İbrahim YILDIZ-Hüseyin ASLIYÜCE/İSTANBUL, () İSRAİL askerlerinin Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın girişine metal detektörler yerleştirmesiyle başlayan ve Cuma namazı kılan Filistinlilere saldırmasıyla tırmanan olaylarla ilgili olarak konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Müslümanların da başkalarının hakkını ihlal etmesine asla bir gerekçe olamaz, olmamalıdır. Tepkiler hukuk çerçevesinde ve ölçülü olmak zorundadır” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aralarında Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar ve bakanların bulunduğu kalabalık bir heyetle körfez ülkelerini kapsayan ziyaretlerin ilk durağı olan Suudi Arabistan’a gitti. TC-TUR adlı özel uçakla Cidde’ye giden Erdoğan yolculuk öncesi gündeme ilişkin konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu.  Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde gazetecilere bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylarla ilgili olarak yaptığı açıklamada tepkilerin hukuk çevresinde ve ölçülü olmak zorunda olduğunu söyledi. Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:

“Suriye’de Irak’ta Libya’da Filistin’de yaşanan sıkıntılar acılar ortadır. Her gün bir yenisi ekleniyor. Tüm dünyanın gözü önünde Mescid-i Aksa’da yaşananlar bunun bir örneğidir. Mescid-i Aksa’ya karşı son birkaç gündün sergilenen pervasızlıklar İslam dünyasını derinden etkilemiştir. Kudüs’teki Harem-i Şerif sadece Filistinlilerin değil 1,7 milyarlık Tüm İslam aleminin onurudur, namusudur, kutsal mekanıdır. Harem’i Şerif’e yönelik kısıtlamalar ile Müslümanların onurlarını incilitilmesi karşısında İslam aleminin tepkisiz kalması beklenemez. Nitekim ülke olarak tepkimizi güçlü bir şekilde ortaya koyduk. İslam Birliği Teşkilatı olarak gerekli açıklamalarımızı yaptık. Bizler başta Kudüs olmak üzere asırlar boyu tüm dinlerin barış içinde bir arada yaşamasını sağlamış, köklü bir medeniyetinde mensuplarıyız. Kudüs’te yapılan hak ihlalleri Müslümanların da başkalarının haklarını ihlal etmesine asla bir gerekçe olamaz olmamalıdır. Tepkiler hukuk çerçevesinde ve ölçülü olmak zorundadır. Başka dinlere mensup insanların ibadet hürriyetine ve ibadethanelerine halel getirmeye bizim medeniyetimizde asla yer yoktur.”

 ABBAS VE RİVLİN İLE TELEFONLA GÖRÜŞTÜM

Kudüs’te yaşanan gerilimin bir an önce nihayet bulmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mescid-i Aksa çevresinde yeniden sükunetin hakim olması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bu çerçevede Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ile telefon görüşmelerim oldu. Dün de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron durumu ele aldık. Kim olursa olsun insanların can, mal ve ibadet haklarına yönelik saldırıları tasvip etmediğimizi ifade ettik. İslam İşbirliği Teşkilatı zirve dönem başkanı olarak ben buradan bir kez daha mevcut İsrail yönetimini yerleşik teamüllere, hukuka ve teme insani değerlere uygun davranmaya davet ediyorum. Bölgedeki gerilimi daha da tırmandıracak adımlardan kaçınmaları gerektiğinin tekrar altını çizmek istiyorum. Türkiye dün olduğu gibi bugün de bölgede barışın tesisi için çalışmaya, Filistinli kardeşlerimizin hak, özgürlük ve adelet mücadelelerini desteklemeye devam edecektir” dedi.  

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Alman Dışişleri Bakanı'nın şahsında Alman yetkililerine şu ana kadar bir şeyi devamlı söylediğini belirterek "Lütfen bizler NATO'da beraberiz. Avrupa Birliği süreci içinde müzakereci bir devletiz. Dolayısıyla aramızdaki stratejik ortaklık yeni değil. Uzun zamandır olan bir ortaklığımız var. Bu ortaklığa gölge düşürecek herhangi bir adım atılmamalıdır. Türkiye'den kaçan teröristleri eğer siz kalkar Almanya'da barındırırsanız, onlara hatta teşvik imkanı verirseniz, bunlar üstelik bir de suçlu konumunda olursa ki Türkiye'de yargılanıp, suçlu görüldüğü halde tutuksuz yargılanma sebebiyle serbest bırakılanı, Türkiye'den kaçtığı zaman siz alır bağrınıza basarsanız ve bunu çeşitli devlete ait toplantılarda konuşturmak suretiyle ödüllendirirseniz, Cumhurbaşkanlığı makamında bunları ağırlarsanız, kusura bakmayın bizim sizlere bakışımız o kadar rahat olmaz." dedi. 

