ZONGULDAK’ın Ereğli İlçesi’ndeki Toplum Sağlığı Merkezi’nde görevli psikolog Hülya Usta, "Çocuklarımızı korumanın en iyi yöntemi, uygun yaş ve dönemlerde onlara mahremiyet ve cinsel eğitim vermek" dedi.

Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü 4’üncü sınıfı öğrencileri, Topluma Hizmet Dersi uygulaması kapsamında 'Bedenimi öğreniyorum, kendimi koruyorum' konulu konferans düzenledi. Ereğli Belediyesi Düğün Salonu’nda düzenlenen konferansa, üniversite öğrencilerinin yanı sıra çok sayıda kişi de katıldı. Ereğli Toplum Sağlığı Merkezi’nde görevli psikolog Hülya Usta, çocukların cinsel kimliklerinin doğar doğmaz başladığını, çocuğun isminin kıyafetleri ve oyuncakları ile kimliğinin oluştuğunu belirterek, şöyle dedi:
"Çocuklarımızı korumanın en iyi yöntemi; uygun yaş ve dönemlerde onlara mahremiyet ve cinsel eğitim vermek. Cinsel eğitim çocuklara doğduğu andan itibaren verilmeye başlanıyor. Çünkü çocuğun ismiyle, kıyafetleri ile olsun bir kimlik oluşumu başlıyor. 2 yaşından itibaren tuvalet eğitimi cinsellik eğitiminde önem kazanıyor. 2 yaşından sonrada bazı bilgilerin çocuğa yavaş yavaş verilmesi gerekiyor. Üzerinin giyinik olması, banyoda tek başına yıkanması yada özel bölgelerinin kapalı olması gerektiği, iyi dokunuş ve kötü dokunuşlar neler? Özel bölgeler nereler? Buralara dokunmak doğru mu, yanlış mı? Ne zaman kimler dokunabilir? Bunları öğretmek gerekiyor. Özel bölgelerine istemedikleri bir dokunma olduğunda bunu çocuklar tehlike olarak anlayabilirler."

"HER CİNSEL TACİZDE BULUNAN KİŞİ PEDOFİLİ DEĞİL"

Ereğli Devlet Hastanesi’nde psikolog Savaş Kurt ise cinsel tacizde bulunan kişilerin pedofoli hastalığının arkasına sığındıklarını ancak, her tacizcinin pedofoli hastası olmadığını söyledi. Cinsel tacize uğramış çocuklarda bazı belirtilerin olabileceğini vurgulayan Kurt, şöyle dedi:

"Bir kere cinselliğe yönelik erken yaş döneminde ilgisi uyanmıştır. İrkilmeleri, birden uyanmaları, kötü rüyalar görmeleri, korkmaları, sıçramaları gibi durumlar olabilir. İçine kapanma ve toplumdan uzaklaşma gibi belirtilerle karşılaşabiliriz. Çoğu zaman bu belirtileri bir işaret olarak kabul edip böyle bir sorun var mı, yok mu? Bunu öğrenmemiz gerekiyor. Öncelikle cesaretlendirmemiz gerekiyor. Çünkü çocuklar bu tür konuların aileye söylenmemesi gereken şeyler olduğunu düşünüyorlar. Hatta intihar vakaları gerçekleşebiliyor, çocuk kendisine zarar vermeye çalışabiliyor henüz 13-14 yaşlarındayken. Kendisine zarar verme davranışlarının altında başka ruhsal sorunlar olabileceği gibi cinsel taciz sorunlarının da olabileceğini düşünmemiz gerekiyor. Her cinsel tacizde bulunan kişi ‘pedofili hastası’ diyemeyiz. Bazen cinsel tacizde bulunan kişiler pedofili hastalığının ardına sığınmaya çalışabilirler fakat cinsel taciz bir şiddet eğiliminin sonucu olarak ortaya çıkmış olabilir. Pedofili bir hastalıktır. Rehabilite edilmesi, tedavi edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Fakat cinsel tacizde bulunan kişilerin büyük bir çoğunluğu da pedofili hastalığını yaşamayan, taşımayan kişilerdir."