İstanbul, 1 Timmuz () - Dünya Bankası, siyasi belirsizliklere bağlı olarak Türkiye'nin 2016 ve 2017 yılları için büyüme öngörülerini yüzde 3.5'e çekerken, 2015 yılına ilişkin öngörüsünü yüzde 3'te tuttu.

Dünya Bankası'nın bugün yayınladığı ekonomik notunda önümüzdeki dönemde, AB'de yeni yeni başlayan toparlanmanın ve reel döviz kuru değer kaybının yılın geri kalanında sanayi faaliyetlerini ve ihracatı desteklemesi beklendiği belirtilerek, şu yorum yapıldı:

"Cari açığın milli gelire oranının yüzde 4.6'ya ve enflasyonun yüzde 7'ye gerileyerek ekonominin 2015 yılında yüzde 3 büyüyeceği tahminimizi koruyoruz. Ancak, küresel finansal ortamın giderek sıkılaştığı ve siyasi belirsizliğin hakim olduğu bir dönemde, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin büyüme tahminimizi (sırasıyla yüzde 3.9 ve yüzde 3.7'den) yüzde 3.5'e düşürüyoruz."

Döviz kurundaki değer kaybının Ocak ayından itibaren yeniden yükselişe geçen petrol
fiyatlarının etkisini artırdığı ve Mayıs ayında gıda fiyatlarında yaşanan düşüşün getirdiği rahatlamanın etkisini bastırdığı belirtilen notta, "Gıda fiyatları, 2014 ilkbahar aylarında yaşanan kötü hava koşullarının zayıf hasada yol açmasından dolayı yüksek seyretmişti. 2015 yılı hasat dönemi başladığı için bu etki yavaş yavaş kayboluyor" denildi ve şöyle devam edildi:

"Önümüzdeki dönemde, elverişli hava koşulları ve daha iyi bir hasat gıda enflasyonunun
düşürülmesine yardımcı olacaktır. Döviz kuru üzerindeki baskıların kontrol altında tutulacağı varsayıldığında, 12 aylık enflasyonun Aralık 2015 ayı sonu itibarıyla yüzde 7'ye gerilemesi muhtemeldir."

TCMB fonlamasının ortalama maliyeti artarken, bankalararası borç verme oranının ise politika koridorunun üst sınırında kaldığı hatırlatılan notta, "Beklenmekte olan Fed faiz oranları artışı, taşıma ticareti (carry trade) getirilerini düşürecek ve muhtemelen yükselen piyasaların para birimlerini baskı altına alacak. Bu nedenle, TCMB'nin finansal istikrarı sağlarken destekleyici politikalar için hareket alanı sınırlanacaktır" denildi.

Notta büyüme üzerindeki risklerin şu anda dengede olduğu belirtilerek, şöyle devam edildi:

"Olumsuz taraftan bakıldığında, istikrarlı bir hükümet kurma girişimlerinin sonuçsuz kalmasından dolayı uzayan bir siyasi belirsizlik dönemi, yatırımcı hassasiyetini ve tüketici güvenini olumsuz yönde etkileyebilir ve bu durum da finansal piyasalardaki dalgalanmaları artırabilir. Yukarı yönlü temel risk, istikrarlı bir hükümetin hızlı bir şekilde kurulmasının sonucu olarak özel talepteki toparlanmadır."