 

KİMSENİN İÇİŞLERİNE KARIŞMAYIZ

 

Bir gazetecinin Almanya Dışişleri Bakanı’nın son açıklamalarına ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, “ Türkiye, herşeyden önce bir hukuk devletidir. Sosyal bir devlettir. Laik bir devlettir. Bu anayasasında zaten amir hükümler olarak yerini bulmaktadır. Türkiye'nin demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak içişlerine hiç kimsenin karışma yetkisi yoktur. Gerek güvenlik gerek yargı süreci içerisindeki atılmış adımları, atmaya da kimsenin yetkisi yoktur. Türkiye'nin içinde ajan, provokatörlük yapan hatta hata bunu diplomatik servislerini kullanmak suretiyle sürdürmeye gayret edenlere karşı tabii ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti de elinden geleni yapacaktır.  Alman Dışişleri Bakanının şahsında Alman yetkililerine şu ana kadar bir şeyi devamlı söyledim. Lütfen bizler NATO'da beraberiz. Avrupa Birliği süreci içinde müzakereci bir devletiz. Dolayısıyla aramızdaki stratejik ortaklık yeni değil. Uzun zamandır olan bir ortaklığımız var. Bu ortaklığa gölge düşürecek herhangi bir adım atılmamalıdır. Türkiye'den kaçan teröristleri eğer siz kalkar Almanya'da barındırırsanız, onlara hatta teşvik imkanı verirseniz, bunlar üstelik bir de suçlu konumunda olursa ki Türkiye'de yargılanıp, suçlu görüldüğü halde tutuksuz yargılanma sebebiyle serbest bırakılanı, Türkiye'den kaçtığı zaman siz alır bağrınıza basarsanız ve bunu çeşitli devlete ait toplantılarda konuşturmak suretiyle ödüllendirirseniz, Cumhurbaşkanlığı makamında bunları ağırlarsanız, kusura bakmayın bizim sizlere bakışımız o kadar rahat olmaz. 4 bin 500 dosya verdim. Bu dosyalar tamamen terör örgütü PKK ait dosyalar."

FETÖ ORADA CİRİT ATIYOR

 

‘Türkiye Cumhuriyeti Devletine darbe girişimde bulunan FETÖ terör örgütünün birçok mensubu şu anda Almanya'da cirit atıyor’ sözleriyle konuşmasına devam eden Erdoğan, “ Bunların isimleri verildi. Bütün bunlara yönelik aramızda suçluların iadesi anlaşması olmasına rağmen bunlar bize iade edilmeyecek, siz sürekli olarak iki tane burada, bir tanesi tutuklu olmak kaydıyla, bir diğeri de şu anda gözaltı süresi henüz dolmadı bildiğim kadarıyla böyle bir süreçte olmasına rağmen, kalkıp bunlarla Türkiye'yi sıkıştıracaksınız, yok böyle bir şey. Türkiye burada yargının gereği neyse bu yargı sürecini işletmektedir ama Almanya'da şu anda siyasetin içerisinde olanlar kalkıp da ekimde yapılacak seçimler için böyle bir, adeta pazar oluşturmaya çalışıyorlarsa o bizi pek de ilgilendirmiyor. O başka bir şey, bu başka bir şey. Ve medya organlarında başta şahsım olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne saldırıların affedilir hiçbir yanı yoktur. Geçenlerde de söyledim. Türkiye'de bulunan Alman şirketlerinin hiçbirine karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ne soruşturması de kovuşturması, böyle birşey de yoktur. Bunların hepside yalan, yanlış uydurma haberlerdir. Öyle bir şey yok. Ne var? Olan şu: Türk şirketlerinin yurt dışındaki bir çok ülkelerle ilgili yaptıkları, işte bu FETÖ ile iktisatlı olan bazı meşru olmayan bir girişimleri var. O tür şirketlere yönelik birşeydir. Alman şirketlerine yönelik kesinlikle böyle birşey yok. Ve 100 yılı aşkın bir süredir Türkiye'de faaliyette bulunan Alman şirketleri var. Siemens gibi, Bosch gibi. En ufak birşey, bunlara karşı yapıldı mı? Yok böyle bir şey. Dolayısıyla kimse kimseyi, bu tür yalan yanlış haberlerle ve bir de adete buradan hareketle tehdite yönelmesin. Bu siyasetin içerisinde olan insanlara yakışmaz"şeklinde konuştu.

