Üniversite öğrencileri mültecilerin göç ederken yaşadığı zorlukları deneyimlemek adına hazırladıkları oyun ve farklı kültürlerden yemeklerle göç ve göçmenliğe dair bir farkındalık etkinliği düzenledi.

Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Sert, 18 Aralık Uluslararası Göçmen Günü için Jean Monnet Kürsüsü kapsamındaki uluslararası göç dersi öğrencileri ile kampüste göçe dair farkındalığı artırmak amacıyla bir etkinlik düzenledi.

Etkinlikte öğrencilere, göçmenlik deneyimi yaşatmak için açık kaynaklı çevrimiçi bilgisayar oyunları ile öğrencilerin kendi tasarladıkları kutu oyunları oynatıldı. Ayrıca Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri de Suriye mutfağının lezzetleri olarak bilinen humus ve demirhindi şerbetini hazırlayıp, sundular. 

 ÖĞRENCİLERDEN GÖÇMENLERE YÖNELİK; BURADAYIM OYUNU

Öğrencilere, göçmen deneyimi yaşatmayı hedeflediklerini söyleyen Doç. Dr. Deniz Sert, “Buna yönelik internet üzerinde oynanan birçok oyun var. Oyunlarda belli bir kimliğiniz var ve onunla bir yerden bir yere gitmeye çalışıyorsunuz. Oyunlar sizin önünüze tıpkı gerçek hayattaki gibi birtakım engeller çıkarıyor. Öğrenciler bu oyunları ders içinde kendileri oynadılar. Bugün de arkadaşlarına oynatıyorlar. Ayrıca, öğrencilerimiz göçmek üzerine bir kutu oyunu hazırladı. Oyunda bir karakter seçiyorsunuz ve o karakter örneğin Afrika’dan Amerika’ya gitmeye çalışıyor. Yol boyu kişinin önüne çıkabilecek engeller ne olabilir, bunları görüyorsunuz” dedi.

GÖÇMENLERİN YAŞADIĞI SORUNLAR 

Doç. Dr. Sert, “Küreselleşmeyle birlikte dünyanın küçüldüğü ve bir yerden bir yere gitmenin kolay olduğu görüşü hakim ama göçmenlerin önünde birçok engel var ve sorunlar yaşıyorlar. Her pasaport aynı değil. Danimarka pasaportunuz varsa 195 ülkeye gidebiliyorsunuz ama Suriye veya Filistin pasaportunuz varsa başka ülkelere gidemiyorsunuz. İşte bu sorunlar ışığında farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz” diye konuştu. 

Göçün göçmeni değiştirdiğini belirten Doç. Dr. Sert, “Göçmenler gittiği ve geldiği ülkeyi değiştiriyor. Çünkü her göçmen geldiği ülkeye karşı sorumluluklarına da devam ediyor. İş kurmaları ve o ülkenin ekonomisine katkıda bulunmaları bekleniyor. Göçmenlerin çok yükü var” diye konuştu.  

AVRUPA ÜLKELERİ KALE İNŞA ETTİ

Türkiye’nin göç veren ülkeden göç alan ve transit geçiş ülkesi haline geldiğini aktaran Doç. Dr. Sert, “2011 yılında Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesiyle birlikte göçmen sayıları birdenbire arttı. Dünyanın başka bir ülkesine bu kadar büyüklükte ve hızda insan girişi olsaydı çok daha büyük sosyal infial yaşanabilirdi. Türkiye’de bu konunun nispeten daha iyi idare edildiğini söyleyebiliriz. Göçmenlerin gelişmekte olan ülkelerden gelişmekte olan ülkelere gitmesinin ilk nedeni mesafe, ikincisi de gelişmiş ülkelerin kendi kalelerini inşa etmeleridir. Avrupa kalesinin nasıl inşa edildiğini görüyoruz. Suriye’den çıkıp Avrupa’ya ulaşmak istediğiniz zaman önünüze bir sürü engel çıkıyor” dedi.

“SADECE İNSANLAR DEĞİL YEMEKLER DE GÖÇ EDER”

Gastronomi Bölümü son sınıf öğrencisi Korhan Kızıltan ise, sadece insanların değil yemeklerin de göç ettiğini söyledi. Kızıltan, “Etkinlikte göç eden yemekleri yapıp öğrencilere tanıtmak istedik. Bunların ilki her Ramazan ayında içtiğimiz demirhindi şerbeti, diğeri ise Ortadoğu’da meşhur bir meze olan humus” diye konuştu. 

GÖÇMENLERİN YAŞADIĞI ACILAR OYUNA DÖKÜLDÜ 

Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Alperen Bağcalı da göçmenlerin geçiş yollarındaki zorlukları anlatmak için ‘Buradayım’ isimli bir oyun tasarladı. Oyun hakkında bilgi veren Bağcalı, “Hazırladığımız oyunla düzensiz göçmenlerin yaşadıkları sorunları ele almak istedik. Düzensiz göçmenler yasal bir statüleri olmadığı için kağıt üzerinde de yoklar ama yaşadıkları sorunlar ve acılar gerçek. O yüzden buradalar” dedi.