İstanbul, 22 Şubat () - Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) araştırması, okuryazar olmayanlar dışında kalan tüm eğitim seviyelerinde kadın işsizliği erkek işsizliğinden daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
Betam Direktörü Profesör Dr. Seyfettin Gürsel, Betam Direktör Yardımcısı Doç. Dr. Gökçe Uysal Kolaşın ve Araştırma Görevlisi Yazgı Genç tarafından hazırlanan, 2005 – 2017 yılları arasındaki seyri HİA (Hanehalkı İşgücü Anketi) verileri kullanılarak oluşturulan, “Genç kadınların işsizlikle imtihanı” başlıklı Şubat ayı işgücü piyasası notunda, incelenen verilerin kadın işgücüne katılım oranlarının önemli artışlar kaydettiğini gösterdiği belirtildi.
Betam notunda şu veriler yer aldı:
“Lise altı, lise ve meslek lisesi mezunlarının işgücündeki hızlı artışlarına rağmen işsizlik oranlarında kadınlar aleyhine genişleme gözlemlenmedi.
“Yükseköğrenimli kadınlar için ise durum farklıdır. Bu eğitim grubunda özellikle 20-29 yaş aralığındaki genç kadınlar ile aynı eğitim düzeyindeki erkeklerin işsizlik oranları arasındaki fark açıldı.
“Son 12 yılı kapsayan 2005-2017 dönemi boyunca kadın işgücüne katılım oranlarında erkeklere kıyasla çok daha yüksek artışların yaşandığı görüldü.
“Erkek katılım oranı yüzde 75’den 78.2’ye yükselirken, kadın katılım oranı yüzde 25.2’den 37.7’ye yükseldi.
“2012 itibari ile işsizlik oranlarında gözlenen artış ise kadınlar için çok daha güçlü oldu. 2017 itibari ile kadınların işsizlik oranı yüzde 14.4 ile nerdeyse 2009 krizinde görülen düzeye (yüzde 14.6) ulaşırken, erkek işsizlik oranı ise yüzde 9.6 ile 2009 seviyesinin altında (yüzde 14.2).
“Bu gelişmeler doğrultusunda, 2009’da 0.4 yüzde puan olan kadın erkek işsizlik oranlarındaki fark 2017 itibari ile 4.8 yüzde puana yükselmişti.
“İlk bakışta erkeklerde eğitim düzeyleri itibariyle genel işsizlik oranlarında büyük farklar olmadığı gözlemlenirken kadın işsizlik oranlarında büyük farklar dikkat çekmektedir; 2017 işsizlik oranları okuryazar olmayan erkeklerde yüzde 13.7 ile yüksek öğrenimli erkeklerde yüzde 8.7 arasında değişirken, okuryazar olmayan kadınların işsizlik oranı yüzde 4.3 ile genel lise mezunu kadınların işsizlik oranı olan yüzde 21.3 arasında değişmekte.
“Okuryazar olmayan kadınlarda işsizlik oranının çok düşük kalmasının nedeni bu kategorideki kadınların büyük çoğunluğunun tarımda istihdam ediliyor olması oldu. Kadın istihdamının önemli bir bölümü (yüzde 27.2) tarımdadır. Bu oran okuryazar olmayan kadınlar için yüzde 69.7 oldu.
“Buna karşılık, beklendiği gibi lise düzeyinde tarımda çalışan kadınların toplam kadın istihdamı içindeki payı yüzde 7.0 – 8.0 civarına inmekte, yüksek öğrenim düzeyinde de marjinalleşmekte.
“Lise altı eğitim düzeyinde kadın ve erkek işsizlik oranları arasında yapısal bir fark mevcut. İncelenen dönemde bu fark 3.8 ile 5.9 yüzde puan arasında seyretti, dönem başı ile sonu arasında da 0.8 yüzde puan ile nispeten ılımlı bir artış gösterdi.  2009 krizi ile birlikte yüzde 23.4 ile kadın işsizlik oranı, yüzde 18.7 ile de erkek işsizlik oranı en yüksek seviyesine ulaştı. Vasıfsız kadın ve erkek kesiminde işsizlik oranları 2009 sonrası düşme eğilimi gösterdi. Geçtiğimiz 2016-2017 döneminde kadın işsizlik oranı 0.7 yüzde puan düşerek yüzde 17.2’ye, erkek işsizlik oranı ise 0.3 yüzde puan gerileyerek 12.1 oldu.
