BAŞBAKAN Yardımcısı Mehmet Şimşek, bir reform olarak nitelediği TBMM'de görüşülen Taşınır Rehni Kanunu'nun Türkiye'deki küçük ve orta büyüklükte işletmelerin (KOBİ) finansmanına erişiminin önünü kalıcı olarak açacağını söyledi. Türkiye Ekonomi Kurumu (TEK) tarafından düzenlenen 5'inci Uluslararası Ekonomi Konferansı Muğla'nın Bodrum İlçesi'ndeki Kefaluka Otel'de başladı. Uluslararası Ekonomi Birliği'nin de desteklediği 'Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Büyüme ve Gelir Dağılımı' konulu konferansa yurtdışından gelen çok sayıda ekonomist ve iktisatçının yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Ercan Uygur da katıldı. ENFLASYON SEPETİNDE GIDANIN PAYI Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantıda bir sunum yaptı. Sunumun ardından Başbakan Yardımcısı Şimşek basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Merkez Bankası'nın Ankara'da gerçekleştirdiği toplantının sorulması üzerine Şimşek, Merkez Bankası'nın kredibilitesine çok önem verdiğini belirtip, ancak, prensip olarak onun kararları üzerine yorum yapmadığını söyledi. TÜİK'in bağımsız bir kurum olduğunu belirten Şimşek, "Bu kurumların kredibilitesi son derece önemlidir. Bütün dünyada da zaman zaman hane halkı anketleri ve diğer çalışmalar yoluyla, sepetin kompozisyonuna ilişkin çalışma yapılmaktadır. Bunlar verilere dayalıdır. Yani bizim etkileyebileceğimiz, bizim belirleyebileceğimiz kararlar değildir. Dolayısıyla her sene Türkiye'de bu çerçevede Avrupa Birliği standartlarına, dünya standartlarına uygun olarak TÜİK bu çalışmaları yapıyor. Hane halkı çalışmaları ve diğer çalışmalar sonucunda eğer gıdanın sepetteki payı eğer düşüyorsa, zaten o esasa alınacaktır. Yükseliyorsa o da esas alınacaktır. Yani bizim önceden oturup bu konularda karar vermemiz, bu kararları etkilememiz, yapay olarak bu çerçevede karar almamız söz konusu değildir" dedi. "TÜRKİYE'NİN HİÇBİR KOMŞUSUNUN TOPRAĞINDA GÖZÜ YOK" Musul'daki gelişmelerle ilgili bir soruya da Şimşek, "Türkiye şu an dünyada en fazla geçici misafirin, göçmenin barındığı ülkedir. Türkiye dünyaya bu konuda insanlık dersi vermiştir. Gönül ister ki bizim yakın coğrafyamızda, istikrar ve barış olsun. Bu tür göç hareketleri olmasın. Komşularımızın istikrar ve barış içerisinde büyümesini isteriz. Çünkü bize en büyük faydası o olur. İster istemez etrafımızda bir yangın çemberi var. Sıkıntılar var ve bu sıkıntılar Türkiye'ye yansıyor. Suriye deneyimi var ortada. İnanıyorum ki o deneyimden, dersler çıkarttık. bu benim alanım değil, ama belki bu defa onları Türkiye'de değil ama Irak'ta öyle durum olursa, belki orada geçici olarak barındırmak lazım. Çünkü biz Türkiye olarak etnik temizliğinde kesinlikle yapılmasına karşıyız" diye konuştu. "Türkiye'nin hiçbir komşusunun zerre kadar toprağında gözü yok" diyen Şimşek, şöyle devam etti: "Ama yanı başımızda olup bitenler bizi etkiliyor. Yanı başımızda olup bitenlere karşı da kimse bizim ses çıkarmamamızı beklemesin. Başkaları binlerce kilometreden gelip de buralarda yeni dizaynlar, yeni oyunlar sahneleme çabasındaysa, Türkiye'de kendi milli menfaatlerini koruma için gerekli çabayı gösterecektir. Mülteciler konusunda, biz üzerimize düşenden çok çok daha fazlasını yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü bizim yaklaşımımız insani ve ahlakidir. Başkalarının bu konudaki tavırları, ibretliktir. Musul'dan başka taraflardan bu tür durumlar yaşanırsa, Türkiye tabi ki yine üzerine düşeni yapacaktır. Ama gönül ister ki bu son olsun. Terör örgütlerinin hep birlikte dünya olarak kökünü kazıyalım. Bu gidişat iyi bir gidişat değil. Yine de iyimserim. DEAŞ zemin kaybediyor. Bu çok önemli. Terörle mücadelede Türkiye ilk defa hakikaten çok güçlü bir iradeyle iyi sonuçlar alıyor. Gelecek yıllar inşallah daha iyi olacak." "EKONOMİK FAALİYETLERDE YAVAŞLAMA OLDU" Karşılıksız çek ve protestolu senet miktarının artışla ilgili bir soruya da Bakan Şimşek, "O rakamlara mutlak rakam olarak bakmamak