Türkiye Mobilya sektörü 2011 yılı itibarıyla 1.7 milyar dolar olan ihracatını, 2023'e kadar 6 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Sektörün en yeni teknolojik yatırımlara sahip olmasına karşın önündeki en büyük engelin ise hammedde sorunu olduğu ifade edildi. Günlük 30 bin metreküp MDF ve sunta üretim kapasitesine sahip olan mobilya sektörünün, gerekli olan hammadde miktarı yıllık 15 milyon ton odun. Bu hammadde miktarının sadece 9 milyon tonunun iç piyasadan, diğer kısmını ithal ediliyor.
Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Abdullah Tever, mobilya sektörünün geldiği noktayı Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin (AKİB) Kayseri’de düzenlediği Mobilya’da İnovasyon ve İhracat Toplantısı’nda anlattı. Tever, ağaç mamulleri ve orman ürünleri denince akla sadece mobilyanın gelmemesi gerektiğini, mobilyanın yanında kağıt ambalajları ve orman ürünleri sektörlerini de dahil etmek gerektiğini ifade etti. Dünyadaki mobilya ticaretinin 2010 yılında 134 milyar dolar seviyesine ulaştığını anımsatan Tever, mobilya ihracatında en yüksek payı Çin’in aldığını belirterek, şu bilgileri verdi: "Çin 39 milyar dolar ihracat ile dünyadaki mobilya pazarı payından 29.5’ini alıyor. İkinci sırada Almanya 11.3 milyar dolar ile yüzde 8.5, İtalya 10.6 milyar dolarla yüzde 8 pay aldığını görüyoruz. Dördüncü olarak Polonya’nın payı 5.8 milyar dolarla yüzde 4.4 pay alıyor. Türkiye’de 1 milyar 405 milyon dolar 2011 yılında ihracat yaptı. Bunun yanında plastik ve metal mobilyada birlikte bu oran 1.7 milyar dolardır. Türkiye’nin dünya ihracatında aldığı pay yüzde 1.1’dir. 2023 yılında hedefimiz mobilyada 6 milyar dolar ihracattır. Bu hedefe ulaşmak için gerekli olan alt yapıya sahibiz."
Abdullah Tever, Türkiye’nin mobilyanın alt yapısını güçlendiren, sunta ve MDF üretiminde açısından Avrupa’da en yeni makinelere sahip ülke olduğuna vurgu yaptı. En yeni teknolojinin Türkiye’de olmasının önemli bir avantaj olarak gösteren Tever, "Mobilya üretiminde Almanya’daki teknoloji 8 yıllıktır. Türkiye’de ise 2 yıllıktır. En son kapasitelerde günlük 30 bin metreküp MDF ve sunta üretimi vardır. Fakat bu üretimin yapılabilmesi için her gün yaklaşık 45 bin ton, yıllık 15 milyon ton oduna ihtiyaç vardır. Sıkıntı burada başlıyor. Odunun yurt içinden Orman Genel Müdürlüğünden temini zordur. Ancak 8-9 milyon tonu içerden diğer kısmı da cips ve yonga halinde Güney Amerika’dan, Şili’den, Arjantin’den, Kanada’dan, Amerika’dan temin ediliyor. Dolasıyla alt yapı sağlam ama sadece bununla ilgili hammadde odun eksiktir." diye konuştu.

"MOBİLYA TÜKETİMİ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE KİŞİ BAŞINA 250 DOLAR"
Abdullah Tever, gelişmiş ülkelerde kişi başına yıllık mobilya tüketiminin 250, gelişmekte olan ülkelerde ise 70 dolar olduğunu açıkladı. Mobilya üretiminin gelişmekte olan ülkelere kaydığını aktaran Tever, sektörde Türkiye’nin avantajlarını şöyle anlattı: "Kriz yılları bir tarafa bırakıldığında dünyada mobilya ticareti yüzde 10-15 büyüme göstermektedir. Dünya ticaretinin uzun vadede büyüme trendi yüzde 7 olduğu düşünüldüğünde mobilya sektöründeki artış fırsatları vardır. İtalya’daki bir araştırma kuruluşunun verilerine göre ülkelerdeki kişi başı mobilya tüketimi ile gelişmekte olan ülkelerdeki tüketim arasında dağlar kadar fark var. ABD, Almanya, İtalya, Fransa Kanada gibi ülkelerde kişi başına mobilya tüketimi yıllık 250 dolar. Çin, Türkiye, Polonya, Malezya ve Vietnam gibi ülkelerde 70 doların altındadır. Gelişmiş ülkeler mobilya üretiminden çıkıp ihtiyaçlarını gelişmekte olan ülkelerden karşılamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin iç tüketimi hızla artmaktadır. Dünyada bu iki eğilim bize fırsatlar sunuyor. Bu pastadan pay alabilmemiz için inovasyona, tasarıma ve markalaşmaya çok önem vermeliyiz. Sıradan ürünleri geleneksel yöntemlere üretip pazarlama ile ayakta kalma devri bitti. İnovasyona sadece mobilyanın kendisi için değil malzeme teknoloji açısından da düşünülmelidir."