Türk kültürünün vazgeçilmez unsurları arasında yer alan Türk kahvesi, UNESCO tarafından kültür mirasları arasında kabul edilerek, her yıl 5 Aralık, “Dünya Türk Kahvesi Günü” olarak kutlanmaya başladı. Yaptığı araştırmalarla Türkiye’nin Türk kahvesi haritasını ortaya koyan Kahve Dünyası, araştırma sonuçlarını düzenlediği etkinlikte paylaştı.

KAHVE DÜNYASI’NDAN TÜRK KAHVESİ ARAŞTIRMASI

5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü’nün bilinirliğini artırmayı hedefleyen Kahve Dünyası, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bir araştırma gerçekleştirdi. Türkiye genelinde 1.615 kişiyle görüşülerek yapılan araştırmaya göre katılımcıların en çok tercih ettiği kahve çeşidi yüzde 77 ile Türk kahvesi olurken her 100 kişiden 95’i Türk kahvesini sevdiğini belirtti.

TÜRK KAHVESİ ŞEKERLİ SEVİLİYOR

Araştırmaya göre Türk kahvesi yüzde 55 gibi bir oranla orta şekerli seviliyor. Türk kahvesinin yanında en sevilen lezzet ise yüzde 42 ile çikolata oldu. Ayrıca Her 100 kişiden 73’ü Türk kahvesini ‘köpüklü’ tercih ediyor. Akdeniz ve Karadeniz’de misafirliği ifade eden Türk kahvesi, Ege’de dost meclisini çağrıştırıyor.

EN ÇOK AKŞAM SAATLERİNDE İÇİLİYOR

Gün boyunca yemeklerden sonra tercih edilen Türk Kahvesi, en çok akşam saatlerinde içiliyor. Ayrıca Türk kahvesi içen her 100 katılımcıdan 60’ı Türk kahvesini tadını sevdiği için içtiğini söylüyor. Türk kahvesinin tadını en çok seven yüzde 80 ile Marmaralılar olurken İç Anadolu Bölgesi’ndeki katılımcılar ise tadından ziyade keyifli bir mola vermek için Türk kahvesi içtiklerini ifade ediyor. Her 100 evli kadından 58’i tuzlu kahve yaptığını söylerken evli erkeklerin yüzde 47’si tuzlu kahve içtiğini ifade ediyor. Tuzlu kahveyi en çok içen erkekler yüzde 84 ile Doğu Anadolu’dan çıkarken onu yüzde 83 ile Güneydoğu Anadolu takip ediyor. Marmara yüzde 14, Akdeniz ise yüzde 37 ile tuzlu kahvenin en az içildiği bölgeler arasında yer alıyor.

“KAHVE DÜNYAYLA KURDUĞUMUZ BİR KÖPRÜDÜR”

Araştırmacı- yazar Sunay Akın Veliefendi Fabrika Mağazası’nda gerçekleşen etkinlikte Türk kahvesinin tarihini, kültürümüzdeki yerini ve ritüellerini özel hikayeler eşliğinde aktardı. Akın, Türk kahvesinin dünya ile kurduğumuz bir köprü olduğunun altını çizdi. “Bütün dünyaya kahveyi biz tanıttık. Kahve bize Yemenden geldi öyle biliriz ama aslında kökeni Habeşistan’dır, Afrika’dır. Bugün kahve kültürü denildiğinde, tarihimizdeki Afrika’yla olan kültürel bağlarımız akıllara gelmelidir. Kahve bizim dünyayla kurduğumuz bir kültür köprüsüdür” dedi.

“TÜRK KAHVESİ İSTANBUL’UN HAFIZASIDIR”

Türk kahvesinin İstanbul’un hafızası olduğuna dikkat çeken Akın, “Kahve İstanbul’un hafızasıdır. Çünkü edebiyat kahveleri vardı ve edebiyat kahvelerinde kitap okumayı bilen bir insan kitap okur, kahveci ona kahveleri ücretsiz verir ve İstanbullu onu dinlemeye gelirdi. Ne oluyor o zaman kahvehane bir kültür merkezine dönüşüyor. Sonra kahvelerden meddahlar ortaya çıkıyor. Hacivat ve Karagöz oyunları, kahvehaneler bizim kültür ve sanat tarihimizi barındırıyor. Kahve denildiğinde sadece damaklarda bırakılan Türk kahvesinin eşsiz lezzeti gelmemeli. Onunla birlikte de beynimizdeki bütün bu bilgiler ortaya çıkmalı. Bu bir kültür buluşmasıydı. İnsanların bir arada yaşama kültürünün en güçlü olduğu mekanlardır bizim coğrafyamızda kahvehaneler. Kahve de onun simgesidir” şeklinde konuştu.

“HAYALİM BOĞAZDAKİ VAPURLARDAN BİRİNİN BACASINI KAHVE FİNCANINA DÖNÜŞTÜRMEK”

Türk kahvesi kültürünün yaşatılması gereken bir miras olduğunu belirten Akın, “Hayalim önümüzdeki yıl 5 Aralık Türk kahvesi gününde İstanbul’un iki yakası arasında mekik dokuyan o güzel vapurlarından birinin bacasını bir kahve fincanı haline dönüştürmek. Duman oradan tütsün ve bütün dünyaya bir kahve fincanı şeklindeki vapur bacasıyla bu kültürü tanıtalım. İstanbul kahve kültürü, aslında bir kültür politikasının ürünü olmalıdır. Özellikle yaşatılmalı, korunmalı ve İstanbul’un kimliğine yeniden kazandırılmalıdır” dedi.

“KAHVE SOHBETLERİN SİMGESİDİR”

Türk kahvesinin vazgeçilmez bir gelenek ve lezzet olduğunu söyleyen Edebiyat Öğretmeni Gülay Erenler, “Kahvaltı, kahveden geliyor, çünkü düşünün ki illaki sabah kalkınca bir fincan kahve içeceğiz ama onun altına bir şeyler yememiz gerekiyor bu da kahve-altı yani kahvaltı oradan geliyor. Kahve sohbetin bir simgesidir. Buluşmanın, dertleşmenin bir simgesidir. Hatta çok güzel bir söz vardır, “Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül bir dost ister kahve bahane” dedi.