DÜNYA NÜFUSUNUN YARISI AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA GELECEK Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, açılış törenlerinin ardından IPARD, Kırsal Kalkınma ve DAP Yatırımları Hibe Programları ve tarım ortak akıl toplantısına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Bakan Çelik, dünya genelinde tarım alanlarının azaldığını gelecek dönemde dünya nüfusunun yarısının açlıkla karşı karşıya geleceğini belirterek, "Bu nedenle önümüzde gıda, su savaşları, tarımla ilgili, karnını doyurma, geçimini temin etmeyle ilgili savaşlar var diyoruz. 2050 yılına kadar tarımsal hasılayı yüzde 60 arttırmak durumundasınız, bu savaşları, göçleri istemiyorsanız" dedi. Başlattıkları Milli Tarım Projesi'ni anlatan Bakan Çelik, "Tarımın geldiği noktayı yeterli görmek mümkün değil. Geçen yıldan bu yana nüfusumuz bir milyon arttı. Çevrede başı sıkışan herkes bize koşuyor. Vatanımızın, bayrağımızın kıymetini bilelim, bizim gidecek hiçbir yerimiz yok. Onun için vatanımızın kıymetini biliyoruz ve gençlerimize de söylenmesi gereken tavsiyeleri iletiyoruz" dedi. Tarımın dünya ve açısından da Türkiye açısından da çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, dünya genelinde tarım arazilerinin sürekli azaldığını, olumsuz bir gidişatın olduğunu belirterek şöyle konuştu: "2050 yılında gerekli önlemleri almazsak, dünyadaki insanlar gerekli önlemleri almazlarsa bu gidişatta verimde yüzde 15-20 azalma olacak. Zaten dünyada 1 milyar aç, 1 milyar da yoksul insan var. 7 milyar nüfusun 2 milyarı aç ve yoksul. Gerekli önlemleri almazsak çok daha vahim bir durumla karşı karşıya olacağız. Gelecek dönemde dünya nüfusunun yarısı açlıkla karşı karşıya gelecek. Bu nedenle önümüzde gıda, su savaşları, tarımla ilgili, karnını doyurma, geçimini temin etmeyle ilgili savaşlar var diyoruz. Bu savaşları, göçleri istemiyorsanız. 2050 yılına kadar tarımsal hasılayı yüzde 60 arttırmak durumundasınız." Van'da 696 büyükbaş hayvan, bin 920 küçükbaş hayvan hibe ettiklerini belirten Çelik, amaçlarının vatandaşların tarıma olan ilgisini arttırmak olduğunu söyledi. Üreticilerin devletin desteğini direk alabileceğini, birlik başkanlarının bu konudaki taleplerini kendilerine iletmesi gerektiğini belirterek, "STK'larla birlikte yürümek istiyoruz. Ahırda, güçlükle işini yapan, hayvanlarla uğraşanların destekleri direk kendisinin alması gerekiyor. Ette, sütte bir çok tartışmalar oluyor. Çünkü, birilerinin dengesi bozuluyor. Tabi ki dengeler bozulacak. Kim terliyorsa, teri tarlada çamura bulaşıyorsa, eli nasır oluyorsa onlarla biz tarımı büyütebiliriz. Başka türlü büyütemeyiz. Cumhuriyet tarihi boyunca Et Süt Kurumu ilk kez revülasyon yaptı, süt fiyatlarını 70 kuruşa kadar düşürdüler. TMO lisanslı depoculuğu yaygınlaştırıyor. Ürünler sağlıklı depolarda saklanacak. İşletme bazlı danışmanlık hizmeti getirdik. Her işletmenin bir sorumlusu var. Onun işi Van'daki işletmelerdeki gelişmeleri takip etmek ve Ankara'daki Van masasına göndermek olacak. Burada veriler değerlendirilerek düzenli olarak takip edilecek" diye konuştu. 90 MİLYON LİRALIK TOHUM İTHAL EDİLDİ Bakan Çelik, 90 milyon liralık tohum ithal ettiklerini, bundan sonra tohum ithalatını ortadan kaldıracak, ülkeye yetecek sebze, meyve ve hububat tohumunu üretecek sistemi hayata geçireceklerini de belirterek, TİGEM aracılığıyla hayvan ihtiyacının ülke içindeki üreticilerden karşılanmasına yönelik projelerin uygulanacağını söyledi. OVALAR TARIMSAL SİT ALANI OLACAK Tarım arazilerini kaybetmemek için 141 ovanın tarımsal SİT alanı ilan edildiğini anlatan Çelik, "Bu 300'e ulaşacak. Bu ovalar tarımsal SİT alanı olacak. Buralara