BUNLAR SİZE HAYATI ZİNDAN EDER Türkiye'de evlerin işaretlenmeye başlandığını, bunlarla söze gelince mağdur insanların haklarını savunduklarını söyleyenlerin ellerine güç geçince, kendilerinden başka hiç kimseye hayat hakkı tanımayacaklarını gösterdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürtlere seslenerek şunları söyledi: "Eğer bu seçimde bölücü örgüte ve onun güdümündeki partiye karşı güçlü bir duruş ortaya koymazsanız, inanın bana bunlar size hayatı zindan ederler. Çünkü bu zihniyet sadece 1946 değil, aynı zamanda 1990'ların zihniyeti. Dün, başka bir ırkçılık adına size tahammül edemiyorlar evinizde, işyerinizde, köyünüzde, mahallenizde sizi taciz ediyorlar. Bugün bir başka ırkçılıkla aynı yollarla tevessül ediyorlar. İsimler farklı ama kafa aynı. Biz 12 yıldır işte bu kafayla, bu zihniyetle mücadele ederek bugünlere geldik. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyerek vesayetin tüm araçlarını, tüm yöntemlerini ortadan kaldırdık. Dün köy yakan, yargısız infazda bulunan zihniyetle yaptığımız mücadeleyi bugün bölücü örgütün uzantılarına karşı veriyoruz. Çünkü bugün bölgedeki insana aynı zulmü bunlar yapıyor. Dün devlet adına bölge insanına zulüm yapılıyordu, bugün örgüt adına, onun güdümündeki parti adına zulüm yapılıyor." MAKBUL KÜRT ÜRETMEYE ÇALIŞIYORLAR Terör örgütünün sadece Kürtlere zulmettiğini ve Kürtlerin kanını döktüğünü söyleyen Erdoğan, şunları söyledi: "Çünkü bu örgütün misyonu kardeşlerime hizmet etmek, onlara aydınlık bir gelecek sağlamak değil, tam tersine Kürt kardeşlerimi yeni bir vesayetin karanlığına sürüklemektir. Bu ülkede, bir dönem tek parti eliyle makbul Türk üretmeye kalktılar. Makbul Türk neydi biliyor musunuz? Tüm değerlerinden kopartılmış, tarihine, kültürüne yabancılaştırılmış, kendi milletine küçümseyerek bakan bir dünya yurttaşı önerisiydi. Milletim, rahmetli Menderes'e, rahmetli Özal'a, son olarak da bize verdiği destekle bu oyunu bozdu. Şimdi de bölücü örgüt ve güdümündeki parti eliyle makbul Kürt üretmeye çalışıyorlar. Peki makbul Kürt nedir? Kabe olarak Taksim'i bilen, Diyanet'i kaldırmak isteyen, imam hatiplere karşı, Kuran kurslarına karşı, elinde gösterdiğim Kürtçe mealli Kuran'a karşı ve bütün bunların karşısında her türlü sapkınlığın yanında duran bir Kürt. biz, buna da izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin tarihinin, inancının, kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak Kürt kardeşlerimizin böyle bir zilletine içine itilmesine göz yummayacağız. Tek partinin makbul Türk projesini başına geçiren bu millet, inanıyorum ki makbul Kürt projesini de yerle yeksan edecektir. Mersin, pazar günü bu oyunu bozuyor mu? Mersin, 7 Haziran'da milli iradeye sahip çıkıyor mu?" ONLAR KAÇACAK, BİZ KOVALAYACAĞIZ Türkiye'de başörtüsü yasaklarının artık kalktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak Danıştay'ın 'Düz liselerde de başörtüsüyle derslere girilebilir', HSYK'nın da 'Yargıda başörtülü olarak duruşmalara girilebilir' kararları aldığını söyledi. İsim vermeden Fethullah Gülen ile lideri olduğu cemaate de yüklenen Erdoğan, "Başbakan iken ne demiştim? İnlerine gireceğiz. Girdik mi? Onları kaçıyor biz kovalıyoruz. Baş imam kaçtı, şimdi küçük imamlar da kaçmaya başladı. Küçük imamlara sormak lazım mihrap terk edilir mi? Ne yaparlarsa yapsınlar kaçacaklar, kovalayacağız. Bölücü örgüt derseniz zaten açıkça eş başkanların partisine oy istiyor, vermeyenleri tehdit ediyor. Geçenlerde buralarda bir bombalama hadisesi oldu. Bu olay vesilesiyle bir başka örgütün daha eş başkanlara destek verdiğini öğrendik" dedi. HER YERİN GAZETE OLSA AVUCUNU YALARSIN Bu seçimlerde birçok oyun oynandığını ve bu oyunların bir dış ayağı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Amerika'daki, İngiltere'deki gazeteler, dergiler hep bir ağızdan aynı şeyleri söylüyorlar, hedeflerinde biz varız. Eskiden beri bu milletin gönlünde iz bırakmış liderlere dediğini bırakmamış 'New York Times' diye bir gazete var. Bu, kimin nerede olduğunu göstermesi bakımından çok önemli. Kim doğru yolda onu göstermesi bakımından çok önemli. Bu gazete, Sultan Abdulhamit'e suikast yapıldığında bunu büyük bir heyecanla duyurmuştu. Rahmetli Menderes'in idamına yol açan darbeyi de yine heyecanla karşılaşmıştı. Özal'ın ölümünü de bin bir hakaretle haber yapmıştı. Şimdi de gözü bize dikmişler. Yahu her yerin gazete olsa her yerinden kin kussan avucunu yalarsın. Kim olursa olsun. Biz bir şeye teslim olmuşuz, bir şeye inanmışız. Kefenimizi giymişiz bu yola öyle çıkmışız. Aynı şekilde 2011'de CHP'ye destek veren Ekonomist Dergisi de bu defa bölücü örgütün güdümündeki partiye oy verme çağrısı yapıyor. Aynı şekilde The Guardian Gazetesi de 'Türkiye'de Anayasa değişsin, ama bunu Erdoğan yapmasın' diyor. Yani Türkiye'de Anayasa'yı milletin değil, bugüne kadar olduğu gibi yine vesayetin yapmasını istiyor. Zaten şu anda bu Anayasa'yı kim yapacak? Millet. Yüzde 52 ile oy vererek Cumhurbaşkanı yaptığı kişiden niye rahatsız oluyorsunuz? Bu sözler size tanıdık geliyor mu? Bizi Menderes'in, Mursi'nin akıbetiyle tehdit edenlerin aklı nereden aldıklarını görüyor musunuz? Yeni Anayasa talebimizin kimleri nasıl korkuttuğunu görüyor musunuz? Eski Türkiye koalisyonun gerisindeki desteği, gerisindeki motivasyonu görüyor musunuz? Türkiye'yi bunların eline bırakacak mıyız? Bunlara değil Türkiye'nin istikbalini 5 koyununu dahi bırakamazsınız" diye konuştu. KORUMALAR; GAZETECİLERİ ALANA HAPSETTİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasının ardından platformdan indiği sırada korumaları ve polisler, platformun önünde çalışan gazetecilerin önünde güvenlik önlemi aldı. Kimin verdiği belli olmayan emir yüzünden yaklaşık yarım saat platform önünde bekletilen gazetecilerle Cumhurbaşkanlığı Korumaları arasında arbede yaşandı.