Başbakan Binali Yıldırım(İsrail'deki ezan tasarısı)"Din ve inanç özgürlüğüne aykırı böyle bir uygulamanın dayatılması asla kabul edilemez. İslam alemini rencide edecek her hareketin karşısında kararlılıkla birlikte duracağız."

Haber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER / İstanbul

Başbakan Binali Yıldırım, Parlamentolar arası Kudüs Platformu Kudüs ve Sürecin Problemleri Sempozyumu kapsamında WOW Hotel'de verilen akşam yemeğine katıldı.

Başbakan Yıldırım burada yaptığı konuşmada, İsrail'de bugünlerde camilerde ezanın hoparlörlerle okunmasının engellenmesini öngören yasa tasarısına ilişkin gelişmeleri de yakından izlediklerini belirterek, "Din ve inanç özgürlüğüne aykırı böyle bir uygulamanın dayatılması asla kabul edilemez. İslam alemini rencide edecek her hareketin karşısında kararlılıkla birlikte duracağız. Onurlu davasında mücadele veren Filistin halkının ümidini hiçbir hal ve şartta yitirmemesi önemlidir. Filistin'in hakkı olan hürriyeti de, bağımsızlığı da, müstakil bir devleti de mutlaka elde edeceğine hiçbir şüphemiz yoktur." dedi.

"KUDÜS'E SAHİP ÇIKMAK GEÇMİŞE VE KİMLİĞİMİZE SAHİP ÇIKMAKTIR"

Başbakan Yıldırım Türkiye olarak Filistin ve Kudüs'e kayıtsız kalmayıp sahip çıkacaklarına değinerek, "Kudüs'e sahip çıkmak, geçmişe ve kimliğimize sahip çıkmaktır. Kudüs demek, miraç demektir. Kudüs demek, ilk kıble demektir. Kudüs içine ve çevresine yerleştirilen kontrol noktaları , Müslüman ve Hristiyan toplulukların hareket serbestisini oldukça kısıtlamakta, camilere ve kiliselere erişimi engellemektedir. Amaç bellidir; bölgenin gerçek sahipleri olan kadim medeniyetleri İslam, Hristiyan inancını yıldırmak, bu şekilde şehrin tarihi yapısını ve dokusunu kökünden değiştirmek. Kudüs'ü İsrail'in ve Yahudiliğin başkenti haline dönüştürmek. Tabiatıyla bu politikalara Türkiye olarak müsamaha göstermemiz söz konusu olamaz. Bin yıllar boyunca farklı din, dil, etnik kökenden insanların barış içinde birlikte yaşadığı Kudüs şehri, bugün bambaşka bir tehlike, bambaşka bir tabloyla karşı karşıyadır. Bu olumsuz tablo değişmeden, ne Ortadoğu'da ne de ötesinde gerçek anlamda huzur ve barıştan bahsetmek mümkün değildir" şeklinde konuştu.

"BÖLGEDE HUZURUN VE BARIŞIN TEK YOLU, BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS OLAN BAĞIMSIZ, EGEMEN FİLİSTİN DEVLETİ'NİN VÜCUT BULMASIDIR"

Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: Sorunları barışçıl yöntemlerle ve diyalog yoluyla karşılıklı anlayış çerçevesinde çözebilmenin tek yolu, hakkaniyet ve hukuka saygıdır. Filistin halkının uluslararası hukuktan kaynaklanan en temel haklarının her gün tekrar tekrar çiğnenmesine mutlaka 'dur' denilmelidir. Bu görev de Filistin halkına sürekli sabır telkin eden uluslararası topluma düşmektedir. Bölgede huzurun ve barışın tek yolu, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin Devleti'nin vücut bulmasıdır. Filistin Devleti'ni halihazırda 137 ülke tanımış durumdadır. Diğer ülkelerin de tanıması için Türkiye olarak gayretlerimizi arttırarak devam ettiriyoruz. Filistinlilerin bu süreçte birlik ve beraberlik içinde olmaları, hayati önem taşıyor. Bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin kurulması başta olmak üzere, meşru talep ve beklentilerin güçlü şekilde dile getirilebilmesi için Filistin'de birlik ve beraberlik bir zorunluluktur.

Görüntü Dökümü:

-Başbakan Yıldırım'ın konuşması

-Salondan detaylar