Serpil KIRKESER / İSTANBUL, ()   BEYLİKDÜZÜ'nde denize açıldıktan sonra alabora olan ve 2 kişinin öldüğü tekne faciasına ilişkin açılan davada teknenin sahibi olduğu iddia edilen tutuksuz  sanık Yılmaz Badur (44) batan teknenin hayatını kaybeden İlyas Bostancı ve Hüseyin Karaman'a ait olduğunu savunarak,  "Kazanın olduğu tarihte ölenlerin hiçbirisi benim çalışanım değildi" dedi.


 

Müşteki İbrahim Karaman ise  "Kardeşim Hüseyin ve İlyas'ın teknesi yoktu. Kardeşim Hüseyin, Yılmaz Badur'un yanında eleman olarak çalışıyordu. Gece 24:00'de midyeye çıkarlar, sabah 06:00 gibi işleri biterdi, İlyas da tıpkı Hüseyin gibi Yılmaz Badur'un yanında çalışırdı. Haftalık olarak Yılmaz'dan ya 600 ya da 700 TL para alırlardı. Sigortaları yoktu"  diye konuştu. Güvenlik bot kaptanı  "tanık" Turgay Sorhun da  olay günü ölen İlyas Bostancı'nın telsizden '"atıyoruz, batıyoruz" diye bağırdığını belirterek, sanık Yılmaz'ın da başka bir tekne ile olay yerine geldiğini anlattı. 


 

İDDİANAMEDE OLAY ANLATILDI


 

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre Beylikdüzü'nde 29 Aralık 2016 tarihinde meydana gelen  olay şöyle oldu: Ambarlı Limanı açıklarında saat 05.30 sıralarında bir tekne suya gömüldü. Teknede bulunan İlyas Bostancı (37) ve Hüseyin Karaman (32) hayatını kaybetti. İlyas Bostancı'nın cesedi olay günü, Hüseyin Karaman'ın cesedi ise bir ay sonra bulundu. Hüseyin Karaman'ın yakınları Hüseyin ve İlyas'ın Yılmaz Badur'un  yanında çalıştıklarını, olay günü de yine Yılmaz Badur ile birlikte avlanmak için tekne ile açıldıklarında kazanın meydana geldiğini, gerekli tedbirlerin alınmadığından dolayı kazanın meydana geldiğini, şikayetçi olduklarını iddia etti. Soruşturma başlatan savcılık teknenin Badur'a ait olduğunu değerlendirerek, bilirkişi raporu aldırdı. 


 

Bilirkişi raporunda iş kazasının oluşumunda kasıt unsuru bulunmadığı ancak kazanın özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı davranma sebebiyle meydana geldiği, olayın öngörülebilir ve alınacak önlemlerle önlenebilir nitelikte bir kaza olduğu kaydedildi. Bilirkişi, işveren Yılmaz Badur’un olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu,  ölen Hüseyin Karaman ve İlyas Bostancı’nın tali kusurlu olduğu belirtildi. İddianamede şüpheli Yılmaz Badur'un "Taksirle Ölüme ve Yaralanmaya Neden Olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.  


 

ATILI SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM, BERAATİMİ İSTİYORUM


 

Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Yılmaz Badur hakkındaki suçlamayı reddederek, "Polisteki ifademde batan tekne kendimize ait olduğu şeklinde beyanım zapta geçilmiştir, bu beyanım zühulden kaynaklanmaktadır. Batan tekne İlyas Bostancı ve Hüseyin Karaman'a aittir, benim bu konudaki ifadem alındığı zaman zapta hatalı geçilmiştir. Beraatimi istiyorum" dedi.


