CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Erken Tanı, Erken Hayat" projesi kapsamında hayırseverlerin katkılarıyla yapılan Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEM-DER) Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi ve Özel Eğitim Anaokullarının Ümraniye 'de düzenlenen açılış törenine katıldı. "GELECEĞİMİZİN GARANTİSİDİR AYNI ZAMANDA" Derneğin kurulduğu günden bu yana yüz akı çalışmalar yaptığını, toplumun meselelerine eğildiğini, sorumluluklara omuz verdiğini dile getiren Erdoğan, "Biz de ne kadar insana hizmet peşinde koşuyorsak, o kadar insanız. İnsanın onurunu ne kadar yüceltiyorsak, kendi insanlığımızı da o kadar yüceltiyoruz. İnsanın kıymeti, himmeti nispetindedir. TOGEM-DER gibi kuruluşlar hepimize hizmet alanı açarak, ben merkezli hayatımızı, insan merkezli bir makama taşıyorlar, bizi hizmete memur ediyorlar" diye konuştu.

Mütevazı bir hareket olarak ortaya çıkan derneğin, zaman içinde tüm Türkiye 'ye yayılan umut kavşaklarına dönüştüğünü ifade eden Erdoğan, özellikle okul öncesi eğitimin önemi konusunda toplumda farkındalık yarattığını, 700 civarında okulu eğitim sistemine kazandırarak, binlerce çocuğun eğitim hayatında ilk durak olduğunu anlattı. Erdoğan, okul öncesi eğitimi "gömleğin ilk düğmesi" şeklinde tanımlayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Onu doğru iliklemek, insanın tüm hayatına yön verir. Çocukların zeka gelişiminin yüzde 70'i 7 yaşına kadar tamamlanmaktadır. Bu dönemde çocuklar öz güven duygusunu kazanmaktalar.

Öğrenmeye ilgi ancak bu dönemde uyandırılıyor. Çocukların var olan yetenekleri, bu yaşlarda ortaya çıkarılabiliyor. Okul öncesi eğitime yapılan 1 liralık yatırım, 7 lira olarak geri dönmekte. Bu konuda yapılan tüm uluslararası araştırmalar, okul öncesi eğitim almış çocukların sosyal ilişkilerde başarılı olduğunu, uyum becerilerinin çok daha gelişmiş olduğunu göstermekte. Adli vakalara bulaşma ve madde bağımlılığı riskinin daha az olduğuna da işaret ediyorlar. Çocukların bu özel dönemine iyi yatırım yapmak, geleceğimizin garantisidir aynı zamanda" "HİÇBİRİNİ GÖZDEN ÇIKARAMAYIZ, HİÇBİRİNİ FEDA EDEMEYİZ" Emine Erdoğan, 5 özel eğitim anaokulu ve 1 özel eğitim mesleki eğitim merkezinin hizmete sunulduğunu bildirerek, bunun eğitim faaliyeti olmasının yanı sıra özel şartlara sahip çocukları topluma kazandırma girişimi ve hafif zihin engelliler, işitme, görme engeli bulunanlar ile diğer özel şartları olan çocukları kazanma seferberliği olduğunu söyledi. Fiziki ve zihni engelleri olan çocukların toplumun emaneti olduğunu belirten Erdoğan, "Hiçbirini gözden çıkaramayız, hiçbirini feda edemeyiz. Onları toplumdan tecrit etmek yerine toplumun bir parçası haline getirmek durumundayız" dedi.

Bireysel farklılıkları ne olursa olsun herkese insan olma vasfı nedeniyle eşit muamele yapmak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Bu aynı zamanda anayasanın bize getirdiği büyük bir yükümlülüktür. Tüm bireylere eşit hakların sunulduğu bir sistem kurmakla mükellefiz. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklarımız konusunda okul yönetimlerinin, personelin, öğretmen ve diğer öğrencilerin duyarlılığı da gerekmektedir. Bunu sağlamak onlara bir lütuf değil. Bu, onların en doğal hakkıdır. Eğitim görmek isteyip de çeşitli engellerden dolayı bu imkanı bulamayan evlatlarımıza her şartta bu hizmeti götürmek boynumuzun borcudur. Bireysel farklılıklara duyarlı bir toplum inşa etmek, çağdaş bir toplum olmanın da gereğidir" diye konuştu. "259 BİN 282 ÖZEL ÖĞRETİM İHTİYACI OLAN ÇOCUĞUMUZ VAR" Erdoğan, Türkiye'de son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı ve sivil toplum kuruluşlarının bu alanda önemli yatırımları olduğuna değinerek, "Şu anda anaokulundan ortaöğretime zorunlu öğrenim çağında olan 259 bin 282 özel öğretim ihtiyacı olan çocuğumuz var. Bunların yüzde 80'i eğitimlerini kaynaştırma yoluyla sürdürüyor. Yani akranları ile birlikte eğitim alıyor, yaşadıkları çevreden ayrılmadan topluma entegre oluyorlar.

İnşallah sivil toplumumuzun desteğiyle bu oran yüzde 100'e ulaşacaktır. Hiçbir çocuğumuz kendini toplumdan dışlanmış hissetmeyecektir. Hayır sahiplerimizin maddi ve manevi destekleriyle inşallah bütün sorunların üstesinden geleceğiz. Unutmayalım, taşı delen suyun kuvveti değildir, sürekliliğidir. Toplumsal hassasiyetlerimizi sürekli hale getirirsek, daha iyi bir gelecek bizi beklemekte. İyilik dalga dalga yayılan bir şeydir. O sonsuz dalga bir gün mutlaka size geri dönecektir. Bugün buradan yayılan iyilik dalgasının meyvelerini de bir gün mutlaka alacağımıza inanıyorum" ifadesini kullandı. TOGEM-DER Başkanı Saadet Gülbaran ise derneğin önceliğini, "İhtiyaç sahibi çocuklar ve onlara sağlanacak eğitim olanakları" şeklinde tanımlayarak, "Ana sınıfsız okul kalmasın" sloganıyla çıktıkları yolda milli eğitime 700'e yakın okul armağan ettiklerini, yüzlerce çocuğu okul öncesi eğitime dahil ettiklerini kaydetti.

TOGEM-DER'in Ümraniye'deki Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi'nin ilk öğrencileri Büşra Parlak ve Mustafa Aksu , duygularını katılımcılarla paylaştı ve Emine Erdoğan'a arkadaşları adına çiçek takdim etti. Aksu, "Bizler engelliyiz ama tüm engelleri aşabiliriz" derken, Parlak da okula geldiğinden bu yana kendisini çok iyi hissettiğini ifade ederek, "Bu okul sayesinde bağımsız hayat kurma ve meslek sahibi olma umudumuz var" diye konuştu. Emine Erdoğan, Asiye ve Ahmet Ziylan Özel Eğitim Anaokulu ile Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi'ni gezdi.Erdoğan açılış sırasında bir kadının yazdığı notu aldı.