BURSA’da konuşan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz, Türkiye'nin AB hedefinden uzaklaşıldığını ve zor bir dönemden geçtiğini belirterek, "Bu sınavı demokratik kazanımlarımıza, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına zarar vermeden ve siyasete ve adalete olan inancımızı sarsmadan inşallah atlatmalıyız. Demokrasi ve bugüne kadar kat ettiğimiz mesafenin inşa ettiğimiz kurumların üzerine titrememiz gerekiyor. Onları koruyup geliştirmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde kalkınma hedeflerimize ulaşabileceğimizi hepimiz sanıyorum çok iyi biliyoruz" dedi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından bu yıl 40’ıncı defa düzenlenen Ekonomiye değer katanlar ödül töreni düzenlenen organizasyonla yapıldı. Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fenerbahçeli eski Yönetici Nihat Özdemir ve çok sayıda işadamının katıldığı törende Bursa’da en fazla vergi ödeyen, en fazla kurumlar vergisi veren, en fazla ihracat yapan, Ar-Ge ve inovasyona en çok yatırım yapan, Bursa için en çok yatırım taahhüdünde bulunan 10 firmaya, 2013 KOSGEB KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri’nde finale kalan, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 firması listesine giren firmalara ödül verildi.

Programın açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, bu yıl dünya ekonomisinin geçen yılın da altında yüzde 2,3 büyüdüğünü belirterek, "Türkiyemiz ise tüm küresel etkilere rağmen 3’üncü çeyrekte beklentilerin üstünde bir performans göstererek yüzde 4,4 büyümüştür. Bu rakam bize yılsonu büyümemizin yüzde 4 civarında gerçekleşeceğini göstermesi açısından umut kaynağı olmuştur. Bursa ekonomisine baktığımızda ise 2013 yılında Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans göstermekteyiz. Genel değerlendirmelere göre Bursa 2012 dönemi yıllık gelir ve kurumlar vergisi sıralamasında Türkiye 4’üncüsü olmayı başardı. İller arası ihracat sıralamasında ise İstanbul’un ardından 2’nciliği yükseldi" dedi.

TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ise başarılı işadamlarını kutladı. Dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini dile getiren Yılmaz, "Bir krizin bitişine yönelik bir umut var. Gerçekten krizin arkasından tedbiri elden bırakmamız lazım. Gelişmiş ülkelerin krizi aşması birlikte dünya ekonomisinde yeniden toparlanma ile birlikte kendi ekonomimiz için daha iyimser havaya girmemiz gerekirken, bu kriz finansal kriz olduğu için bunun aşılması için yaratılan parasal genişlemeden yararlanarak, ekonomimizi finanse ettiğimiz için bu gelişmeler bizim için aynı zamanda parasal daralmayı ekonomimizin ihtiyacı olan kaynakları bulmakta daha zahmet daha yüksek maliyet anlamına geliyor.
Bu bakımdan bizim için iki kere tedbirli ve dikkatli olmamız lazım. Türkiye potansiyeli bakımından mutlaka son yıllarda gerçekleştirdiğimiz gibi önemli bir büyümeyi devam ettirme umudunu paylaşmak istiyorum. Yüzde 4,2 yüzde 4,3 civarında büyüme ile tamamlayacağız. Önümüzdeki yıl da maalesef Türkiye potansiyel dediğimiz yüzde 4’ler seviyesinde gerçekleşeceğini hesaplıyoruz. Bu Türkiye için yeterli büyüme değil. Ancak dünya konjoktürünü de büyümeyi çok da küçümsemiyorum" dedi.

EĞİTİM TÜRKİYE’NİN EN ÖNDE GELEN MESELESİ

Türkiye’nin yaklaşık son 11 yılda 2009 yılı dışında ortalama yüzde 5,9 büyüdüğünü söyleyen Yılmaz şunları söyledi: "Türkiye yüzde 4 potansiyel büyümesine rağmen, yüzde 6’lara kadar büyümeyi sürdürebilirdi. Ancak bu yüzde 6’lık büyümenin devam edebilmesi için geçtiğimiz dönmemde aldığımız dersler var. En başında biraz iştahını yitirdiğimiz, biraz duraksadığımız yapısal reformlar var. Yapısal reformların en önünde de çarpan durumunda hepsine değer katmasını beklediğimiz eğitim meselesi var. Eğitim Türkiye’nin en önde gelen meselesi. Eğer gelecek teknoloji üretenlerin, inovasyon yapanların ise eğitim seviyemizi yükseltmeden, bu yarışta var olmamız mümkün değil. Başta kamu yöneticileri olmak üzere hepimizin eğitim konusuna özel önem vermemiz gerekiyor. Bu anlamda ticaret ve sanayi odalarımızdan, borsalarımızdan eğitim konusunda öncelik bekliyoruz ve öncelikli programları içerisinde mesleki eğitimi görmek istediğimi ifade etmek istiyorum."

