İSTANBUL, 22 Ekim () - Avrupa’daki deflasyon tehdidi ve Çin’de yaşanan yavaşlamayla beraber diğer gelişen piyasaların da yavaşlaması dünyanın güvenilir bir büyüme motoruna ihtiyaç duyduğu bir dönemde ABD ekonomisini de yavaşlatma tehdidini ortaya çıkarıyor.

Josh Zumbrun ve Nick Timiraos'ın The Wall Street Journal Türkiye'de (www.wsj.com.tr) yayımlanan haberinde, Avrupa ve Çin'deki gelişmelerin ABD ekonomisine olası etkileri üzerinde duruluyor.

Dışarıda yaşanan çalkantılar geçtiğimiz 4 yılın her birisinde ABD ekonomik büyümesine sıkıntı doğurdu. Euro Bölgesi tahvil krizi ve Japon nükleer felaketi de dahil olmak üzere ABD her seferinde yavaş ama istikrarlı büyümesine devam etti.

Şimdiyse Fed’in toparlanmaya yardımcı olmak için uyguladığı kolay para politikalarını sonlandırmaya hazırlanmasıyla okyanus ötesinden şoklar bir araya geliyor. ABD’de geçtiğimiz birkaç ay boyunca istihdam piyasası güçlü bir performans gösterirken, konut sektörü karışık sinyaller gönderdi ve tüketiciler de tereddütlü harcamalar yaptı.

Wells Fargo kıdemli ekonomisti Eugenio Aleman, "ABD şimdilik kendi kendisine büyüyebilir fakat orta ve uzun vadede kendi kendine büyümek için yetmeyecek. Dünyanın geri kalanından da yardıma ihtiyacımız olacak" ifadelerini kullandı.

Çin ve Avrupa’dan gelen dış tehditlere ek olarak ABD bazı yeni tehditlerle de karşı karşıya: hisse piyasalarındaki yeni volatilite; düşen emtia fiyatları; ve Brezilya gibi büyük gelişen ekonomilerde gerileyen üretim ve talep. Bununla beraber Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilimler ve Ebola virüsünün yarattığı stres de bulunuyor.

Chicago’da bulunan Mesirow Financial baş uluslararası ekonomisti Adolfo Laurenti, "ABD şu anda dünyanın büyüme motoru. Fakat birçok bölgenin gösterdiği yavaş performansa bakılırsa ne kadar ivme kazanacağımıza dair belirli sınırlar var" ifadelerini kullandı.

Ekonomistler okyanus ötesi piyasaların zayıflığının artması durumunda ABD’nin bundan doğacak bütün zararı kaldırabileceği konusunda şüpheliler. Böyle bir durumda bir düşük büyüme döngüsü de yaratılmış olacak. Geçtiğimiz 10 yılın çoğunluğunda küresel büyümeyi yukarı çeken ABD ekonomisi değil gelişen ekonomiler olmuştu. Şimdi Brezilya, Rusya ve Güney Afrika gibi bu piyasaların çoğu yavaşlarken, ABD’ye güveniyorlar.

Bir yandan da diğerleri küresel büyüme stresi konusunda daha az endişeliler. En büyük dünya ekonomileri arasında ABD’nin ihracata olan bağımlılığı daha az. İhracat ABD milli gelirinin yüzde 14’ünü oluştururken, bu rakam Dünya Bankası’na göre Almanya için yüzde 51 ve Çin için yüzde 26.

Bununla beraber ABD’li ihracatçılar yalnızca Avrupa’ya ihraçta bulunmuyor; bu bölgeye yapılan ihracat toplam ABD ihracatının yalnızca yüzde 15’ini oluşturuyor. Renaissance Macro Research baş ekonomisti Neil Dutta, "Avrupa’da ihracat konusunda büyük bir felaketten bahsedebilirsiniz ve bunun ABD büyümesine etkisi az olur" ifadelerini kullandı.

General Electric tarafından geçtiğimiz hafta yapılan bir açıklamada ABD içerisinden gelen siparişlerin yüzde 25 arttığı duyuruldu. GE CEO’su Jeff Immelt yatırımcılara yaptığı bir konuşmada "ABD büyük ihtimalle mali krizden bu yana gördüğümüz en iyi durumda. Avrupa kesinlikle daha yavaş. Fakat sanıyorum birçok sanayi firması büyüme için Avrupa veya Japonya’yı öncelik yapmadılar" yorumunu yaptı.

Aynı zamanda ekonomistler ve birçok şirket liderleri ABD’nin şimdi diğer Euro Bölgesi ve başka bölgelere göre ayaklarının üzerinde daha sağlam durduğunu söylüyor.

Birçok ekonomik tahminler ekonominin 3. çeyrekte yüzde 3 büyüyeceğini tahmin ediyor. Aylık istihdam büyüme oranı 2006’dan bu yana en hızlı oranı tutturdu. Washington’da harcamalara dair yaşanan çatışmalar azaldı ve hem yerel hem federal hükümetler yeniden işe alımlara başladı.

Fakat büyük bir yavaşlamanın uyarı işaretleri gittikçe büyüyor.

En büyük endişelerden bir tanesi hisselerde daha fazla düşüşe neden olabilecek ve borçlanma piyasalarına ulaşmakta zorluk yaratarak tüketici ve firma güvenini sarsabilecek son dönemlerde görülen volatilite.

Nomura Securities baş ABD ekonomisti Lewis Alexander, "Mali şartların sıkılaştırılması ABD görünümünde belirli bir rol oynayacak" ifadelerini kullandı.

Goldman Sachs ekonomistlerine göre sıkılaştırılmış mali piyasa şartları ABD ekonomik büyümesinden 2015 yılında yüzde 0.3 eksiltebilir ve 2016 yılının çoğunluğunda devam edebilir. Fakat hisse ve tahvillerdeki zayıflığın geçici olduğu görülürse bu zayıflama yarısı kadar gerçekleşir.

ABD hisseleri Eylül ortasından bu yana yüzde 4 değer kaybederken, tahvil faizleri yatırımcıların güvenli limanlara geçmesiyle beraber 16 ayın en düşük seviyesine geriledi. Küresel büyüme endişelerinin su yüzüne çıktığı 2010 ve 2011 yıllarında hisseleri yüzde 16 ve yüzde 19 düşerken, bazı ekonomistler ABD’de "çift dipli resesyon" endişelerini ortaya koydu fakat ABD büyümesinin devam edeceğine dair işaretler gelmekle birlikte hisseler de yeniden yükselişe geçti.

(http://www.wsj.com.tr/articles/SB12003192308051073864504580229421689874634?mod=dhlturkeyfeed)