Belediye başkanlarını değerlendirmeye devam edeceğim. İkinci dönem Fatih Belediye Başkanlığı görevini yürüten Mustafa Demir’i zor günler bekliyor.
Fatih zor bir ilçe. Tarihi dokusu, kültürel yapısıyla Fatih’te hizmet vermek keyifli olduğu kadar da zor. Eminönü ile Fatih’in ilçe olarak birleştirilmesinden sonra bu iş biraz daha karıştı. Alan ve zorlukları büyüdü.

Fatih Belediye Başkanı her kim olursa olsun, istediği gibi proje yapamaz. İstediğini istediği yere koyamaz. Çünkü Fatih yer altı ve yer üstü bir tarih mozaiği.
Tarihi Yarımada Fatih ilçesinde o kadar el atılması gereken yerler var ki, hiç bir yere tek başınıza yani belediye olarak dokunmanız mümkün değil. Her yapacağınız işi Tarihi Varlıkları Koruma Kurulu’na götürüp projelerinizi onaylatmanız lazım. Bu o kadar ileri bir düzeyde ki, Fatih’te iş makinasıyla inşaat alanı kazımanız yasak. Fatih’te yıllardır bir uygulama planı yok. Daha önce yapılmış bir planı Mimarlar Odası’nın açtığı dava ile İdare Mahkemesi iptal etti.

Şimdi yeni imar planları Fatih Belediye Meclisi’nde Ak Partili Meclis üyelerinin oyları ile kabul edildi. Kabul edildi edilmesine de kimsenin planlarda ne olduğundan haberi yok. Muhalefete bilgi verilmemiş. Planlar Belediye Meclisi’ne gelince gürültü kıyamet kopuyor. Çoğunluk Ak Parti’de. CHP’li meclis üyeleri ve Saadetli bir Meclis üyesi planların kendilerinden saklanarak Meclis’e getirildiğini iddia ediyor.
Peki böyle bir şehirleşme olur mu, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in veya bir belediye başkanının öncelikli yapması gereken, bir şehir planı yapılırken, herkesin konsensüsünü sağlamaktır.

İşte Türkiye’de bu uzlaşı kültürü olmadığı için kavgalar bitmiyor. Her koltuğa oturan kendisini o koltukta baki sanıyor.
 Oysa birgün o koltukta oturan insan değişiyor, bu sefer gelen de kendine göre işler yapmaya kalkıyor. Halbuki, bu işler yapılırken toplumun diğer kesimlerini temsil eden siyasilerin, hatta Meclis’te bulunmayan toplum kesimlerinin bile görüşleri alınarak bir uzlaşma örneği sergilenirse geleceği doğru planlarsınız.
‘Ben yaptım oldu’ mantığı bir toplumu ileri götürmez. Götürse götürse ‘Bir ileri bir geri götürür’.

İşte Sulukule projesi ortada. Sulukule’de yıllarca yaşayan insanları oradan bir hışımla atıyorsunuz, hor görüyorsunuz... O insanların haklarını yiyerek orada kendi yandaşlarınıza malk mülk ediniyorsunuz.  Bunun vebalini mahkemeler vermese bile Allah (cc) insandan sorar. Dinimizde en büyük günah ‘Kul hakkı’ yemektir. Bu günahı Allah(cc) bile affetmemiş. Önce ‘Helalleş’ demiş.
Ama ne var ki; bu gün kendini dindar gösteren bazı kesimler kapitalist rant sisteminden yararlanmak için herşeyi gözardı edip, haramı mübah saymaya başlamışlardır.

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in Sulukule planlarının iptalinden sonra yaptığı basın açıklamasında bir sözü çok dikkatimi çekti.
-Konuyu Danıştaya götüreceğiz. Danıştay’ın verdiği karar bu gibi konullarda, dönüşüm projelerinde emsal teşkil edecektir...
Bu cümleyi nasıl okursunuz bilmiyorum. Ama ben nasıl okuduğumu izah edeyim:
-Mustafa Demir, Danıştay’dakileri bağlamış, kendi lehine bir karar çıkacak. Bu kararda emsal olacak.
Bu fani dünya güçlülerin dünyası. Parası olan, gücü olan hep kazanıyor. Orada kimler oturuyordu? Romanlar...
-Romanları göndeririz gider. Böyle rantı büyük olan yerde ne işleri var. Fatih’i soylulaştıracağız.

Romanlarda soylu insanlardır. Romanlar; bu ülkede suça itilmişler, hep birileri tarafından kullanılmışlar... Çünkü Romanlar bu ülkede hiç talepkar olmamışlar. Olmadıkları için de hep itilip kakılmışlar... Oysa onların dünyası bambaşka bir dünya... Romanları itip-kakmak yerine onlara bu ülke vatandaşı olduğunu hatırlatacak eğitim vermeli. Onların kendi kültürel zenginliklerini yaşayıp yaşatmalarının yolunu açmak lazım.

Fatih’in ilk Belediye Başkanı Yetkin Gündüz’de Sulukule ile ilgili bir proje yapmıştı. Güzel bir projeydi. Oradaki 300 yıllık roman evlerinin restorasyonu ve Sulukule Eğlence Merkezi  odaklı bir projeydi. Tabi bu proje hayata geçirilememişti. O Projede Sur diplerinin en az 50 metre genişliğinde Ayvansaray’dan Yedikule’ye kadar açılarak bu bantta yürüyüş yolları, dinlence alanları yapılmasını ön görüyordu.
Yetkin Gündüz görevi bırakalı tam 23 yıl oldu. O projeden hiç bir eser yok. İstanbul’un yani Tarihi Yarımada’nın en önemli turizm merkezi olabilecek, Sur dibi gezinti yolu hala yok. Tabi bunu yaptığınızda kişisel rant yok. Belki üç-beş kişi açılacak kafe ve restaurantı çalıştıracak. Ama kimseye villa çıkmayacak. 1 liraya alıp 100 liraya satamayacak.

Şimdi iki dönemdir Fatih Belediye Başkanlığı yapan Mustafa Demir’in rantsal proje-
ler yerine böyle toplumsal projelere imza atması gerekir.
İcraat yapması için önünde hiç bir engel yok. Büyükşehir Belediyesi kendi partisinden, hükümet ha keza...
Güçlü bir iktidarın belediyesi. Rantsal projelerle uğraşıp kentsel projelere imza atsa gelecekte iyi bir belediye başkanı olarak anılacak. Fatih’e iyi bir eser bırakacak. Biz de Fatih’te yaşayan vatandaşlar olarak “Bu eseri Fatih’e Mustafa Demir kazandırdı” diyeceğiz. Kim bugünkü Sulukule’yi Mustafa Demir yaptı diye  sevgiyle yad edecek.

Yine Çalık Gurubu’na verilen Fener Balat Projesi’de mahkeme tarafından iptal edildi.
Kaç sayıdır Fatih’te tarihi mahzen üzerine yapılan inşaat ile ilgili de bakanlık soruşturma izni verdi. Demir, rant projesi yerine kent porojeleriyle gündemde kalmalı...