorgulama ve endişe bulunduğu belirtilmelidir. Bu durum kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine dair şüpheler uyandırmaktadır." GÖZALTINDA İŞKENCE İDDİALARI Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yıllarca olağanüstü hal uygulaması görüldüğünü kaydeden Özmen, şöyle devam etti: "Bu süreçte binlerce faili meçhul, gözaltında kayıp, keyfi infaz, işkence gibi bir çok hak ihlali yaşanmıştır. Halkımızda 3 aylık süre için ilan edilen olağanüstü halin daha da uzayacağı ve 90'lı yıllarda yaşanılan acı tecrübelerin tekrar yaşanacağı yönünde ciddi endişeler vardır.Medyaya yansıyan görüntüler ve insan hakları kuruluşlarının açıklamaları gözaltına alınan kişilerin işkence ve kötü muameleye tabi tutuldukları yönünde iddialar ve şüphelere sebebiyet vermiştir. Bu iddialar mutlaka araştırılmalı ve sorumlular hakkında işlem başlatılmalıdır. OHAL süresince karar alan ve uygulayan hiçbir kamu görevlisi hakkında icra ettikleri görev nedeniyle cezai ve hukuki soruşturma yürütülemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme bu süreçte suç işleyen kamu görevlileri hakkında etkili soruşturma yapılmayacağı endişesi ile beraber Türkiye'deki temel problemlerden olan cezasızlık problemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Darbe girişimi karşısında gösterilen bu büyük dayanışma ve ortaya konulan iradenin yaşanan bu ağır travmanın sonuçlarının ortadan kaldırılması için de gösterilmesi gerekmektedir. Türkiye'nin tüm sorunlarının, hiçbir siyasi parti, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan birlik ve beraberlik ruhu ile dayanışma içerisinde, uzlaşı, diyalog ve demokrasi çerçevesinde çözülebileceğini bir kez daha görmüş bulunmaktayız. Darbe girişimi karşısında gösterilen direnci, toplumsal sorunları aşma da fırsat ve ümit olarak görüyoruz. Unutulmamalıdır ki: darbenin panzehiri daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlüktür." Olağanüstü Hal düzenlemelerinin temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı, hatta tamamen ortadan kaldırıcı bazı düzenlemeler içerdiğini ifade eden Özmen, şöye devam etti: "OHAL; özü itibariyle temel hak ve özgürlükleri sınırlayan, ortadan kaldıran bir uygulamadır. Özellikle 90'lı yıllarda OHAL sürecinde yaşanan acı tecrübelerin bir daha yaşanması, ağır insan hakları ihlallerinin bir daha gündeme gelmesi yönünde ciddi kuşku ve endişe var. O nedenle Türkiye'nin bu kaos ortamından uzlaşı, diyalog ve daha fazla demokrasi ve özgürlükle kurtulmsı gerektiğine inanıyoruz. OHAL uygulamasının da bu kaos ortamının bitimiyle derhal ortadan kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz." "İDAM CEZASININ GETİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL" Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere göre idam cezasının geri getirilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunan Özmen, bu konuda şöyle dedi: "Bunu net ve somut bir şekilde ortaya koymak lazım. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve protokollerine imza koymuş ve taraf durumda. Dolayısıyla oradaki taahhütleri gereği idam cezasını geri getirme söz konusu değil. Avrupa Birliği'nin farklı kesimlerinden açıklamalar yapılıp bu durum açıkça dile getirildi. Ayrıca bir suç ve suçun karşılığı olan ceza tanımlandıktan sonra uygulanabilir. İdam cezasının getirildiğini düşünsek bile bu geçmişe yürümeyecek. Yani dün işlenen bir suç için bugün çıkarılan idam cezası uygulanamayacak."