1969 yılında Konya bağımsız milletvekili olarak siyasetin çileli yolculuğuna başladı.Milli Nizam Partisi Erbakan ve 17 arkadaşı tarafından 26 nisan 1970 günü kuruldu.

1950 yılında başlayan din eksenli çalışmalar nihayet partisine kavuşmuştu.
MNP partisi ''laikliğe aykırı falliyetlerinden'' dolayı 5 mart 1971 günü kapatıldı.

Erbakanın çilesi ve inadı böylece başlamış oldu.1.5 yıl sonra 11 ekim 1972 günü Milli Selamet Partisi kuruldu.Partinin genel başkanlığına Süleyman Arif Emre getirildi.14 ekim 1972 genel seçimlerinde MSP 1.2 milyon oy aldı,%11 oy oranıyla meclise 48 milletvekili soktu.

26 ocak 1974 yılında kurulan CHP-MSP hükümeti kuruldu.Böylece Erbakan siyasi anlamda devlet ile tanışmış oldu.Bu hükümet Erbakan'ın ilginç tutumları sonucunda  yedi ay sonra bozuldu.31 mart 1975 yılında AP-MSP-MHP-CGP nin bir araya geldiği milliyetçi cephe hükümeti kuruldu.

Erbakan üzerinden istatistik bilgileri vermeye devam edelim.MSP 12 eylül 1980 askeri darbesi sonucunda kapatıldı.Erbakan'ın kurduğu partilerin kapatıldığı gibi diğer bütün siyasi partilerde kapatıldı.

19 temmuz 1983 günü Refah Partisi kuruldu.Erbakan'ın sabrı ve inadı devam ediyordu.Bu partiyi Avukat Ali Türkmen kurdu.Arkasında doğal olarak bütün partilerde olduğu gibi Erbakan vardı.

1987 yılında partinin başına Erbakan yeniden döndü ve genel başkan oldu.20 ekim 1991 seçimlerinde RP si oyların %16.90 nını alarak 62 milletvekili ile meclise girdi.Yükseliş ve inat devam ediyordu.22 yıllık çalışma sabır ve inat sonucu islamcı siyaset büyümeye devam ediyordu.

Esas patlamayı ise 1994 yılında yapılan yerel seçimlerde yaptı.Yerel seçimde oyların %19.14 ünü aldığı gibi İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerin belediye başkanlıklarınıda aldı.(Bu seçimde RP nin seçim almasının nedeni SHP belediyelerinin başarısızlığı ve hırsızlık yolsuzluk yapmasıdır diyen çok görüş olduğu konusu ayrıca bir yazı konusudur)

 
24 aralık 1995 yılında yapılan genel seçimlerde islamcı siyaset %21.38 oy alarak ülkenin en büyük siyasi gücü olduğunu ilan etti.158 milletvekili ile meclise girdi.28 haziran 1996 yılında RP-DYP hükümetinde Erbakan başbakan oldu.

Artık devletin ve hükümetin tek hakimi olmuşlardı.Kavgada orada başladı.Erbakan'ın islamcı siyaseti ve seksen yıllık cumhuriyet elden gidiyor korkusuyla büyük bir mücadele başladı.21 mayıs 1997 günü yargıtay cumhuriyet başsavcısı Vural Savaş RP hakkında dava açtı ve RP si 16 ocak 1998 günü kapatıldı.

Erbakan ve arkadşlarına beş yıl siyaset yasağı getirildi.16 ocak 1998 yılında Fazilet Partisi kuruldu.RP inden 150 milletvekili fazilet partisine geçti.Recai Kutan genel başkan oldu.

Erbakan kurduğu hiç bir partide gönül rahatlığıyla genel başkan olamadı.Sürekli emanetçilerle yola çıktı ve devam etti.Mücadele sürüyordu 7 mayıs 1999 da FP nin kapatılması için dava açıldı.22 haziran 2000 de yapılan kongrede yenilikçi-gelenekçi kavgası su yüzüne çıktı.

Recai Kutan Abdullah Gül kavgası su yüzüne çıktı.22 haziran 2001 de FP si kapatıldı.Türkiye'de bu kadar sabır ve inatla yola devam edebilen başka bir kişi bulmak mükün değildir.

Erbakan'ın sabrı ve inadı devam ediyordu.Her kapatmadan sonra büyüyerek ve dahada bilenerek yola devam ediyorlardı.14 ağustos 2001 de AKP kuruldu.

İsalamcı siyaset o kadar  çok büyümüştüki bir değil bir kaç parti kurabilecek kadrolar kırk yılda yetişmiş ve her alanda söz sahibi olmuştu.Gelenekçi kanat ise 20 temmuz 2001 günü saadet partisini kurdu.