“Kriz sonrası dönemde kadın ve erkek işsizlik oranları arasındaki fark 4.7-5.9 yüzde puan bandında nispeten istikrarlı bir seyir izledi. Sonuç olarak, vasıfsız kadınların krizde patlayan işsizlik oranlarının ardından düşme eğiliminde olması iş bulmalarının nispeten kolay olduğu ve yapısal bir sorun gözükmediği yönünde yorumlanabilir. Bu gelişmeler çerçevesinde kadınların toplamda hızlı artan işsizlik oranlarının vasıfsız kadınlardan kaynaklanmadığı anlaşıldı.
“Diğer taraftan, vasıfsız kesimin işgücüne katılım oranları incelendiğinde, kadın işgücüne katılım oranının erkeklere kıyasla çok daha güçlü arttığı görülmektedir. 2005-2017 döneminde erkeklerin işgücüne katılım oranları yüzde 73.9 – 75.7 bandında durağan bir seyir izlerken, kadınlarda yüzde 20.8’den yüzde 30.1’e yükselerek 9.3 yüzde puanlık arttı.
“Genel lise düzeyinde kadın erkek işsizlik farkı oldukça yüksek bir seviyeye yükselmekte ancak zaman içinde lise altında olduğu gibi durağan bir seyir izledi. Başlangıç yılı olan 2005’de işsizlik oranı farkı 13 yüzde puan olup ilk yıllarda azalarak 2008 yılında 9.2 yüzde puana kadar geriledi ancak krizle birlikte 11.7 yüzde puana yükselen fark 2017 yılına kadar durağan seyretti.
“Dönem sonunda kadın-erkek işsizlik oranı farkı 11.9 yüzde puan oldu. 2005’de yüzde 27.2 olan kadın işgücüne katılım oranı 7.7 yüzde puan artarak 2017’de yüzde 34.9’a yükseldi.
“Meslek lisesi eğitim düzeyindeki kadınların da işgücüne katılım oranı lise düzeyindekilere benzer bir seyir izledi. Dönem başlangıcında yüzde 37.7 olan kadın katılım oranı dönem sonunda yüzde 43.8’e 6.1 yüzde puan arttı.
“Eğitim seviyelerine göre kadın ve erkek işsizlik oranlarında, yükseköğrenim düzeyi oldukça farklı bir seyir izledi. Diğer eğitim düzeylerinin aksine, yükseköğrenim mezunu kadınlarda işsizlik oranı belirgin bir artış trendi sergileyerek incelenen dönemde (2005-2017) yüzde 14.2’den 18.6’ya yükselmiştir. Bu dönemde erkek işsizlik oranının yüzde 9.0 civarında inişli çıkışlı ama yatay bir seyir izlemesi sonucunda yüksek öğrenim mezunları kesiminde kadın-erkek işsizlik oranı arasındaki fark 6.1 yüzde puandan 9.7 yüzde puana yükseldi.
“Diğer taraftan bu kesimin işgücüne katılım oranları incelendiğinde, kadın işgücüne katılım oranının krizden bu yana sadece 1.9 yüzde puan arttığı görüldü.
“Yükseköğrenimli 20-29 yaş grubu diğer yaş gruplarıyla belirgin ölçüde yüksek bir işsizlik oranına sahip oldu.
“Genç kadınlarda işsizlik oranı erkeklere kıyasla daha başlangıçta oldukça yüksek olurken, 2005 yılında bu oran kadınlarda yüzde 23.2 erkeklerde yüzde 17.8 olup fark 5.4 yüzde puan oldu.
“İzleyen 12 yılda erkek işsizliğinde konjonktür dışı bir artış gözlemlenmezken kadınlarda belirgin bir artış ortaya çıkmış ve 2017 yılına gelindiğinde kadın-erkek işsizlik oranı farkı 12.1 yüzde puana yükseldi.”
“Bu araştırmada yapılan analizin sonuçlarına göre işsizlik oranlarındaki toplumsal cinsiyet farklılıklarının kadınlar aleyhine bozulmasının özellikle 20-29 yaşlarında yükseköğrenimli genç kadınların işsizlik oranlarının nispeten hızlı artmasının sonucu olduğu görüldü. Bu çerçevede üniversite mezunu genç kadınların iş bulmakta ve girdikleri işlerde istikrar kazanmalarında karşılaştıkları engeller olduğu ortaya çıktı.“