Bahri KARATAŞ/İZMİR, () - İZMİR'in Karabağlar İlçesi'nde, boşandığı üç çocuk annesi eski eşi Zeliha Şule Demiray'ı pompalı tüfekle öldürüp, ardından silahı kendi başına dayayıp intihara teşebbüs eden İbrahim Tahan'ın, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. Tedavi gördüğü hastanede üç ay sonra komadan çıkan ve ameliyatla yeni yüz yapılacak olan Tarhan, duruşmaya katılmadı.
Olay, geçen 3 Eylül'de sabah saatlerinde Bozyaka Mahallesi 3084 Sokakta meydana geldi. Aşçılık yapan 42 yaşındaki Zeliha Şule Demiray, işine gitmek için sabah evinden çıktı. Bu sırada bir yıl önce boşandığı 46 yaşındaki İbrahim Tahan, Demiray'ın önünü keserek barışma teklifinde bulundu. İddiaya göre eşinden, alkol aldığı için boşanan Demiray, barışma teklifini kabul etmedi. İbrahim Tahan, otomobilinden aldığı pompalı tüfekle, Zeliha Şule Demiray'ı göğsünden vurarak yaraladı. Tahan, daha sonra başına dayadığı tüfeği ateşledi.
Silah seslerini duyarak dışarıya çıkan mahalle sakinleri yerde iki kişinin yaralı yattığını görünce durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Yaralılardan Zeliha Şule Demiray kaldırıldığı Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybetti. İbrahim Tahan ise Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yüzü parçalanan ve üç ay sonra yoğun bakımdan çıkan İbrahim Tahan hakkında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ilk duruşmasına, tutuklu yargılanan İbrahim Tahan, hastanede tedavi altında olduğu için katılmazken, çocukları Ekrem Tahan, Feride Aydın, ölen Zeliha Şule Demiray'ın kız kardeşi Ayşe Filiz Özmüş, babası Durmuş Demiray ile tarafların avukatları Halime Gökduman ve Şükran Öztürk katıldı. Ayşe Filiz Özmüş, “Ölen benim kardeşim. Sanık olaydan önce de kardeşimi öldürmekle tehdit etti. Şikayetçi olmasını söyledim. Kardeşim, eski eşinin böyle bir şey yapmayacağını belirtip şikayetçi olmadı. Silah aldığını olaydan sonra yeğenlerim söyledi. Eşinden boşanan kız kardeşim, olaydan 15 gün önce nişanlandı. Sanık, kardeşimi bu sebepten mi, yoksa başka sebepten mi öldürdü bilmiyorum. Kendisi kardeşimi, boşanma davası sürerken telefonla arayıp tehdit ediyordu. Yeğenlerim, babalarına gitmek istemiyordu, kardeşim babalarıyla görüşmeleri için onları zorla gönderiyordu. Sanıktan şikayetçiyim" dedi.
Ölen Demiray'ın kızı Feride Aydın ise "Ben olayı görmedim. Annemi kaybettim ama bir tarafta da babam var. Babam annemin başka birisiyle ilişkisi olduğunu öğrendikten sonra olaylar patlak vermeye başladı. Gereken yapılsın ama davaya katılmak istemiyorum" dedi.
Ekrem Tahan da “Babamı en son görmeye gittiğimde bana, 'Annene söyle, ben silah aldım. Onu öldüreceğim, sonra da kendimi öldüreceğim' dedi. Ben de ona böyle bir şey yapmamasını söyledim. Babama, 'Zaten boşandınız bir daha barışamazsınız' dedim. Konu orada kapandı. Çalıştığım için de bir daha babamın yanına gidemedim. Babamın bu söylediklerini anneme de anlattım. Annem, 'Bir şey yapmaz, o size kıymaz' dedi. Annem bizim babamla görüşmemizi engellemiyordu. Aksine 'Gidin görüşün' diye bizi zorluyordu. Annemin nişanlandığı kişiyi 6-7 aydır tanıyorum. Annemle aynı işyerinde çalışıyordu. Annem babamla ayrıldıktan sonra benimle konuştu. Ben nişanlanmasına onay verdim. Annem babamla evli olduğu dönemde bu kişiyle görüşmüyordu. Babamla boşandıktan sonra görüşmeye başladılar. Ailesiyle birlikte gelip annemi dedemden istediler. Babam annemi nişanlanmasından önce de öldüreceğini söylüyordu. Sebebi de kendisiyle barışmamasıydı. Bence annemi öldürmesinin sebebi nişanlandığı için değil. Babamdan şikayetçiyim" dedi. Baba Durmuş Demiray da sanıktan şikayetçi oldu.
Sanığın kardeşi Hasan Tahan da tanık olarak dinlendi. Tahan, “Ağabeyim hastanede yatıyor. Yatalak durumda. Konuşamıyor, kendi ihtiyaçlarını da göremiyor. Refakatçi olarak dört aydır ona ben bakıyorum. Sorulan sorulara yazarak güçlükle cevap veriyor. En son hastanede 'Neden böyle bir şey yaptın' diye sordum. Bana yazarak, 8 yaşındaki kızı S.'nin Zeliha'nın evleneceği kişiye baba diyecek olmasının ağırına gittiğini, eski eşinin ona 'Ben, seninle evliyken de seni aldatıyordum' dediğini, bu nedenle kendisini kaybettiğini anlattı. Ben Zeliha'nın önceden başka birisiyle ilişkisi olduğunu biliyordum, ancak işlerine karışmak istemiyordum. Ağabeyimin yüzü tanınmayacak durumda, ameliyat olacak" diye konuştu.
Tanık olarak dinlenen, ölen kadının kardeşi Levent Demiray ise "Aralarında geçimsizlik vardı. Boşanma sebebi oydu. Sanık alkol bağımlısıydı. Bir de maddi sorunları vardı. O yüzden geçinemiyorlardı. Evli oldukları dönemde ablamın başka biriyle ilişkisi olmadı. Boşandıktan 1.5 yıl sonra olay meydana geldi. Cinayet günü sanığın arabasında alkol şişeleri ve uyuşturucu vardı. Büyük ihtimalle birisinin dolduruşuna geldi. O şekilde cinayeti işledi. Zaten pusuyu kurmuş. İki üç gün sokakta dolaşmış. Sonradan haberini aldık. Ablamı ölümle tehdit etmiş" dedi.
Cumhuriyet Savcısı Tarık Fırat, sanığın konuşup konuşmadığı, ifade verecek durumda olup olmadığı konusunda İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden rapor alınmasını, sanığa yüklenen suçun niteliğine göre tutukluluk halinin devamını talep etti. Sanığın avukatı Halime Gökduman ise "Kendisi hastanede. Tek başına yaşamını idame ettirecek durumda değil. Tahliyesine karar verilsin" dedi.
Mahkeme Başkanı Cengiz Çoban, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği'ne yazı yazılıp, hastanenin tutuklu-hükümlü koğuşunda kalan sanığın konuşup konuşmadığı, ifade verecek durumda olup olmadığı yönünde rapor istenmesine, ifade verecek durumda olması halinde heyetçe hastaneye gidilip, duruşma günü beklenmeksizin savunmasının alınmasına, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi.

FOTOĞRAFLI