 

"ÖLENLERİN HİÇBİRİSİ BENİM ÇALIŞANIM DEĞİLDİ"


 

Soru üzerine Badur, "Biz tekneyi ölenlerle birlikte ortak kiralamadık, şu anda bu tekneyi ben kullanmıyorum, olay gününde meteoroloji tarafından denize çıkılmasın diye limanlara yapılmış ve bize tebliğ edilmiş herhangi bir uyarı yoktur, haberlerde ve gazetelerde rüzgarın sert olacağına yönelik haberler okudum, ancak denize çıkılmaya mani olacak şekilde bir hava muhalefeti haberi almadım, o gün denizde çok tekne vardı, rüzgar sertti ancak denize çıkılmasına mani bir hal yoktu, 12. ay ile 1. ay arasında bizim denize çıkmak konusunda bir ara yasağımız vardır. O ara yasakta hem teknenin eksik belgeleri tamamlanır,  yakıt defteri ve teknenin muayenesi yapılır. O yasak zamanında bu işlerle biz ilgileniriz. Bu nedenle olaydan önce o ara yasak zamanı olduğu için kendi teknemle denize açılmadım. Kazanın olduğu tarihte ölenlerin hiçbirisi benim çalışanım değildi" diye cevap verdi. 


 

"KARDEŞİM HÜSEYİN'İN TEKNESİ YOKTU"


 

Müşteki İbrahim Karaman, olayı halasından duyunca sahile geldiğini ve havanın aşırı soğuk ve yağmurlu olduğunu belirterek, "Kardeşim Hüseyin ve İlyas'ın teknesi yoktu. Kardeşim Hüseyin, Yılmaz Badur'un yanında eleman olarak çalışıyordu. Gece 24:00'de midyeye çıkarlar, sabah 06:00 gibi işleri biterdi, İlyas da tıpkı Hüseyin gibi Yılmaz Badur'un yanında çalışırdı. Haftalık olarak Yılmaz'dan ya 600 ya da 700 TL para alırlardı. Sigortaları yoktu" ifadelerini kullandı. 


 

"BATAN TEKNE SANIK YILMAZ'A AİTTİR"


 

Müşteki Ziynet İmir "Batan tekne abim Hüseyin'e ait değildir, İlyas Bostancı'ya da ait değildir, sanık Yılmaz'a aittir, hatta o tekneyi kendileri yaptılar. Olaydan sonra sanık annemi çok fazla aradı, eşimi de aradı, eşim telefonda kendisi ile görüştü ancak annem hiçbir zaman telefonlarına cevap vermedi" diye konuştu. 


 

TANIKLAR DİNLENDİ


 

Duruşmada 9 kişi tanık sıfatıyla dinlendi. Tanık Aytaç Saydam  limanda kooperatif başkanı olduğunu kaydederek, "Sanık bizim üyemizdir. Rahmetlileri tanıyordum. Kaza yapan tekneyi biliyorum. Bu tekneyi rahmetliler Hüseyin ve İlyas kullanıyordu. Bana gelip, 'Başkanım bu tekneyi  kullanıyoruz. Bize yer verebilir misiniz? dediler. Ben de evrak vermelerini söyledim. Onlar da 'evrak yok' dediler. Ben de 'Evrak yoksa barınamazsınız' dedim. Onlarda limanın yanında boş bir cep vardı. Bizim sorumluluk alanımız dışında olduğu için barındılar" diye konuştu.


 

Diğer tanık Turgay Sorhun güvenlik bot kaptanı olduğunu, olay günü ölen İlyas Bostancı'nın telsizden 'batıyoruz", "batıyoruz" diye bağırdığını belirterek, "Biz olay yerine giderken Yılmaz olay yerine gitmişti. Yılmaz, İlyas'ı denizden çıkarıp bize vermişti. Olay günü Yılmaz'ın üzerinde balık elbisesi yoktu diye hatırlıyorum. Yılmaz bey teknede değildi. Olay yerinde başka bir tekne daha vardı. Sanık Yılmaz bu tekne ile gelmişti" dedi. Bir tanık teknenin ölen Hüseyin Karaman'a ait olduğunu söylerken bir tanık da havanın kötü olduğunu, başka bir tanık da ölenlerin sanık Yılmaz Badur'un çalışanı olduğunu söyledi.  Diğer  tanıkların dinlenmesi için duruşma 2019 yılının Mart ayına ertelendi.