Mehmet Kayhan YILDIZ- Hasan DÖNMEZ/KARAMAN, () - KARAMAN’ın Ermenek İlçesi’ndeki maden faciasında yaşamını yitiren işçilerden 29 yaşındaki Osman Çoksöyler'in eşi 27 yaşındaki Şadiye Çoksöyler, Soma'da ölen madencilerin sivil şehit  sayıldığını belirterek, Ermenek'teki madencilerinde aynı statüde olması gerektiğini söyledi. Çoksöyler, "Soma’da hayatını kaybeden madenci yakınlarına verilen hakların bizim için de verilmesini istiyorum" dedi.
Mahsur kaldığı maden ocağında hayatını kaybeden madenci Osman Çoksöyler, 
geride gözü yaşlı bir eş ile çocukları biri 4 aylık  Kübra Adile diğeri ise 5 yaşında Asude Zeynep'i bıraktı. Eşiyle kurduğu hayalleri ölümüyle birlikte mezara gömen Şadiye Çoksöyler, şu an kayınpederine ait evde oturduklarını, eşinin, borçlarını kapatmak ve inşaatı devam eden evini tamamlamak için madende çalıştığını söyledi.
GÜLEREK GİTTİ BİR DAHA GELMEDİ
Eşini işe uğurlarken gülerek gönderdiğini anlatan Şadiye Çoksöyler, "Geri gelecek diye gönderdim. Gülerek gitti ve bir daha gelmedi. İnşallah mekanı cennettir. Allah onu şehitlik mertebesine ulaştırmıştır. Eşim isteği yere ulaştı, iş bizde ve dayanabilmekte. Suçluların ben sonunu kadar peşini bırakmak istemiyorum. Cezalarını çeksinler. En küçüğünden en büyüğüne kadar ceza almalarını istiyorum" dedi.
MADENLERLE İLGİLİ YASA ÇIKTI BİZİM İŞİMİZ BİTTİ
Soma faciasının ardından maden ocaklarıyla ilgili yasanın çıkmasından sonra  Ermenek’te çalışan madencilerin işlerinin bittiğini ifade eden Şadiye Çoksöyler, şöyle konuştu:
"Madenlerle ilgili yasa çıktı, buradaki işçilerin işi bitti. Yasa ile madencilerin ücretlerini yükseltince, patronlar da çalışan işçilerin kanını sömürdü. Yemek masrafları işçilere yüklendi. Yemekleri maden içinde yemeleri istendi. Ocağa gelip giderken kullandıkları servis de kaldırıldı. İşçilere bu şekilde kabul ettikleri taktirde çalışmaları söylendi. Bu zorlamalardan dolayı benim eşim de 1.5- 2 aydır ocağa gitmiyordu. Köyde çalışan tüm maden işçileri bu durumun düzeltilmesi için direndi. Ama diğer köy ve beldelerdeki işçiler madenlerde çalışmaya başlayınca bizim köydekilerin gitmemesi bir işe yaramadı. Köyümüzdeki madenciler de borçlarından çalışmak zorunda olduklarından, madene çalışmaya gitti. Sonuçta da bu olay başına geldi."
'GİTME' DEDİM AMA GİTTİ
Maden kazasının yaşandığı gün eşinin gitmemesi için çok zorladığını da anlatan Şadiye Çoksöyler, "Madene ara verildikten sonra ilk iş günüydü. Ben gitmesini istemedim. Ama beni dinlemedi. Gitti. Keşke gitmeseydi. Madendeki faciada hayatını kaybetti. Herşey bitti, hayat bitti. Ne yapalım biz şimdi. Şimdi çocuğumun birisi babasını hiç tanımaz. Diğerine cennette olduğunu söylerim. Niye gelmez der" diye konuştu.
SOMA’DAKİ HAKLARI BİZ DE İSTİYORUZ
Soma’da yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden madencilerin sivil şehit sayıldığını, işçi yakınlarının şehit haklarından yararlanıp maaş bağlandığını ifade eden Şadiye Çoksöyler, şunları söyledi:
"Soma’da meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden ve şehit olarak sayılan madencilerle, bizim şehit olan eşlerimiz aynı mertebede tutulmuyorlarmış. Ben eşi olarak bize bir kart verilmesini istiyorum. Resmi kurumlarda öncelik istiyorum. Bize eşim öldükten sonra bağlanan maaşların da yeni yasadan bağlanmasını istiyorum. Soma’da hayatını kaybeden madenci yakınlarına verilen hakların bizim için de verilmesini istiyorum. Onların ki can ve eş ise geriye kalan biz de aynıyız."
