Saffet YENİGÜN/KEMER (Antalya), () - ÇEVRE Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Başkanı Baran Bozoğlu, "Garip bir şekilde hükümetin kuşlarla ilgili bir problemi olduğunu görüyoruz. Nerede kuş göç yolu var, oraya proje yapılmaya başlanıyor" dedi.
Türkiye'de yaşanan çevre sorunları, bunlara neden olan hukuksuzlukları ve yapılan yanlış uygulamaları yerinde görmek üzere başlattığı teknik gezi kapsamında Burdur Gölü ve Alakır Vadisi'nin ardından Antalya'nın Kemer İlçesi'ndeki Phaselis Antik Kenti'ne gelen ÇMO Genel Başkanı Baran Bozoğlu, burada basına açıklama yaptı. Phaselis Antik Kenti'nde orman alanında yapılmaya çalışılan otel projesi, Alakır Vadisi'ndeki HES projeleri ve Burdur Gölü'nün yok oluşuna dair incelemelerde bulunduklarını söyleyen Baran Bozoğlu, "Hukuksuzluk, rant ve denetimsizlik ne yazık ki bu alanlarda da yoğun bir şekilde yaşanmaktadır" dedi.
'ALAN TAHSİS EDİLİP, PLANLARI YAPILMIŞ'
Beydağları Olimpos Milli Parkı sınırlarında bulunan ve bir kısmı 1'inci Derece SİT alanında kalan arazinin otel ve tatil köyü yapılması amacıyla bir oteller zincirine verilmek istendiğini belirten Baran Bozoğlu, "Alanda süreç bilim dışı ve tersten işletilerek rantın önü açılmıştır. Önce alan tahsis edilmiş, daha sonra şirket, gereken evrakları toparlamış, proje hazırlanmış, Uzun Devreli Gelişim Planı yapılmış, ardından imar planları yapılmıştır. Yani, önce Milli Park sınırları içerisinde orman olarak belirlenen arazi, yatırım amaçlı tahsis edilmiş, ardından buna uygun yasal prosedür yerine getirilmiştir" dedi.
'HALKIN MALI OLAN BİR ALAN RANTA TESLİM EDİLMEZ'
Tahsis edilen alanın Turizm Gelişim Bölgesi içinde kalmakla beraber turizm merkezi değil, Milli Park alanı olduğunu vurgulayan Baran Bozoğlu, "Arkeolojik olarak yeniden araştırılmasına karar verilen bir bölgede, yani coğrafyamızın tarihine dair yeni verilerin olabileceğine dair çalışmaların yapılmasına karar verilen bir bölgede, nasıl olur da 'otel' yapılmasının önü açılabilir? Tabiri caizse, tarihin, kültürün fışkırdığı bir alanın, halkın malı olan bir alanın ranta teslim edilmesi, belirli çıkar gruplarının eline bırakılması kabul edilemez" diye konuştu.
'PHASELİS İÇİN PROJEDEN VAZGEÇİN'
Alanla ilgili verilen 'ÇED gerekli değildir' kararını yargıya taşıdıklarını ve mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildiğini de hatırlatan ÇMO Genel Başkanı Bozoğlu, hazırlanan Proje Tanıtım Dosyası'nda pek çok eksiklik olmasına rağmen Antalya Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nün verdiği 'ÇED gerekli değildir' kararının incelenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Mahkemenin önümüzdeki günlerde iptal kararı vermesini beklediklerini kaydeden Bozoğlu, Phaselis'in korunması için şirketin ve ilgili bakanlığın bu projeden vazgeçmesi gerektiğini aktardı.
'KUŞLARI ARTIK RAHAT BIRAKIN'
Açıklamasında Burdur Gölü'ne de yer veren ÇMO Genel Başkanı Baran Bozoğlu, Burdur Havzası'nın mutlak korunması zorunlu bir alan olduğuna dikkati çekti. Bölgenin kuş göç yollarında yer aldığının altını çizen Bozoğlu, "Garip bir şekilde hükümetin kuşlarla ilgili bir problemi olduğunu görüyoruz. Nerede kuş göç yolu var, oraya proje yapılmaya başlanıyor. Orası yok edilmeye çalışılıyor. 3'üncü havalimanı projesi de kuş göç yolu üzerindedir ve kuşların yaşam alanlarının yok edilmesi projesidir. Tuz Gölü yine flamingoların yaşadığı bir alandır. Madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştır ve hukuksuz bir şekilde devam etmektedir. Aynı şekilde Burdur Gölü de bu alanların içerisinde yer almaktadır. O yüzden hükümetin kuşlarla ilgili sıkıntısı olduğunu düşünüyoruz. Kuşları artık rahat bırakmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
'GÖLÜN KURUMASINA GÖLETLER NEDEN OLUYOR'
DSİ 18'inci Bölge Müdürlüğü tarafından Burdur Gölü'nün batısına, Ulupınar Deresi'nin göle dökülmeye yakın bir bölgesine 'Karakent Göleti' yapılmasının planlandığını aktaran Baran Bozoğlu, kamuoyu bilgilendirilmeden hazırlanan raporda gölün kurumasının nedeninin açıkça göletlerin yapılması olarak belirtildiğini kaydetti. Gölü besleyen tüm derelerin önüne göletler yapıldığını, tek kalan dereye de gölet yapılmaya çalışıldığını anlatan Bozoğlu, DSİ'nin gölet projesine karar vermeyi planladığı raporda ciddi hataların yanında hesaplama dayanaklarında da belirsizlikler bulunduğunu söyledi.
'MAHKEME KARARI 1 YIL GÖZ ARDI EDİLECEK'
Alakır Vadisi'nin ise Türkiye'deki plansız, kamu yararından uzak HES politikasının en önemli göstergesi olduğuna değinen Baran Bozoğlu, 70 kilometrelik dere üzerine 8 HES yapılması için EPDK tarafından lisans verildiğini, bunlardan 4'ünü yapıldığını, 5'incisinin ise yapım aşamasında olduğunu kaydetti. 1'inci Derece Doğal SİT Alanı'na yapılmak istenen sonuncu HES projesinin Türkiye'nin enerji ihtiyacına yoğun bir katkısı olmayacağını anlatan Bozoğlu, uluslararası anlaşmalar ve ülke mevzuatı doğrultusunda 1'inci Derece Doğal SİT Alanı'nda HES yapılamayacağını dikkati çekti. Danıştay'ın da onadığı mahkeme kararında suyun kaynağına kadar olan kısmının da SİT Alanı olarak tescillenmesine karar verildiğini vurgulayan Bozoğlu, "Ancak bu karar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından halen onaylanmamış, '4 mevsim raporu' hazırlanmasının ardından kararın onaylanabileceği belirtilmiştir. Yani mahkeme kararı en az 1 yıl göz ardı edilecektir. Bunun anlamı HES'lerin inşaatının o tarihe kadar devam ettirilebilmesidir. Özetle, HES'ler yaptırılacak, sonra da 'zaten her yerinde HES var artık SİT vasfı yoktur' denilerek vadi yok oluşa sürüklenecektir. Bakanlık koruma alanını değil, tükenişi, yok oluşu tescillemek istemektedir" şeklinde konuştu.

FOTOĞRAFLI