REFORMLARLA BÜYÜYECEĞİZ

TÜSİAD Başkanı Yılmaz, 2014 yılı seçimleri ile yaratabileceği belirsizlik ortamının beklediğini belirterek, "Ekonomik istikrarın devamı bakımından seçimlerin demokratik olgunluk içinde geçmesini bekliyoruz. Ekonomi açısından da büyük önem arz ettiğini hepimiz biliyoruz. Bu sağlamamız gereken istikrarın seçim dönemi olmasına rağmen aynı zamanda Türkiye’de sosyal konularda da çözümler üreten çözüm yolunda bizi ilerleten istikrar olması lazım. Yani Türkiye’nin çözüm sürecini başarı ile devam ettirmesi lazım. Türkiye’nin ihtiyacı olan yüzde 6’lık büyümenin bir puanının Türkiye’de bölgesel gelişmişlik farklarının ortadan kaldırılması için yapılacak çalışmalarla gerçekleştirileceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin Doğu, Güneydoğusu’ndaki yaklaşık 3 bin dolarlar seviyesindeki geliri Yozgat, Kırşehir yani orta Anadolu’nun daha mütevazi seviyesindeki şehirlerinin gereğine çıkarırsak Türkiye’nin büyümesinin yüzde 25 artması yani yüzde 4’ten 5’e çıkması lazım. Yapısal reformlarla ilgili eğitim başta olmak üzere başladığım reformların getireceği bir ile yüzde 6’yı temin edebiliriz. Bizim için sürdürülebilir, istikrarlı temel ayaklarını oluşturur. Hem demokrasi sınavı, hem Türkiye’nin bütün sosyal sorunlarının çözmek konusunda beceri gösterdiği 2014 yılı diliyorum” dedi.

ÇÖZÜME YATIRIM YAPMAYA YÖNELMEMİZ LAZIM

Türkiye’yi terör ve ortamında tümüyle arındırıp, güven ortamında yatırım yapılabilir duruma gelmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hepimiz için yatırım ortamı ile güven ortamı demek. Bununla hem batı, hem uluslararası iş dünyasının Türkiye’ye ivme kazandıracak Doğu ve Güneydoğu’daki yatırımlara daha sıcak yaklaşacağını, motive olacağını umut ediyorum. Biraz destekleme yapmak hepimizin görevidir. Çözüme yatırım yapmaya hep birlikte sorumluluk bilinciyle yönelmemiz lazım."

ENFLASYON RİSKİ DEMOKLES’İN KILICI GİBİ

Enflasyonun ekonominin önemli parametrelerinden birisi olduğuna dikkat çeken Yılmaz, burada önemli başarılar sağlandığını belirterek, dünyadaki hala en yüksek enflasyona sahip ülkelerden birisi olduğumuzu kaydetti. Enflasyon riski Demokles’in kılıcı gibi en önemli risklerden birisi olduğunu belirten Yılmaz, iş dünyası olarak bu konudaki duyarlılığımızı en üst seviyede tutmaları gerektiğini söyledi. Yılmaz, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarına yönelik politikalara öncelik vermesini diledi.

BİZE EN YAKINI AVRUPA BİRLİĞİ

Ekonomik alanda başarıların sürdürülebilir olması gerektiğini dile getiren Yılmaz, "Refahın sürdürülebilir olmasının en temel koşulu da demokratik standartların da paralel olarak yükselmesi. Dünyanın gelişmiş 25 ekonomisine baktığımızda, kalkınmışlık çeşitli kalkınmışlık endeksleri takip ediliyor. İncelediğimizde ilk 25’teki ülkeler dünyanın hep ekonomik olarak en gelişmiş ülkeleri, hem de demokraside en gelişmiş ülkeleri. Bunun tesadüf olmadığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla demokrasi alanında standartlarından yükseltmek için gayretlerimize devam etmemiz lazım. Refah ve demokrasi standartlarının seviyesinin yükseltilmesi dediğim zaman ülkeler örneğinin en yakını Avrupa Birliği ülkeleri diyoruz. AB bir yandan Cumhuriyetimiz’in kuruluş felsefesinden gelen Batı’ya yönelişin Osmanlı’dan yani 150 yıllık geçmişimizden gelen batıya yöneliminde adresi. Aynı zamanda dünyada demokrasi ve reformu birlikte gerçekleştirmenin en önemli örneklerini içinde barındıran ve bunu birlik halinde getiren yapı. Biz AB konusunda da ülkemizin kararlı duruşunun destekçileri hatta biraz da öncüleri olmalıyız. Dünyayı bilen AB’yi çok iyi bilen Türkiye’nin iş dünyası mensupları, her birinizin 10-15 ülke tecrübeniz var. Dolayısıyla yakınlaşmış olduğumuz AB entegrasyon sürecini kararlılıkla devam ettirme bizi hem demokrasi ve hem refah alanında standartları yükseltmede önemli yönelim olacak" dedi.
İstikrarın seçim dönemi olmasına rağmen aynı zamanda Türkiye'de sosyal konularda da çözümleri ilerleten bir istikrar olması gerektiğini belirten Yılmaz, "Yani Türkiye'nin çözüm sürecini başarıyla devam ettirmesi lazım" diye konuştu.

ÜLKE OLARAK ZOR BİR SINAVDAN GEÇİYORUZ

Türkiye'nin AB hedefinden biraz uzaklaşıldığını söyleyen Muharrem Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı: "Kimi zaman AB içinde ki dostlarımızın yaklaşımları nedeni ile kimi zaman içerideki bizlerin bu konuyu biraz ihmali nedeni ile uzaklaştığımızda ülkemizde ki sıkıntıların da biraz arttığını gözlemlemiyor muyuz? Ben buna da biraz kafa yorulması gerektiğini düşünüyorum. Hele bu günlerde ülke olarak zor bir sınavdan geçiyoruz. Bu sınavı demokratik kazanımlarımıza, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına zarar vermeden ve siyasete ve adalete olan inancımızı sarsmadan inşallah atlatmalıyız. Demokrasi ve bu güne kadar kat ettiğimiz mesafenin inşa ettiğimiz kurumların üzerine titrememiz gerekiyor. Onları koruyup geliştirmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde kalkınma hedeflerimize ulaşabileceğimizi hepimiz sanıyorum çok iyi biliyoruz."