kesinlikle çivi dahi çakılmayacak. Çaktırmazsak çocukların sofrasına ekmek gelir. Bursa ovasına baktığınızda şeftali bahçelerinin kalmadığını görürsünüz. Osmanlı gitmiş kenti Uludağ'ın eteklerine yerleştirmiş. Bizde getirdik şehrin ovasına yerleştirdik. Şu şekilde nesillerimizin geleceğini karartacak yaklaşımın son derece yanlış olduğu anlayışıyla ovalarımızı tarımsal sit alanı ilan ettik" dedi. MUTLAKA TARIM SİGORTASI YAPTIRIN Tarımda yüzde 15 arasında sigortalılık olduğunu, yüzde 85 tarım alanlarının sigortalı olmadığını anlatan Bakan Çelik, "Sigortanın yarısını biz karşılıyoruz. Mutlaka tarım sigortası yapılmalı. Afet olduğunda, tarım arazileri zarar gördüğünde ya da bir sıkıntı olduğunda bunu Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) karşılayacak. 'Sigortanı yaptır zaiyatın bedelini TARSİM ödesin' diyoruz. 60 dönüm yerde kuraklık olursa, verim alınmazsa 330 lira pirim ödüyorsunuz, 10 bin lira geri alıyorsunuz" dedi. Çelik, tarım ürünlerine pazar bulmak amacıyla iş forumlarına başlatarak dünyaya açılmaya karar verdiklerini de bildirerek, İran, Gürcistan, Ukrayna ve Çek Cumhuriyeti'nde bu alanda toplantılar yaptıklarını söyledi. Çin'e varıncaya kadar ülkelerle bir araya gelerek tarımda ihracatı arttıracaklarını belirten Bakan Çelik, toprağın sağlıklı olması için çok büyük çaba gösterdiklerini anlattı. Toprağın suyla, gübreyle bulaşması için yoğun çalışmalar yürüttüklerini belirten Bakan Çelik, "Milli Tarım Projesi'nin ayaklarından biri de bitkisel üretim. Türkiye'yi 941 havzaya böldük. Bu havzalarda toprak analizleri yapıyoruz. Toprağın hangi gübreye ihtiyaç duyduğunu belirliyoruz ve bunu üreticilere iletiyoruz. Çiftçilerimizin zaman kaybına tahammülü yok. Yeşil masalara iletilen sorunlar çözülmüyorsa biz o müdürleri o masalarda tutmayacağız." Hayvancılık konusunda Van'ın mera yetiştiriciliği destekleme bölgesinde yer aldığını, 200'e kadar damızlık hayvanın üçte birini bakanlıkça karşıladıklarını belirten Çelik, üreticilere besledikleri hayvan sayısına oranla mera tahsisi gerçekleştirdiklerini söyledi. Yılda 400 bin buzağının öldüğünü, buna karşılık 500 bin hayvan ithal ettiklerini belirten Çelik, buzağı ölümlerinin önlenmesiyle hayvan ithal etmek zorunda kalmayacaklarını söyledi. Buzağıların gerekli aşılarını yaparak, 4 ay besleyen üreticilere 750 lira destek verdiklerini belirten Çelik, dışarıdaki üreticiyi değil, Van'da üretim yapan çiftçiyi destekleyen bir anlayışı hakim kılacaklarını söyledi. Çiğ süt satışıyla ilgili tartışmalarla ilgili de konuşan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Köylerdeki sütlerle ilgili sorun yok. Bunlar, bizim gündemimizde olan bir şey değil. Bir işletme süt üretiyor ve bunu çiğ olarak satmak istiyorsa, bu işletmeler ari işletme olarak değerlendiriyoruz. Ürünü markette çiğ olarak sat. Markete verirken çiğ sütü satabilesin. Vatandaş markete geldiğinde, sütün ne zaman, nerede sağıldığını, sağlık koşullarına uygun üretildiğini görecek ve süt daha hızlı satılacak. Bunun Ayşe teyzenin sütüyle ne alakası var. Brucella, tüberküloz hastalıkları insanlara bulaşıyor. Nasıl engelleyeceğiz bunu. Sütümüzün sağlıklı olmasını istiyoruz. Bakteri sayısı yüz binin altında olması gerekiyor. İşletmelerin çiğ sütü daha fazla satmalarını sağlamak için uğraşırken adam çıktı bunları dikkate almadı, 'Ayşe teyzenin sütünü sattırmayacaksınız' diyor. Ne alakası var. Bu kadar sağlıklı doğru yaklaşımları çarpıtma gayreti içinde olanlar var. Kırsal boşalıyor, köyler boşalıyor. Kırsalın boşalmasını engellemek amacıyla kırsal kalkınma projelerimiz var." Yapılan konuşmaların ardından Bakan Çelik, çiftçi ve üreticilerin sorunlarını dinledi.