'BEKÇİLER 3959 HIRSIZLIK OLAYINA MÜDAHALE ETTİ'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antalya'da Asayiş Suçları ile Mücadele Değerlendirme Toplantısına katıldı. Bu tür toplantılarda söze başlarken ya uluslararası terör örgütlerinden, ya göçten, ya da 21'inci yüzyılın uyuşturucu probleminden bahisle konuya girmenin, neredeyse adet halini aldığını belirten Bakan Soylu, dünyada teknolojinin ilerlediği, suç, suçun türü ve çeşidinin de arttığına işaret etti. Modern güvenlik anlayışının en önemli parametrelerinden birinin, suçluyu yakalamak değil, suçun oluşmasını engellemek olduğunu anlatan Bakan Soylu, "Bunu bir yandan caydırıcı olmakla, öte yandan kişiyi suça iten sebepleri ortadan kaldırmakla yapabiliriz" dedi.
Asayiş noktasında rakamları paylaşan ve önemli başarılar elde ettiklerini açıklayan Bakan Soylu, ancak bunun rastgele polisiye tedbirlerle değil, belirli bir stratejiyle elde edildiğini söyledi. Bakan Soylu, suçun önlenmesi konusunda bekçilik uygulamasının da önemli bir adım olduğunu belirterek, "Yani kolluk birimlerinin sokaktaki görünürlüğünü arttırmak ve bu sayede şehirde suça eğilimli kişilerin suçtan kaçınmasını sağlamak. Bu politika tuttu mu, evet tuttu. Rakamlar çok açık. Yaklaşık 30 bin bekçi aldık, 21 bin 292'si görev başında, diğerlerinin alım ve eğitim süreçleri devam ediyor. Bunun yanı sıra polis alımlarımıza da ağırlık verdik ve özellikle motosikletli polis sayımızı arttırmaya gayret ettik" dedi.
Bekçilerin bugüne kadar 3 bin 959 hırsızlık olayına doğrudan müdahale ettiğini kaydeden Bakan Soylu, haklarında arama kaydı olan 63 bin 730 şahsın yakalanmasını sağladığını bildirdi. 
BEKÇİLER 55 YILDIR KİMLİK SORUYORLAR
Bekçilerin sahada aktif olarak görev almaya başladığı 2017 yılında Türkiye'de evden hırsızlık günlük ortalamasının 282 olduğunu anlatan Bakan Soylu, “Bekçilerle ve asayiş birimleriyle ilgili sosyal medyadaki klavye kahramanları eleştirilerini devam ettiriyor. Bunların arkasında kim olduğunu, aslında neyi hedeflediklerini toplumsal güvenliğin azalmasından neyi murat ettiklerini biz biliyoruz. Ne kadar söylerse söylesinler. Bekçilik yeniden hayata geçmiş, güvenlik unsurlarında toplumumuzun daha huzurlu hale gelmesinde hırsızlığın azalmasında, gecelerin daha güvenli hale gelmesinde fayda sağlamışlardır. Bekçiler tam 35 yıl artı 20 yıl toplamda 55 yıldır kimlik soruyorlar" dedi.
SOSYAL MEDYADA KARALAMA KAMPANYASI SÜRÜYOR
Bekçilerin sahada aktif olarak görev almaya başladığı 2017 yılında evden hırsızlık günlük ortalaması 282'ydi. 2019 Aralık ayında bu rakam yüzde 46'lık azalışla 151 olarak gerçekleşti. Yalnız ocak aylarını kıyaslarsak da 2019 Ocak ayına göre 2020 Ocak ayında evden hırsızlık oranında yüzde 23, oto hırsızlığında yüzde 26, kapkaç olaylarında yüzde 42 azalış, iş yerinden hırsızlık olaylarında yüzde 22 azalış var. Aylardır bekçiler üzerinde bir kısım medya ve sosyal medyada bir karalama kampanyası sürüp gidiyor, ne yapalım, bu rakamları görmeyip bu arkadaşları da evlerine mi gönderelim? Sokaklara huzur getirmek için gayret ediyoruz ve bundan netice alıyoruz, vatandaş memnun, her fırsatta memnuniyetini ifade ediyor ama karşımızda, muhalif olma etiketi altında garip bir anlayış buluyoruz. Polis alıyoruz kabahat, bekçi alıyoruz kabahat. Arkadaşlarımız, hem merkezde, hem valiliklerde sürekli basın açıklaması yapıp bunları yalanlıyor. Bakanlık bünyesinde 'yalanlama daire başkanlığı' kursak yeridir. Bu hezeyan halini anlayabiliyor değilim, açık söyleyeyim" diye konuştu.
GEÇEN YIL 33 HUZUR UYGULAMASI YAPILDI
TÜİK'in 2019 yılı yaşam memnuniyeti araştırmasında asayiş hizmetlerinin, en yüksek memnuniyet duyulan kamu hizmetleri arasında yüzde 75.5'le ilk sırada olduğunu belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz hadisesinden sonra, Türkiye'nin yeni güvenlik konseptinin en önemli davranışsal parametresinin, saha baskısını artırmak olduğunu söyledi. Soylu, 2018-2019 eğitim öğretim döneminde, bir önceki döneme göre okul çevresinde meydana gelen asayiş olaylarında yüzde 11.3, 2019- 2020 ilk dönemler kıyaslandığında ise yüzde 20.1 oranında azalma meydana geldiğini anlattı. 2019 yılında ülke genelinde 24'ü asayiş olmak üzere 33 huzur uygulaması yapıldığını da belirten Bakan Soylu, "Bu uygulamalarda 11.3 milyon şahıs kontrol edilmiş, aranan 39 bin şahıs yakalanmış, 530 bin umuma açık yer de kontrol edilmiş, 20 bin 802 araç da trafikten men edilmiştir" dedi.
