İdris TİFTİKÇİ/İSTANBUL,()-CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "İnsanlığın emaneti Kudüs, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde gerçek

sahiplerinin elinden alınmaya çalışılıyor. Böylesi bir zulüm ancak vicdanlı yüreklerin cesur mücadelesiyle aşılabilir." dedi.

Emine Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 6. Geleneksel Üye İftarı programına katıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, KADEM Başkanı Sare Aydın Yılmaz, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da iftar programında yer aldı.


 

"KADINLARIMIZ TÜM ALANLARDA 15 YIL ÖNCESİNE GÖRE ÇOK DAHA İYİ BİR DURUMDALAR"

Erdoğan, buradaki konuşmasında, "Gençlerimizi, özellikle de kız evlatlarımızı güçlendirerek hayata hazırlamak, geleceği inşa etmektir. Kadınları güçlü bir toplum sağlamalıyız çünkü cinsiyet adaletinin yerleştiği bir toplumda adaletin tüm kazanımları mevcuttur. Çok şükür bu konuda ülkemizde gelişmekte olan bir farkındalık var. Kadınlarımız tüm alanlarda 15 yıl öncesine göre çok daha iyi bir durumdalar. Hükümetimizin vaadi 2023 yılında kadınların iş gücüne katılım oranını yüzde 41'lere çıkarmaktır. Bu toplumsal hayata, siyasete iş dünyasına kadın duyarlılığının, zekasının, sezgisinin taşınması demektir." ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, "İnsanlığın emaneti Kudüs, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde gerçek sahiplerinin elinden alınmaya çalışılıyor. Böylesi bir zulüm ancak vicdanlı yüreklerin cesur mücadelesiyle aşılabilir. Kadının ve erkeğin birbirini tamamladığı, aklın ruhla buluştuğu, teorinin pratikle bütünleştiği bir dünya inşa etmek durumundayız. Ne mutlu ki Türkiye bu potansiyele sahip. Toplumumuzda bu yönde büyük bir değişim, farkındalık ve dinamizm var. Biraz daha fazla cesaret, özgüven ve erdemle inşallah yer kürede vicdanın sesi olmaya hep birlikte devam edeceğiz." diye konuştu.


 

"TÜRKİYE DIŞINDA MAZLUMLARIN SESİNE KULAK VEREN YOK"

Emine Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

Dünya'nın bizlerin merhametine, cesaretine, ferasetine, gücüne ihtiyacı var. Kendilerine ekmek uzatanlara, 'Beni tekrar acıktırmayacak bir ilaç verir misin?' diyen Suriyeli çocukların bize ihtiyacı var. Son nefesini 'Sizi Allah'a şikayet edeceğim.' diyerek veren Gazzeli çocukların üzerimizde hakkı var. Şu basit gerçeği unutmayalım; tüm dünya zulümlere seyirci. Türkiye dışında mazlumların sesine kulak veren yok. İslam dünyasının bu büyük sorunlarına baktığımızda 'Müslümanlar neden birlik olamıyor?' diye hayıflanıyoruz. Emin olun

biz külliyen birleşirsek, tek vücut olursak, İslam dünyasının da birleşme umudu artar. Birlikte yapabileceğimizi düşündüğümüz şeyler, yek vücut olmanın bir adım ötesinde, yeter ki farklılıklarımızı zenginlik sayıp birleşerek bölgemizde güçlü bir rol model olalım. Yeter ki yaptığımız işe aklımızı, ruhumuzu, kalbimizi katalım.