 

HA ALİ , HA VELİ DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Bir basın mensubunun "YPG, ismini Suriye Demokratik Güçleri olarak değiştirdi. ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas'ın açıklamasıyla, aslında onların tavsiyesiyle olduğunu öğrendik. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Erdoğan şunları söyledi:

"Ha Ali ha Veli, değişen bir şey var mı? Yok. Biz kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. Her ikisi de aynı ve bunların nerede, nasıl cirit attığı hepsi zaten ortada. Aslolan tabelayı değiştirmek değil, içeride ne var, budur. Bunları zaten istihbaratıyla her şeyiyle takip eden bir Türkiye var. Hep söylüyorum, biz bir kabile devleti değiliz. Biz, altyapısıyla her şeyiyle güçlü yapılanması olan bir devletiz, kimin kim olduğunu gayet iyi biliriz. Türkiye'de de arazide dolaşanların içerisinde, onlar orada bu tür isim değişikliklerini yaparken, ama kollarındaki kokartlarla, malum terör örgütünün kokartını taşıyan hatta bölücü terör örgütünün başının resmini dahi oralara koyanları da biliyoruz. Biz bunların hepsinin resimlerini, videoyla vesaireyle hepsine bunları gösterdik. İsim değiştirmişler. Yok, bunları yutmak mümkün değil. Dostlar birbirini aldatmamalı."

KATAR KRİZİNİN UZAMASININ KİMSEYE YARARI YOK

Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar’ı kapsayan körfez ülkeleri ziyaretiyle ilgili de konuşan Erdoğan, “Kader birliğimiz olan bu ülkelerle geçmişte olduğu gibi bugünde siyasi, ekonomik, askeri kültürel ve beşeri alanlarda yakın ilişkilerimiz var. Ziyaretimizin ana gündem maddesini malumuz olduğunuz üzere Katar ekseninde yaşanan kriz oluşturacaktır. Bizler körfezdeki kardeşlerimiz arasında ne surette olursa olsun sorun ve sıkıntı yaşamasını doğru bulmuyor son hadiselerde büyük üzüntü duyuyoruz. Bugün Müslümanlar olarak her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenmemiz safları sıklaştırmamız gereken bir zaman dilimi içerisindeyiz. İslam dünyasının yeni ayrılıklara değil iş birliğine, dayanışmaya ihtiyacı var. Böylesi hassas bir dönemde enerjimizi iç tartışmalarla heba etmemeliyiz. Katar krizinin ilk anlarından itibaren bizler barış, istikrar, dayanışma ve diyalogdan yana olduk. Sorunun çözülmesi için taraflara gerekli telkinleri yaptık yapmaya devam ediyoruz. Krizin daha fazla uzamasının kimseye bir faydası yok. Mevcut krizden istifade edenler bölgenin geleceğini ipotek altına almaya çalışan kardeş kavgasının alevlenmesi için fırsat kollayan hasım çevrelerdir. İslam iş birliği teşkilatı zirve dönem başkanlığı bize bu sorunun kardeşlik hukuk çevresinde halli için önemli mesuliyetler yüklüyor. Kuveyt Emiri değerli kardeşim El Sabah’ın yürüttüğü ara bulucuk  çabalarını destekliyoruz. Bölge ülkelerinin yanı sıra diğer aktörlerinde güçlü destek vermesi gerekiyor. Bu bağlamda başta ABD olmak üzere uluslar arası toplumun üyelerinin faaliyetlerini faydalı buluyor, çözüme katkı sağlamalarını da temenni ediyorum” dedi.  

(FOTOĞRAF)