BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, "Unutulan Zafer: Kut'ül Amâre" programında yaptığı konuşmada, "Kut'ül Amâre hepimizin zaferidir. zorbalığa karşı birliğin altın levhasıdır. devrin zorbalarına 7 düveli yenebileceğimizi gösterdik" dedi.


Davutoğlu, konuşmasına, Kut'ül Âmare kahramanı Halil Paşa'yı anarak başladı. Davutoğlu, "Güzel vatanımız, aziz miletimiz için kahramanca çarpışarak ölen bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Onlar, istiklal söz konusu olduğunda nelerin yapılabileceğini bütün dünyaya gösterdi" dedi.

Başbakan, bu zaferin öneminin, tarihi araştırmalar sonucu anlaşıldığını belirterek, "Oysa bu savaş, Osmanlı'nın hayat memat meselesiydi. Türk milletinin en esaslı başkaldırılarıdan biriydi. Bütün Ortadoğu halklarının batıya doğru ilerleyen sömürgecilerin önünde direnmesinin destanıydı" diye konuştu.

Davutoğlu şöyle devam etti:


"Kut'ül Amâre unutulacak bir zafer değildir. Fakat eski Türkiye anlayışı uzun yıllar bu zaferi hatırlamak istemedi. Adeta, sistemli

bir şekilde unutturmaya çalıştı. Her yıl Genelkurmay Başkanlığımızın sitesinden yapılan bir kutlama dışında Kut'ül Amâre hatırlanmadı. Ama bugün, Sayın Cumhurbaşkanım, sizin himayenizde Kut'ül Amâre tekrar milletimizin hafızasında, gönlünde hak ettiği yeri buldu. Kut'ül Amâre zaferi, çöküşün başladığı, umutsuzluğun yaygınlaştığı bir zaman diliminde, milletimiz için ve o coğrafyadaki bütün mazlum milletler için bir ab-ı hayat olmuştur. Çanakkale'de başlayan istiklalini koruma iradesinin bir benzeri Kut'ül Amâre'de ortaya konulmuştur. Çanakkale'de İstanbul, Kut'ül Amâre'de Bağdat savunulmuştur. Kut'ül Amâre şehitleri ve gazilerimizin o destansı mücadelesi, İstiklal mücadelemizle kurulacak Türkiye Cumhuriyetine ruh ve mana vermiştir. İstiklalimize göz diken işgalciler, 'hasta adam' dedikleri Osmanlı'nın üzerine toprak atmaya gelmişlerdir. Ama Kut'ül Amâre sayesinde hevesleri kursaklarında kalmıştır."

"ZORBALIĞA KARŞI BİRLİĞİN ALTIN LEVHASI"

Davutoğlu, "Kut'ül Amâre hepimizin zaferidir. Zorbalığa karşı birliğin altın levhasıdır. Devrin zorbalarına 7 düveli yenebileceğimizi gösterdik" dedi.

Bugün yine geçmişteki o iki ruhun karşılaştığını, yüzleştiğini ve savaştığını vurgulayan Başbakan, "Kut'ül Amâre'de yenilenler kapıların arkasında başka başka hesapların içine girdi. Biz, aziz şehitlerimizin huzurunda yüz yıl sonra diyoruz ki, Kut'ül Amâre ruhu kıyamete kadar kazanacak" diye konuştu.

29 Nisan 1916'daki Kut'ül Amâre Zaferi'nin, 13 binden fazla İngiliz askerin esir alındığı kutlu bir zaferin adı olduğunu belirten Davutoğlu, Türklerin her zaman savaş hukukuna riayet etmiş bir millet olduğunu dile getirdi. Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Dün savaş şartlarında esirlere nasıl nezihçe davrandıysak, bugün de din, dil, etnik kimlik, mezhep farkı gözetmeden, savaş ve ölümden kaçan tüm mazlumlara öyle davranıyoruz, onlara kucak açıyoruz. Millet olarak savaşta da barışta da birlik içinde bir olmanın, onun da ötesinde insanca davranmanın örneğini sergiliyoruz. Çünkü bizi yüzyıllarca bu coğrafyanın manevi ve zenginlikle yoğrulan hamuru birbirimize bağlamıştır."

"HEPİMİZİN ZAFERİ"

"Kut'ül Amâre etkinlikleri, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na alternatif gibi gösterildi. Asla alternatif değildir. Bu bayramlar birbirinin ayrılmaz cüzleridir ve birbirinin takipçileridir. Kut'ül Amâre'yi anlamayan, Çanakkale Savaşı'nı anlamayan, 23 Nisan'daki milli iradeyi, milli egemenliği de idrak edemez. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da hepimizin bayramı, Kut'ül Amâre de hepimizin zaferidir."