Artık islamcı siyasetin iki partisi olmuştu.Saadet partiside emanetçi diye anılan Recai Kutan başkanlığında kuruldu.11 mayıs 2003 günü Erbakan tekrar koltuğunu devraldı ve saadet partisi genel başkanı oldu.

Yargıtay cumhuriyet başsavcılığı ''kayıp trilyon'' davasından ve diğer suçlardan dolayı hapis cezası aldığı için parti üyeliğinden ve genel başkanlıktan ayrılması yönünde karar verdi.(30 ocak 2004)

Erbakan bir kez daha darbe yemişti.Erbakan'ın çilesi devam ediyordu.Artık devlet kendi elleriyle yetiştirdiği çoluk çocuğun eline geçmişti.(Erbakan'ın kendi sözüdür)Yetiştirdiği çocuklarıda Erbakan'a sırtlarını dönmüştü.

Erbakan ayrılınca emnetçi diye anılan Recai Kutan yeniden genel başkan oldu.Nihayet Erbakan ve arkadaşlarının ayakta duracak halleri kalmadığı için milli görüş genç birine Numan Kurtulmuş'a teslim edildi.(26 ekim2008)

Numan Kurtulmuş gelir gelmez devleti elinde bulunduran ve zenginlik adına her şeyi yapan eski milli görüşçü arkadaşlarına çok net bir cümleyle cevap verdi ve müthiş ses getirdi.''Harun gibi gelip,Karun gibi gitmeyeceğiz''.Bu cümle AKP kadrolarını sallar diyenle çıktı.

11temmuz 2010 günü yapılan kongrede Numan Kurtulmuş Erbakan'ın çocuklarını ve ihtiyar arkadaşalrını genel idare kuruluna almayınca kıyamet yeniden koptu.

Öldü bitti ihtiyarladı denilen Erbakan yeniden kükredi ve Kurtulmuş'u milli görüşe ihanet etmekle suçladı.Kutulmuş partiyi bırakmak zorunda kaldı.

Erbakan asansör desteğiyle 17 ekim pazar günü tekrar kongrede yeniden genel başkan seçildi.Kaçıncı kez genel başkan oldu ne kadar parti kurdu hatırlamak  okumak araştırmak bile bir ömür ister.Erbakan iki yüz yıl önce yaşamış olsaydı ermiş olurdu.Sonuç olarak bu kadar azim irade ve sabır hiç bir siyasetçide ve insanda bulmak mümkün değildir.

Erbakan'ın çilesi ve inadı seksen dört yaşına gelmesine rağmen devam ediyor.Erbakan'ın çileside devam ediyor.

Altınoluk'ta yazlığını gördüm.146 kilo altını olduğu, malı mülkü olduğu, zengin olduğunu da basın yoluyla duyuyor biliyoruz.Oysa bu yaşında git yazlığına otur Allahına dua et namazını kıl ve güzel güzel yaşayıver.

Biz bunları aklımızdan geçirirken Erbakan tekrar çileli bir yola girmeyi tercih etti.Belkide çile çekerek mutlu olduğuna inanıyor olabilir.88 yaşında İsmet İnönü koltuğunu Ecevit'e bırakmıştı.(14 mayıs 1972)

Erbakan da İnönü'ün rekorunu kırmak için tekrar yola çıkmış görünüyor.

Bazen siyasetçiler hakkında yolsuzluk anlamında yazılar yazıldığında buna hukuk karar verir deniliyor.

Erbakan'ın başına bu da gelmiştir.Partinin parasını yok etmek suçundan(kayıp trilyon davası) hapis ve para cezasına çarptırılmasına rağmen inadı ve iradesi bitmemiştir.

Ayrıca mahkeme ve hukuk kararlarıyla parti parasını yanlış kullanmış olması bile hayranlarında en ufak bir tereddüt yaratmamıştır.

Böyle bir kişilik ve parti kitlesine rastlamak ta mümkün değildir.Erbakan'ın yetiştirdiği insanlar kırk yıl sonra düzene ve laik cumhuriyete meydan okumaktadır.

Bu eserin sahibi ise Erbakan'dır.Bundan dolayı Erbakan bir akademik kurul tarafından incelenmelidir.Bu kadar darbeye itilmeye kakılmaya ve her türlü suçlamaya direnebilen ve hala seksen dört yaşında ayakta kalabilen başka bir canlı varlığa rastlamanız mümkün değildir.

Bu anlamda genetiği mutlaka araştırılmalı ve bilimsel kayıtlara geçirilmelidir.Ben bile bu yazıyı yazarken ve arştırırken başım döndü,gözlerim karardı.Böyle bir hayatı ben yaşamak istemezdim.Erbakan dışındada hiç kimse yaşamak istemezdi,yaşaymazdı. Erbakan'ın çilesi devam ediyor.Saygılarımı sunuyorum.             [email protected]