Mehmet ÇİL - Nilüfer DEMİR DATÇA (Muğla), () MUĞLA'nın Datça ilçesinde, yüzlerce yıllık tarihi geçmişe sahip olmasına rağmen 1970'li yıllardan itibaren giderek yaygınlaşan badem yetiştiriciliği, üreticinin yüzünü güldürüyor. Diğer pek çok tarım ürününe olduğu gibi badem yetiştiricilerine de devletin destek vermesini isteyen üreticiler, bugüne kadar bırakın maddi desteği, devletten danışmanlık hizmeti bile alamadıklarından yakınıyor. Datça Yarımadası'nda yüzlerce yıldır badem yetiştiriciliği yapıldığı hatırlatan üreticiler, birbirlerine bakarak, atadan-deden kalma usulleri geliştirerek bugünlere geldiklerini, Datça'nın iri ve daha lezzetli bir tür olan nurlu bademini, dünyanın bir numarası yaptıklarını belirtip, kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çekti. Badem, zeytin ve zeytinyağı üretiminde, Datça'nın ilk ve tek çiftçi birliği olan Sındı Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ömer Ohan, kooperatifin kuruluşundan bugüne kadar geçen süreci, sorunları, önerileri ve taleplerini anlattı. HALKIN GEÇİM KAYNAĞI OLDU Datça'da bademciliğin çok eski yıllara dayandığını hatırlatan Ömer Ohan, Bademcilik, 1970'li yıllardan sonra gelişme gösterdi. Şuan, halkın geçimine çok büyük ekonomik katkı sağlamaktadır. Datça bademinin kalitesi zaman içerisinde artarken, ülkemizin aranan bademleri arasına girdi. Datça'da halen 1300 hektarlık bir alanda badem dikimi yapılmakta. Hava koşullarına bağlı olarak yılda yaklaşık 500 ton civarında kuru iç badem, 1500 ton civarında çağla badem üretimi elde edilmekte dedi. NURLU BADEM TESCİLLENDİ Datça genelinde 100'e yakın badem çeşidi olmasına rağmen mali yönden üçe ayrıldığını ifade eden Ohan, Datça bademi türleri nurlu badem, ak badem ve sıra badem olarak isimlendiriliyor. Datça badem üretiminin yüzde 60'ını, ak badem oluşturmaktadır. Geri kalanın yüzde 20'si nurlu, yüzde 20'si ise sıra bademdir. Bunlardan sadece nurlu badem tescillenmiş ve dünyanın en kaliteli bademi olarak gösterilmektedir. Datça, ülkemizde badem yetiştiriciliğinde ikinci sırada yer alıyor. Güneydoğu bölgemizde çok geniş alanlarda badem yetiştiriciliğinin yapıldığını biliyoruz diye konuştu. DEVLET DESTEĞİ BEKLİYORUZ Ülkemizde şu ana kadar badem üzerinde herhangi bir devlet desteğinin bulunmadığına dikkat çeken Ohan, Diğer tarım ürünlerine olduğu gibi badem yetiştiricilerine de devletin destek vermesini bekliyoruz. Devlet desteğinin verilmesi durumunda halkın daha bilinçli bir şekilde üretim yaparak, bademin kalitesinin daha da artacağına inanıyorum. Datça'da, nurlu badem ile ak badem arasında yüzde 50'ye varan fark var. Ak bademin de kalitesinin artırılması gerekiyor. Nurlu badem ismini, kırsal Yaka Mahallesi'den alıyor ve Nurluoğlu isimli bir üreticinin adıyla anılıyor. Yaklaşık 40 yıl önce kayda girdi ve dünyanın bir numaralı bademi haline geldi. Her bademin kendine özgü bir hoş bir kokusu var dedi. BİLİMSEL