KADES UYGULAMASIYLA YÜZDE 20 AZALDI
Aile içi ve kadına yönelik şiddetle ilgili 81 ilde kurulan büro amirliklerinin sayısının 1005 olduğunu belirten Soylu, "Buralara kadın personel takviyesi için çalışmalarımız sürmektedir. Bunun yanı sıra kadına yönelik şiddet olaylarında KADES uygulaması sayesinde, bir önceki yıla oranla yüzde 20 azalış elde ettiğimiz, rakamlardan anlaşılmaktadır. KADES uygulaması, bugüne kadar 421 bin 714 kadın tarafından indirildi ve uygulama üzerinden 23 bin 323 ihbar alındı. Genellikle bu ihbarların yarısının ciddi vakalar olduğu hesaba katılırsa, burada ne kadar önemli ölçüde şiddet olayının engellendiği, belki de ölümlerin engellendiği kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bu itibarla, KADES uygulamasının işlerliğini artırma çalışmalarımız sürecektir ve 2020 yılı içinde illerimizde KADES tanıtım günleri gibi etkinlikler düzenlenerek inşallah bu uygulamanın daha da yayılması sağlanmış olacaktır" diye konuştu.
TERS KELEPÇE TAKILACAK DURUMLAR
Toplumsal olaylarda ters kelepçe takılmaması konusunda uyarıda bulunan Bakan Soylu, özellikle dört suçta ters kelepçenin takılabileceğini vurguladı. Bu suçlarla ilgili Bakan Soylu, şöyle konuştu:
"Ters kelepçe, uyuşturucu kaçakçısı, satıcı elbette ki eğer bu saldırgan bir pozisyon ortaya koyuyor, zarar verecek nitelikte pozisyon ortaya koyuyorsa buna takılabilir. Cinsel taciz, kadına şiddet, takılabilir. Terör, burada itina etmenin de bir anlamı yok. Kim terörle beraber bu ülkenin başına bir musibet getirmeye çalışıyorsa, ona her şey mubahtır, yapılabilir. Ters kelepçe takılabilir. Bunun dışında, mafya, organize suç şebekeleri, bunlar da eğer sıkıntılı bir durum söz konusuysa, saldırgan hal söz konusuysa olayın durumuna göre takılabilir. Ama toplumsal olaylarda arkadaşlar el birliğiyle ne olursunuz birilerinin ağzına sakız vermeyelim. Alıyorlar sabahtan akşama kadar, çevirip çevirip duruyorlar. Netice itibariyle orada görevini yapan da bir arkadaş. Allah bilir, 4 saatlik, 5 saatlik görevi sonunda karşı karşıya kaldığı bir durumun sonunda bir karar veriyor, ama biz onu o karardan da kurtaralım, diyelim ki toplumsal olayların hiçbirinde eğer çok büyük bir saldırganlık söz konusu değilse, yaralayıcı, güvenlik görevlilerimize ciddi bir şekilde etkileyecek bir durumda bunların hiçbirisinde ters kelepçe olayını yapmalım. Bunların dışında saldırgan bir hal varsa ters kelepçe takılabilir."
ELEKTRONİK KELEPÇE UYGULAMASINI YAYGINLAŞTIRALIM
Elektronik kelepçenin yaygınlaştırılması için hakimlere seslenen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kadına yönelik şiddetin önlenmesi yönünde de 2020- 2021 yılı için koordinasyon planı hazırlandığını açıkladı. Bu doğrultuda mağdur odaklı yaklaşım, fail odaklı çalışmalarla bu alandaki mücadeleye olumlu katkı vermeyi umduklarını söyleyen Bakan Soylu, aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesinin sadece talimat ve yönerge yayınlamakla mümkün olamayacağını söyledi. Bu alanda çalışacak personelin de ayrı bir bilgiye ve uzmanlığa sahip olması gerektiğini kaydeden Soylu, geçen yıl polis merkezi amirliklerinde çalışan 60 bin personelin 48 binine, bu konuda eğitim verildiğini, kalan 12 bin kişinin de bir ay içinde eğitime tabii tutulacağını söyledi.
Kadına yönelik şiddet noktasında arzu edilen seviyede olunmadığını ifade eden Soylu, arzu edilen sayının sıfır olduğunu vurguladı. Bu noktada elektronik kelepçe uygulamasının yaygınlaştırılması gerektiğine işaret eden Soylu, "Hakimlerimize, İçişleri Bakanı olarak rica ediyorum. Ne olursunuz, şu elektronik kelepçe uygulamasını birlikte yaygınlaştıralım. Biz veremiyoruz, elektronik kelepçe uygulaması bizim gözetimimizde ve denetimimizde değil. Biz bunu kendi sorumluluğumuz olarak üzerimize aldık, hukuk çerçevesinde. Hakimlerden istirhamım, ne olursunuz elektronik kelepçe uygulamasını Türkiye'de yaygınlaştıralım. Bu önemli. Elektronik kelepçe uygulaması yaygınlaştığı takdirde kadına şiddet olayları ile mücadele de daha etkin olacaktır" şeklinde konuştu.