EKONOMİK Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından gerçekleştirilen bir çalışmaya göre öğretmenler, takdir edildiklerini maalesef pek fazla hissetmiyorlar. Yapılan araştırmada öğretmenlerin kendilerini en çok değerli hissettiği 10 ülke; Malezya, Singapur, Güney Kore, Finlandiya, Meksika, Hollanda, Avustralya, İngiltere, Romanya ve ABD olarak sıralanıyor. Türkiye ise OECD ortalamasının altında.

OECD'nin raporuna  göre dünya üzerinde çok az sayıda öğretmen emek vererek geçirdiği saatlerin yüksek bir itibar gördüğünü düşünüyor. Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz’e göre: “Öğretmenlerin memnuniyeti öğrencilerin başarısına da doğrudan yansıyor. Bundan dolayı ilk 10 sırada yer alan ülkelerin 'PISA' başarıları da yüksek. Eğer öğrencinizi iyi yetiştirmek istiyorsanız öğretmenlerinizin de nitelikli olması gerekiyor”

 ÖĞRETMENELERE DEĞER VERMEK GEREKİYOR

OECD’nin yaptığı araştırmada ilk 10’a giren ülkelerdeki öğretmenlerin, okullar ile ilgili alınan kararlarda kendilerinin söz sahibi olduğunu da belirten BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz, öğretmenlere ve mesleklerine itibarlarını vermemiz gerektiğine dikkat çekti. Ülkemizde öğretmenlere karşı itibarın çok fazla olmadığını söyleyen Prof. Dr. Şirin Karadeniz, “’Hiç bir şey olamazsan öğretmen olursun’ cümlesi bile ülkemizde maalesef yaygın olarak kullanılıyor” dedi.Pedagojik formasyon sertifikasıyla çok fazla öğretmenlik sertifikası verilen bireylerin olduğunu ifade eden Karadeniz: “Bu bireylerin istihdam süreçlerin de ciddi bir daralma söz konusu. Bu durumda herkesin öğretmen olabildiği bir yerde mesleki itibarı yükseltmek kolay bir iş değil” ifadelerini kullandı.

İLK ONA GİREN ÜLKELERDE ÖĞRETMEN MAAŞLARI YÜKSEK

OECD raporuna göre ilk 10’a giren ülkelere baktığımızda öğretmenlere değer vermenin yanı sıra, öğretmenlerin maaşlarının da önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şirin Karadeniz, “Eğer öğretmenler toplumda kendilerini değerli hissediyorsa, öğretmenleri en iyi şekilde eğitirseniz ve maaşlar da öğretmenlerin itibarını verecek seviyede olursa öğretmenlerin daha memnun olduğunu görebiliyoruz” dedi. Öğretmenlerin memnuniyetinin öğrencilerin başarısına da doğrudan yansıdığını söyleyen Karadeniz, “Öğretmenlerin çoğu, müfredatı yetiştirme çabasına girdiklerinden dolayı yenilikçi bazı eğitim sistemlerini kullanmaya vakti kalmıyor. Bu durumda öğretmeninize esneklik vermezseniz o zaman öğretmen de kendisini değerli hissetmeyecektir” şeklinde konuştu.

“MESLEKİ GELİŞİM EĞİTİMLERİ ÖĞRETMENLERİ NİTELİKLİ KILAR”

Mesleki gelişim fırsatlarından da bahsedilen OECD raporu için ülkemizdeki mesleki gelişim fırsatlarının kısıtlı olduğunu ifade eden BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz, “Birçok ülkede özellikle Güney Kore’de mesleki gelişime çok önem veriliyor. Öğretmenler istediği yerde mesleki gelişim eğitimi alabiliyor. Öğretmenlerimiz de mesleki gelişime ulaşabilmeli ve istedikleri mesleki gelişim eğitimini alabilmeliler” dedi. Böylelikle öğretmenlerin kendilerini mesleklerinde daha nitelikli hale getirmesini sağlayacağını söyleyen Karadeniz, öğretmenlere destek vererek, akademisyenlerimizin okullarda öğretmenlerle birlikte çalışıp özellikle okul temelli mesleki gelişim projelerinde bir arada olması gerektiğini belirtti. Üniversitelerin her zaman okullara açık olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şirin Karadeniz, “Öğretmenlerin bir proje yaptığında destek almak yada yapmak istediği bir fikre ilişkin başvuracağı bir üniversite ortamının olması üniversiteye aynı zamanda artı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

“ÖĞRETMENE GÜVENSİZLİK VE BASKI BAŞARISIZLIK GETİRİYOR”

Ülkemizde öğretmenlere karşı sistemin çok fazla baskısı olduğunu söyleyen Karadeniz, “Öğretmenin ölçme ve değerlendirme işlemini maalesef elinden aldık. Öğretmenlerimizin verdiği notlar, liseye yerleştirme sırasında çokta fazla dikkate alınmıyor. Çünkü öğretmene güvenmeme gibi bir şey başlamaya başladı. Bu durumda maalesef öğretmenlerimizin üstünde hem anne babanın hem okul yönetiminin hem de ebeveynlerin baskısı oluşuyor. Ve bu baskının karşısında durmak kolay iş değil. Bunun için de öğretmenlerimizi desteklemek adına özellikle dışardan gelen baskılardan öğretmenimizi korumakta gerekiyor” dedi. Eğitimin hala bizim ülkemiz için sosyo-ekonomik olarak bir sınıf atlama aracı olduğunu belirten Prof. Dr. Şirin Karadeniz, 'Hayatta en büyük mucize, küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır' diye bir söz var. Çünkü bazı öğrenciler öğretmenlerinin kendilerini daha da yukarı taşıyacağını düşünüyor” dedi. Öğretmenlerin sürekli baskıyla ve sürekli eleştirilmekle muzdarip olduğunu da belirten Karadeniz, öğretmenleri destekleyecek fırsatları oluşturursak, onların kendilerini ifade edebileceği yenilikçi işler yapmalarına da şahitlik edeceğiz. Onların başarı hikayelerini çok daha fazla duyacağız diye düşünüyorum” dedi.

Her insanın hayatında çok önemli bir öğretmen olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şirin Karadeniz, “Öğretmenlerin amacı aslında sadece bir şey öğretmek değil; öğrencileri hem sosyolojik, hem duygusal, hem fiziksel, hem de bireysel gelişimini bütünüyle gören kişilerdir. Bu yüzden öğretmenlerimize değer vererek mesleki itibarlarını da hak ettikleri şekilde vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.