'BİZİ KÖYLÜ DİYE HİÇE SAYDILAR'
Eşi ile birlikte kurduğu hayallerin suya düştüğünü kaydeden Şadiye Çoksöyler, "Allah bu acıyı bize yaşattı kimseye yaşatmasın. Neden kaza olmadan önce gelmediler? Devlete de tepkim var, millete de tepkim var. Madenci şehidimizin birinin babası lastik ayakkabı giyiyormuş, dünya duydu. Devlet de gurur duysun yaptıklarıyla. Bizi köylü diye hiçe saydılar. Ermenek belki daha önce tanınmıyordu. Belki 'E' sini bilen yoktu. Köylü eşittir, sıfır. İşte bu makamda tutuluyorduk. Şimdi arkamızda duruyorlar. Niye bunlar yaşanmadan arkamızda olmadılar? Eşim bin lira ücret alıyordu. Bu parayla ev mi yaptıracağız ev mi geçindirecektik, çocuğumuza mı bakacaktık, hastaneye mi gidebilecektik? Önceden tanımadılar, şimdi tanımaya kalktılar. Şimdi bana dünyayı verseler kaç yazar?" diye konuştu.
DENETLEMECİLERE OYUN İDDİASI
Ocağa denetlemeci geleceği zaman ocak sahiplerinin başka yerden ithal kömürü ocağın önüne dökerek gösterdiğini ileri süren Çoksöyler, "Ayrıca denetleme için gelineceğinde patronları bazı bacaları kapattırıyorlarmış. Denetlemeciler gittikten sonra açtırıp tekrar çalıştırıyorlarmış. Eşim bizim için kendisini oraya feda ettiyse, ben de onun için burada kendimi feda edeceğim" dedi.
KURTARMA ÇALIŞMALARINA YİNE GARİBAN MADENCİLERİ SOKTULAR
Yaşanan faciadaki sorumluların hapisten çıkmasını istemediğini de dile getiren Şadiye Çoksöyler, "Ocağın sahibini özel koltuğa oturttular. Şimdi orada yine bizim gariban madencilerimizi soktular çalıştırıyorlar. Yani garibanları aramak için yine garibanları ocağa soktular. Niye Saffet Uyar’ı, Abdullah Özbey’i sokmuyorlar. Gazın içinde suda boğulmak nasılmış bir kereye mahsus göstermelerini isterdim" dedi.
AİHM’E KADAR GİDERİM
Devletin Ermenek’te hayatını kaybeden madenciler için yanlış yaptığını ifade eden Osman Çoksöyler’in kayınpederi 58 yaşındaki Baki Saraç da "Soma’yı bir ayrı, Ermenek’i bir elin kuzey tarafına tutuyorlar. Eğer Soma’daki şehitler,Türk insanı Müslüman ise, bunlar da Türk insanı, bunlar da Müslüman. Ermenek’te hayatını kaybeden madencilerin de aynı Soma’daki madenciler gibi aynı kapsama alınması gerekir. Soma’dakiler kömür kazıyordu da Ermenek’tekiler toprak mı kazıyordu" diye konuştu.
Ocakta kurtarma çalışmalarını izlerken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'la görüştüğünü belirten Osman Çoksöyler, "Bakanımızla görüştüğümde ve burada hayatını kaybedenlerin Soma’daki şehitlerin hakkına sahip olup olmadığını sorduğumda, aynı haklara sahip olduğunu söyledi. O sözün arkasında hiç duran yok. Ben kızımın babası olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar giderim. Soma’dakiler 2 bin, 2 bin 500 lira alıyor, benim kızıma 1150 lira maaş bağlamışlar" dedi.
KENDİ EVLATLARIYMIŞ GİBİ DÜŞÜNSÜNLER
Gerekli tedbirler alınsaydı 18 madencinin hayatını kaybetmeyeceğini anlatan Osman Çoksöyler’in kayınvalidesi 58 yaşındaki Adile Saraç ise olay yaşandıktan sonra helikopterlerin inip kalkmaya başladığını söyledi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanın veya milletvekilinin madende hayatını kaybedenleri kendi evladıymış gibi düşünüp ona göre hareket etmesi gerektiğini belirtti.
ÇOCUKLARIMIZ TUZAĞA DÜŞTÜ
Osman Çoksöyler’in ağabeyi Mümin Çoksöyler de su basan madendeki tahkimatın pahalı olduğunu savundu. Mümin Çoksöyler, "Bu tür göçüklerin çoğunluğu tahkimat sorunudur. Bizim ölen madencilerimiz 40 gün gitmedi ama, o ocak 40 gün boyunca çalışmış. 40 gün boyunca sondajsız gidilmez. Her giren vardiyanın 3-4 metrelik kod yaparak her yöne sondaj yapması lazım. Bunlar bunu yaptırmamış. Bizim çocuklarımız öyle bir tuzağa düştü. Olaydan 3 gün önce işe başlamış olsalardı başlarına gelmezdi. İşe başladıkları ilk gün bu kaza oldu" dedi.

FOTOĞRAFLI