ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD) Kayseri Şube Başkanı İsmail Ulusoy, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kutsal bir mücadeleye giren Türk ulusunun, 30 Ağustos'ta ilan ettiği büyük zaferinin ardından emperyalistlerin öç alma girişimlerine hiç ara vermediğini belirterek, "Türkiye’nin kaynakları 94 yıl öncekinden çok daha zengin, gençleri daha bilinçli, yetişmiş kadroları daha güçlüdür. Bu zenginlikle yeniden zafere ulaşacağız" dedi.
ADD Kayseri Şube Başkanı Ulusoy, Mustafa Kemal Atatürk'ün Dumlupınar'da yaptığı konuşmada, büyük zaferi anlatırken, "Meydan muharebesi, sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Ulusların çarpışmasıdır. Meydan muharebesi, ulusların tüm varlıklarıyla, bilim ve fen alanındaki düzeyleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısacası tüm maddi ve manevi güç ve erdemleriyle her türlü araçlarıyla çarpıştıkları sınav alanıdır" dediğini anlattı. Ulusoy, Sevr Anlaşması'nı tanımayarak Mustafa Kemal önderliğinde kutsal bir mücadeleye giren Türk ulusunun, zaferini ilan ettiği andan itibaren, Türkiye'yi yağmalama girişimleri hüsranla sonuçlanan emperyalistlerin, bu yenilgilerinin öcünü alma girişimlerine hiç ara vermediklerini söyledi. Ulusoy, şöyle dedi:
"Büyük Zaferi tescil eden Lozan Antlaşması sonrası Lord Curzon İsmet Paşa'ya bu emelini açık bir şekilde ifade etti. 15 Mayıs 1919 günü İzmir limanında kukla askerlerin üniformalarıyla başlayıp 9 Eylül 1922 tarihinde yine İzmir’de noktalanan macera artık başka araçlar kullanılarak sürecekti. Tekelleri, banka ve sigorta şirketleri, ajanları, televizyon kanalları, akıl hocaları, işbirlikçileri yeni savaşın araçları olacaktı. Türk ulusu tüm varlıklarıyla, bilim ve fen alanındaki düzeyleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısacası tüm maddi ve manevi güç ve erdemleriyle yeni ve bitmez tükenmez bir saldırıya hedef olacaktı. Bu tehlikeyi çok iyi bilen Atatürk, 'Bundan sonra çok önemli zaferlere kavuşacağız. Ama bu zaferler süngü zaferleri değil, iktisat, bilim ve kültür zaferleri olacaktır' diyecek ve devrimleri gerçekleştirecek, devrimlerini Gençliğe Hitabe ve Bursa Nutku’nda açıkça belirttiği gibi gençliğe emanet edecekti. Doğaldır ki emperyalizmin hedefinde de devrimlerimiz, ulusal bağımsızlığımız ve çağdaş laik cumhuriyetimiz olacaktı.''
Ulusoy, Atatürk’ün 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' politikasını küçümseyip, hatta alay ederek, 'Komşularla sıfır sorun' politikaları güdenlerin, politik geleceklerini sıfırlamış, 'stratejik derinlik' adına Ortadoğu’da emperyalizmin kazdığı çukura düştüklerini ifade ederken "Türkiye’nin kaynakları 94 yıl öncekinden çok daha zengin, gençleri daha bilinçli, yetişmiş kadroları daha güçlüdür. Bu zenginlikle yeniden zafere ulaşacağız. Bankalar, fabrikalar, limanlar, santraller, haberleşme, ulaşım, madenler, petroller, yine bizim olacak. Üniversiteler özgürce bilim üretecek. Aziz Sancarlar artık yurt dışına gitmeden de Nobel alacak. İşçilerimiz örgütlü, kadınlarımız özgür, çocuklarımız geleceğe güvenle bakacak. Yine biz kazanacağız. Türkiye tam bağımsız olacak. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti" dedi.