lazım. Genelde o hacmin bir oranı olarak bakmak lazım. Ama şu da bir gerçek, ekonomide Türkiye'nin gerek yakın coğrafyasındaki sorunlardan dolayı gerekse bu hain darbe girişiminden ötürü bir miktar ekonomik faaliyetlerde yavaşlama oldu. Bu yavaşlama tabii ki tahsilata ve diğer hususlara da yansır. Bu normal ama bunlar geçicidir. İnanıyorum ki olup bitenler kalıcı bir tahribat yapmayacak, Türkiye'nin demokrasisi bu süreçten daha güçlü çıkacak. Türkiye bu sıkıntılarını bu yakın coğrafyada olanların etkisini de kalıcı bir tahribat olmadan atlatacak" diye cevap verdi. "TÜRKİYE'NİN ÖNÜ AÇIK" 5'inci Uluslararası Ekonomi Konferansı'ndaki sunumuyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Şimşek, şöyle devam etti: "Konferansın teması, 'Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Büyüme ve Gelir Dağılımında Adalet' idi. Aslında çok önemli başlıklar bunlar. Özellikle, şu mesajı verdim. 2015 yılında Türkiye G20 dönem başkanlığını yürüttü. O dönemde, dünya ekonomisinin küresel kriz öncesi seviyeye çıkabilmesi için dünyanın kapsayıcı politikaları bir kere uygulaması, yapısal reformları hızlandırması ve uygulaması ondan sonra yatırımlara öncelik vermesi gerektiğini dünya gündemine biz oturttuk. Aslında kapsayıcılığı G20 gündemine Türkiye oturttu. Ve bizim üç temamızdan birisiydi. Çünkü kapsayıcılığın olmadığı, gelir dağılımında adaletin iyileşmediği bir dünyada, reform yapmak da sürdürülebilir büyümeyi de sağlamak zordur. Dünyada şu an da düşük büyüme tuzağında. Verimlilik düşüyor, dünya ticareti yavaşlıyor. Küreselleşmeye karşı büyük bir tepki var. Göçmenlere karşı tepki var. Korumacılık hat safhada. Bu aslında küresel ekonominin içine girdiği girdaptan çıkmasını zorlaştırıyor. Dünyanın bu nedenle kapsayıcılığa ve gelir dağılımında adalete büyük önem vermesi gerekir. Türkiye olarak biz, kadınların iş gücüne katılımını, KOBİ'lerin finansmana erişimi, cinsiyet eşitsizliğinin azaltılması gibi bir çok konu da ilerleme sağlıyoruz. Şu an önemli reformlar yapıp, önemli adımlar atıyoruz. Dün Mecliste'ydim. Mecliste Taşınır Rehni Kanunu görüşülüyordu. Bu bir reform. Çünkü KOBİ'ler, Türkiye'deki firmaların yüzde 99.8'ini, istihdamın ise 4'te 3'ünü oluşturuyor. Türkiye'deki ihracatın ve birçok şeyin yüzde 60'ını ve daha fazlasını oluşturuyor. Peki finansmana gelince kredilerin sadece yüzde 26'sına erişiyor. Neden? Çünkü biz teminat olarak sadece gayrimenkul, taşıtları kabul etmişiz. Halbuki, makine teçhizat ve alacaklar aslında KOBİ'lerin varlıklarının yüzde 78'ini oluşturuyor. Şu anada teminat olarak kabul edilenler ise KOBİ'lerin varlıklarının sadece yüzde 22'sini oluşturuyor. Şimdi bu reformla Türkiye KOBİ'lerin finansmanına erişiminin önünü kalıcı olarak açacak. Zaten Halk Bankası ve Hazine üzerinden çok güçlü destekler veriyoruz. Özetle kapsayıcılık çok önemli. Uluslararası platformda da Türkiye'de de buna çok büyük katkıda bulunduk. Şimdi de uygulamada başarıyı inşallah sağlıyoruz reformları uyguluyoruz. 'Sıkıntılar yok mu?', Var, herşey güllük gülistanlık değil bu açık. Sadece Türkiye'de değil dünyanın hiçbir yerinde değil. Düşük bir ivme tuzağında dünya. Türkiye yine de bütün bu karşıdan esen fırtınalara, büyük komplolara, bu ihanet şebekelelerine rağmen büyük direnç gösteriyor büyük performans gösteriyor. Türkiye her zaman kendisine benzer ülkelerden Çin, Hindistan hariç çok daha iyi performans gösteriyor. Onun için olaylara bağlamında bakmak lazım, göreceli bakmak lazım yani mutlak rakamlar üzerinden değil. O nedenle varsa sıkıntılar onları da reformlarla çözeceğiz ama Türkiye'nin önü açık." ÜÇ GÜN SÜRECEK Üç gün sürecek konferansta 'Yükselen Piyasalar', 'Türkiye'de Ekonomik Büyüme', 'Türkiye'nin Dış Ticareti', 'Kriz, Gelir Dağılımı ve Kapsayıcılık', 'Sürdürülebilir Büyüme', 'Gelir Dağılımı ve Eşitsizlikler', 'Demokrasi Yolsuzluk ve Gelir Dağılımı', 'Mülteci Sorunu', 'Bölgesel Kalkınma ve Göç', 'Uluslararası Ticaret ve İşbirliği' konularında sunumlar gerçekleştirilecek.