Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 49 Türk rehinenin Türkiye'ye getirilmesiyle ilgili açıklama yaptı. İstanbul'da konuşan Kurtulmuş, "Türkiye'nin gücünü göstermesi açısından oldukça önemlidir" dedi.

Kurtulmuş, Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde yeni dönemde gerçekleştirilecek çalışmalar kapsamında, sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle yaptığı istişare toplantısı öncesinde, Musul'da rehin alınanların Türkiye'ye getirilmesini değerlendirdi.

Numan Kurtulmuş, "Bu konuda dün gece yarısından itibaren temaslar ilerleme kaydetti. Saat 05.00 civarında kafileler, sonuç alınarak ülkemize giriş yapmaya başladılar, Şanlıurfa'ya getirildiler. Rehinelerimizin, çocuklarımızın ve oradaki bütün herkesin durumunun da iyi olduğunu da az evvel gerçekleştirilen canlı yayın vasıtasıyla görmüş olduk. Bu süreçte gerçekten hem bütün Türkiye halkı hem rehinelerin akrabaları, eşi, dostu hem Türkiye'de basınımızın geneli, istisnaları bir tarafa koyarak söylüyorum, fevkalade olgun, vakur dönem geçirdiler. Milletimizin şanına yaraşır bir şekilde, bu süreçte gerçekten onurlu bir şekilde durdular. Başta rehinelerimizin aileleri olmak üzere Türkiye'deki bütün ilgili taraflar, bütün halkımız büyük bir teşekkürü hak ediyor. Ama en çok teşekkürü hak eden de yaklaşık 3 aylık sürede çok zor şartlarda orada tutulan kardeşlerimizdir. Onları da tebrik ediyoruz. Çok şükür sağlıklarının iyi olması gerçekten Türkiye'ye rahat
ve huzurlu bir şekilde getirilmiş olmaları her türlü takdirin, her türlü şükranın üstündedir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "İnşallah milletimiz bir daha böyle vahim bir olayla karşılaşmaz, böylesine zor bir sınavla karşı karşıya kalmaz diye temenni ediyorum. Milletimizin gözü aydın, aileleri bir kez daha tebrik ediyorum, kutluyorum. İnşallah hep birlikte, Türkiye bu sıkıntıları bir daha yaşamayacak. Güçlü büyük bir Türkiye olma yolundaki kararlı yürüyüşünü sürdürecektir" diye konuştu.

"8 AYRI GİRİŞ NOKTASINDA ŞU AN İTİBARİYLE 45 BİN KÜRT KARDEŞİMİZ TÜRK TOPRAKLARINA GİRMİŞTİR"

Suriye'nin Kobani bölgesinden gelen göçmenler meselesine değinen Kurtulmuş, "Hareketlilik dün başladı. Önceki akşam bakanlar ve AFAD başkanıyla gerekli görüşmeler yaptık. En iyi senaryodan en kötü senaryoya kadar hazırlıklıyız. 100 bini geçecek bir yeni göçmen dalgasına dahi Türkiye hazırlıklıydı. Her türlü hazırlığımız yapıldı. Bunların nasıl karşılanacağı, nerelerde ne şekilde ikamet ettirileceklerinin hazırlıkları yapılmıştı" şeklinde konuştu. Kurtulmuş, göçmenlerin sınırın hemen ötesinde barındırılması yönünde
karar almalarına rağmen, IŞİD'in 6-7 kilometre yakına gelmesi nedeniyle Suriye'nin Aynul Arab bölgesinden gelen göçmene sınır kapısını açmak mecburiyetinde olduklarını belirtti.

IŞİD'in Suriyelilerin can güvenliğini tehlikeye atacağı için 13.00 civarında kapının açıldığını aktaran Kurtulmuş, " 4 bin 500 civarında insan giriş yaptı. Şu an itibariyle bu bölgeden 30 kilometrelik alanda, Akçakale ile Kobani'nin karşısındaki Mürşit Pınar bölgesi arasındaki 30 kilometrede, 8 ayrı giriş noktasında şu an itibariyle 45 bin Kürt kardeşimiz Türk topraklarına girmiştir. Bunların tamamı kontrollü bir şekilde içeriye alınarak bu kardeşlerimizin bir kısmının kendi akrabalarının yanında ikametleri, bir kısmının bölge okulları ve devlet tesislerinde ikametleri, bir kısmıyla ilgili de çadırlarda barınmaları sağlanmıştır." dedi.

"BU TÜRKİYE'NİN GÜCÜNÜ, NİYETİNİN İYİ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR"

Numan Kurtulmuş, toplantıdan sonra İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Şanlıurfa'ya giderek göçmenlerin durumlarını yerinde göreceklerini, gerekli koordinasyonu sağlayacaklarını söylerken konuşmasını şöyle sürdürdü; " 75 milyonun hepsi büyük bir gönül ferahlığı içinde hissetsin, herkes bu övüncü hep birlikte yaşasın. Dünyanın hiç bir ülkesi, ekonomik şartları Türkiye'den ne kadar gelişmiş olursa olsun, bir gece içinde mültecileri alıp, tereyağından kıl çeker gibi hiç bir sorun olmaksızın yerleştirip bunları sağsalim bir barınmaya kavuşturamaz. Bu Türkiye'nin gücünü ve niyetinin iyi olduğunu gösteriyor. Uluslararası platformlara gittiğimiz gelişmiş ülkelerin bakanlarından 5-6 bin mülteciyle başa çıkmakta zorlandıklarının hikayelerini dinliyoruz.