ARAŞTIRMALARA İHTİYACIMIZ VAR Badem yetiştiriciliği ve bademden elde edilen ürünler konusunda bilimsel bir araştırmanın bugüne kadar yapılmadığından yakınan Ohan şunları söyledi Bölgemizde, sulu tarım yapılamadığı için, arazisi olan her vatandaşın tarlasında badem ağacı mutlaka vardır. Datça Yarımadası'nın Sındı, Yaka, Yazı ve Hızırşah mahallerinde yaş sebze üretimi yerine genelde bademcilik ve zeytincilik yapılıyor. Badem, bölgenin olmazsa olmaz ürünleri arasında yer alıyor. Devletten bugüne kadar herhangi bir danışmanlık hizmeti almış değiliz. Halk, birbirine bakarak, atadan-dededen kalma usulleri geliştirerek badem yetiştiriciliği yapıyor. Çok eksiğimiz var. Dünya pazarına girmek ve üretimimizi artırmak için bilimsel yöntemlere ihtiyacımız var. Bildiğim kadarıyla, Türkiye halen kendi badem ihtiyacını karşılayamıyor. Dolayısıyla yurtdışından badem ithal etmek zorunda kalıyor. Bu ülkede toprak var, genç nüfus var, iklimimiz çok uygun. Bu inanılmaz potansiyeli mutlaka hayata geçirmeliyiz. Devletten danışmanlık hizmeti alırsak, dünya pazarına da açılırız. EKO TARIM BAŞLADI Sındı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin 1994 yılında bir araya gelen yedi çiftçi tarafından kurulduğunu hatırlatan Ohan, O yıllarda, devlet yetkilileriyle görüşüp, neler yapılabileceğini öğrenmeye çalıştım. Bana kooperatif kurmamızı önerdiler. Gelinen noktada ortaklarımızdan 16'sı, eko tarım desteği alıyor. Yaklaşık 500 dönümlük bir alanda ekosistemde badem ve zeytinimiz var. Ancak üretici bu konuda yeterli bir bilince sahip değil. Örneğin ak badem. 20 Temmuz ile 5 Ağustos arasında ak bademi topladığınızda, içinin rengi bembeyaz oluyor. Bu tarihi geçtikten sonra topladığınızda ise badem içi kararıyor ve tüketici bu bademin çok eski yıllardan kaldığını, bayat olduğunu düşünüyor. Eko tarım konusunda biz bir adım attık ancak bu yeterli değil, geliştirilmesi gerekiyor dedi. PAZARLAMA SIKINTISI YAŞANIYOR Kooperatifin geldiği noktadan memnun olduklarını vurgulayan Ohan, Kooperatifimizin şuan 49 ortağı var. Ancak her şeye rağmen, vatandaş yeterince bu işten kazançlı değil. Sermaye dengelerimiz yetersiz ve üreticilerin çoğunun kredi borcu var. Sattığı ürünün hemen parasını alıp, kredisini kapatmak istiyor. Büyük pazarlama sıkıntısı yaşıyoruz. Vatandaş, maalesef kayıt dışı çalışmak istiyor. Biz kooperatif olarak kayıtlarımızı tutuyoruz. Her ürünü borsaya tescillendiriyoruz. Herkesin ticari hayatını saygılıyım ancak kayıt dışılığı dile getirmek zorundayım. Datça'da 500 ton badem üretiliyor derken, 400 tonun kayıt dışı olmasının bir izahı var mı Bu koşullarda kooperatifin rekabet şansı olur mu Kargolar aracılığıyla gönderilen badem çuvallarının kaydı var mı sormak istiyorum diye konuştu. DATÇA YARIMADASI EKO TARIMA UYGUN Kooperatiflerden KDV vergisinin kaldırılarak, stopaj vergisini artırılmasını isteyen Ohan, Bu uygulamalarla beraber, istatistik yapalım. Datça'da, ne