İSTANBUL, 27 Kasım () - İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türkiye'nin Avrupa Birliği ile yürütmükte olduğu Gümrük Birliği koşullarının, serbest ticaret anlaşmalarına (STA) karşı revize edilmesini istedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO'nun aylık meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ABD ve AB arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın dışında kalmaması gerektiğini vurguladı.

Bahçıvan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin de katıldığı toplantıda, 2015’in "Gümrük Birliği Yılı" olmasını önererek, "Gümrük Birliği'ni serbest ticaret anlaşmalarının olumsuz etkisini bertaraf edecek şekilde revize etmeli ve tüm STA müzakerelerinde özel sektör de yer almalı" dedi.

"2015 GÜMRÜK BİRLİĞİ YILI OLSUN"

Konuşmasında öncelikle serbest ticaret anlaşmalarının ivme kazandığı bir süreçte Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği anlaşması nedeniyle içinde bulunduğu durumun sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Bahçıvan, konunun ortak akıl ve sağduyu eşliğinde analiz edilerek, yeni bir yol haritasının çıkarılması gerektiğine işaret etti ve ekledi:

"2015 yılını Gümrük Birliği yılı haline getirmeliyiz. Bunu yaparken de Gümrük Birliği’nin serbest ticaret anlaşmalarının olumsuz etkisini bertaraf edecek şekilde revize edilmesine ve kapsamının değişen ticari koşullara uygun olarak genişletilmesine odaklanmalıyız. Türkiye, ABD ve AB arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın dışında kalması halinde iki dev blokla ticaretini sürdürmekte sıkıntılarla karşılaşacak. Ticaret sapması riski ve ikili ticaret dengesinin daha da kötüye gitmesi durumunun engellenmesi ve ülkemize yıllık milyarlarca dolara ulaşabilecek maddi zararın önlenmesi için şimdiden gerekli tedbirler alınmalı. Ekonomi Bakanlığımızca yürütülmekte olan STA müzakerelerinde özel sektörün de yer alması, başta etki analizleri olmak üzere dış ticaretimize etkileri hakkında özel sektörün görüş ve katkılarının alınmasının faydalı olacağına inanıyoruz."

"İHRACAT ARTIŞI HEDEFİN ALTINDA KALDI"

Türkiye'nin ihracat hedeflerinin orta vadeli programlar ile sürekli "aşağı yönlü revize edildi"ğinin de altını çizen Bahçıvan, "Fiili ihracat artışı da 2008-2013 yılları arasında 20 milyar dolar ile hem ihracat strateji belgesi hedeflerinin altında kalırken hem de aynı dönemde birçok ülkenin ihracat performansının gerisine düşüldü" diye anımsattı ve şu öneriyi yaptı:

"Belirttiğim gelişmeler ışığında ihracata çok daha geniş kapsamlı destek ihtiyacı ortaya çıkıyor. İhracat teşviklerinde firma performansı ve sürdürülebilirlik kriterini dikkate almalı. Bakanlık kaynaklı ihracat desteklerinin sanayi ürünlerimize yansıyan payı çok düşük. Desteklerin payının, toplam ihracatın yüzde 1’ine çıkartılması faydalı olacak. Ayrıca Türk Eximbank’ın katma değeri yüksek ürünlerin ihracatını desteklemek üzere orta-uzun vadeli kredileri daha da artırması, uygun faiz oranı ve kolay teminat koşulları ile kullandırmasına devam etmesi önem taşıyor."

"SANAYİ İSTİHDAMINDAN UZAKLAŞMANIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ"

Son dönemde, yeteri kadar işgücünün sanayiye çekilemediğine de işaret eden Bahçıvan, "Bu hem sanayi hem de istihdam piyasası için çözülmesi gereken çok önemli bir risktir. İstihdam üzerinde sanayinin oynadığı kilit rol unutulmamalı. Bu nedenle, Türkiye olarak, istihdamın sektörel dağılımı tablosuna odaklanarak, sanayi istihdamından uzaklaşma eğiliminin önüne geçmek için sanayide istihdamı cazip kılacak önlemler alınmalı" diye ekledi.

(FOTOĞRAFLI)