"1,5 MİLYONA YAKIN SURİYELİ'NİN TÜRKİYE'DE GÖÇMEN DURUMUNDA"

Yaklaşık 1,5 milyona yakın Suriyeli'nin Türkiye'de göçmen durumunda olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bunun ekonomik ve sosyal bir yük getirdiğini biliyoruz ama kardeşlik vazifesini yerine getiriyoruz. Biz herhangi birisi Türkiye'den yardım istediği zaman 'dinin, mezhebin, meşrebin, ırkın, teninin rengi nedir' diye sormuyoruz. Herkese yardım elini imkanlarımız neyse uzatmaya çalışıyoruz. Yeni Türkiye'de de bunun onurunu yaşıyoruz" ifadelerini kullundı.

30 BİN YEZİDİ TÜRKİYE'DE

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gelenlerin kimlikleri konusunda Yezidilerin durumunun zaman zaman istismar edildiğini belirterek, Kuzey Irak'ta yaklaşık 380 bin Yezidi'nin göçmen durumuna düştüğünü anlattı. Kurtulmuş, "Şu an itibariyle 30 bin civarında Yezidi Türkiye sınırının içinde misafir edilmektedir, ağırlanmaktadır. Onlara da hiç bir şekilde kimlikleri, etnik yapıları, dini inançları sorulmamıştır, sorulmayacaktır. Her kim yardım isterse elimizden geldiği kadar yapacağız. Türkiye bütün bu yardımları koordine edecek" dedi.

4 MİLYAR DOLAR YARDIM

Numan Kurtulmuş, AFAD'ın 2013'te Suriyeli göçmenlere yaptığı yardımın 2,3 milyar lira olduğunu, bu BM standardıyla kıyaslandığında, yemeleri, içmeleri, sivil toplumun destekleri de eklendiğinde Türkiye'nin Suriyeli göçmenlere yardımının 4 milyar dolar seviyesinde olduğunu kaydetti. Türkiye'nin dünyadaki göçmenlere yardım bakımından 3. ülke olduğunu ifade eden Kurtulmuş, gayri safi milli hasıla oranlarına göre hesaplandığında ise Türkiye'nin binde 21 ile insani yardım yapan ülkeler arasında birinci sırada yer aldığını söyledi.

"SİYASİ OLARAK DA BU BÖLGENİN YENİDEN AYAĞI KALKMASINI SAĞLAYACAK PERSPEKTİFİMİZİ DÜNYA KAMUOYU İLE PAYLAŞACAĞIZ"

Kurtulmuş, "IŞİD meselesi sadece bir sonuçtan ibaret. Suriye'nin ve Irak'ın terör ve terör örgütlerini besleyen bu siyasi ortamı iyileştirilmediği süreçte, Suriye halkının siyasal katılım süreçlerinin bir parçası olması sağlanmadığı süreçte, aynı şekilde Irak'ta özellikle Maliki yönetimleri zamanında devam eden sünni çoğunluğun yönetimden dışlanması süreçlerine son verilmediği müddetçe bölge zaten IŞİD benzeri yapılanmalar için bulunmaz bir fırsat niteliği oluşturur. Altın tepsi içinde IŞİD'e fırsatlar sunulmuş olur. İddiamız şudur.

Bu bölge ülkelerinde kimin iş başında olacağıyla ilgili değiliz. Bizim derdimiz, siyasi perspektifimiz Suriye'de, Irak'ta ve bütün bölge ülkelerinde siyasal katılımın sonuna kadar açılması, bütün toplumsal kesimlerin demokratik süreçlerin içerisine katılmasının sağlanması ve bölgedeki sorunların hem içeride demokratik yollarla hem rızaya dayalı müzakere yoluyla çözülmesinden yanayız. IŞİD meselesi, tehdidi sadece Türkiye değil, bölge ülkelerine değil, bütün dünya ülkelerine bu gerçeği gösteriyor. İnşallah en kısa zamanda Suriye ve Irak başta olmak üzere bütün bölge ülkelerinde bu süreçlerin halkın menfaatleri istikametinde gerçekleşmesi için dua ediyoruz. Bu yardım faaliyetlerini insani bir gerekçe ile sonuna kadar sürdüreceğiz. Siyasi olarak da bu bölgenin yeniden ayağı kalkmasını sağlayacak perspektifimizi dünya kamuoyu ile paylaşacağız."

"DAHA GELECEK SURİYELİ VAR MI?"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Daha gelecek Suriyeli var mı?" sorusu üzerine, en kötü şartlara hazırlıklı olduklarını söyledi. Bir gecede evini, barkını terk edenlerin yaşadıklarının kolay olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, bir tek kişinin dahi ne Suriye'de ne de dünyanın başka bir yerinde göçmen durumuna düşmesini istemediklerini vurguladı. Kurtulmuş, "Böyle bir durum sürerse de Türkiye gelecek olan göçmen dalgasını tamamıyla alabilmeye hazırdır. Hem güvenlik hem insani yardım hem de diğer tıbbi yardımlar bakımından hazır olduğumuzu ifade etmek isterim" dedi.

Tampon bölge çalışmasıyla ilgili soru üzerinde Kurtulmuş, Türkiye'nin başından itibaren hem uçuşa yasak bölge hem de tampon bölge tezini dile getirdiğini ifade ederek, "Eğer başından itibaren BM, ah o da başka bir konu, BM'nin ne işe yaradığı başka bir konu. BM, Esed rejimine destek olmasaydı, Esed ağabeyleri, dayıları vasıtasıyla kendi durumunu garanti etmiş olmasaydı, belki dünya uçuşa yasak bölge ilan etseydi, bu kadar çok, 200 bin insan Suriye'de ölmeyecekti" diye konuştu. Bu arada Numan Kurtulmuş'un, Şanlıurfa'ya gideceği için öğleden sonra Pendik Belediyesi tarafından düzenlenen 10. Uluslararası Geleneksel Sanatçılar Buluşması'na katılamayacağı belirtildi.