kadar iç badem, ne kadar zeytinyağı var, net olarak bilen var mı Ben size söyleyeyim, araştırmalara göre; Datça üretimin yüzde 70'i kayıt dışıdır. Görülen rakamlar sadece yüzde 30'u yansıtıyor. Türkiye genelinde her ilimize Datça bademini gönderiyoruz. Yurt dışına ihracatımız henüz yok. Cumhuriyet kurulduğu zaman, kooperatiflere çok önem verilmişti. Çünkü halk savaştan çıkmış ve toplu kalkınmaya ihtiyacımız vardı. Bugün burada da toplu kalkınmaya ihtiyacımız var. Eko tarım konusunda bilinçlenmemiz gerekiyor. Bunu tek tek kişiler olarak gerçekleştirmemiz mümkün değil. Datça bir yarımada ve bu bölgenin tamamını, eko tarım sistemi içine alabilirsek, buradan elde edilen ürünler, hiç tereddüt edilmeden tüketilebilir dedi. TARIMSAL ÜRETİMDEN VAZGEÇİLEMEZ Datça'da turizm ve tarım üretiminin birlikte yürütülmesi gerektiğine inandığını da sözlerine ekleyen Ohan şöyle konuştu Datça'nın, turizm ve tarımı birlikte götürmesi gerektiğine inanıyorum. Birini, diğerine tercih etmek doğru değil. Datça'ya gelenler, buranın ürünlerini istiyor. Datça'da son yıllarda turizm gelişme göstermekle beraber, tarımsal üretimden vazgeçmiş değiliz. Badem ağaçlarımıza gözümüz gibi bakıyoruz. Bademimize, zeytinimize, arılarımıza sahip çıkmak mecburiyetindeyiz NURLU BADEMİN KİLOSU 110 TL Kooperatif olarak şu anda üreticiden, sıra bademin kilosunu 50 TL, ak bademin kilosunu 60 TL ve nurlu bademin kilosunu 90 TL'den aldıklarını belirten Ohan, Kooperatifimiz, yüzde 8 KDV ve yüzde 4 stopaj ödemek zorundadır. Kooperatif olarak, nurlu bademi 110, ak bademi 85, sıra bademi 75 TL satıyoruz. Kooperatifimizde, bademin yanı sıra bademden üretilen, badem ezmesi, bal-badem, şekerli badem ezmesi gibi ürünleri de satıyoruz dedi. Datçalı badem üreticilerinden evli iki çocuk annesi 34 yaşındaki Nilüfer Uslu, ürünlerini kooperatif aracılığıyla sattıklarını söylerken, Badem ve zeytincilik yapıyoruz. Ocak ayının ortalarından itibaren, şubat ayı boyunda badem ağaçlarımızın çiçek açıyor. Her yer beyaza bürünüyor. Çiçek açan badem ağaçları çok güzel bir görüntü veriyor. Daha sonra şubat sonu ve mart aylarında, çağla badem dönemi başlıyor. Temmuz ortalarında ise bademlerimiz oluyor. Taze badem ve kuru badem olarak satıyoruz. Badem bizim geçim kaynağımız oldu dedi. NESİLDEN NESİLE BADEMCİLİK YAPILIYOR Datçalı çiftçi 71 yaşındaki Nuri Özen ise çocukluğundan beri badem yetiştiriciliği yaptıklarını belirtip, Bu gördüğünüz ağaçlar 80-90 yıl önce de vardı. Dedem bademcilik yaptı. Babamdan, ben devraldım. Şimdi oğlum da bademcilik yapıyor. Badem bizim aile mesleğimiz oldu. 500'ün üzerinde badem ağacım var. Daha çok getirisi fazla olduğu için, nurlu ve ak badem yetiştiriyoruz. Kendimiz işliyoruz, kendimiz topluyoruz. Geçimimize yetiyor. Yevmiye ile adam çalıştırsak, gelirimiz yetmez. Bu yıl 40-50 tane badem fidanı diktik. Ancak artık daha fazla fidan dikecek yerimiz kalmadı diye konuştu.