Eğitim İş Sendikası Ankara Bahçelievler semtindeki bir okulda kadın bir öğretmene yapılan şiddet eylemini kınadı. Eğitim İş Sendikası Ankara 1, 2 ve  3 Nolu Şubeleri tarafından düzenlenen şiddeti kınama toplantısına öğretmenler katıldı.

 Eğitim İş Sendikası Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Banu GÜNÜÇ KETE, www.eğitiminsözcüsü.com'a yaptığı açıklamada öğretmenlerin son yıllarda sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldığını ifade ederek, mesleğe karşı yapılan sindirme politikalarını eleştirdi. Kete, toplumun dönüştürülmesi işini yapan öğretmenlere yapılan baskı ve şiddet uygulamalarına son verilmesi gerektiğini vurguladı. Öğretmenlerin Türkiye'nin yalnızca bir  bölgesinde değil 4 bir yanında şiddita maruz kaldığına da dikkat çekerek, "Öğretmenlik mesleği, gerek siyasilerin, gerek halkın gözünde ayrıştırılıyor. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'nın acil tedbirler almasını bekliyoruz" dedi. 

Eğitim İş Sendikası adına toplantıdaki açımlayayı ise 3 Nolu Şuba Başkanı Doğan Dağdelen yaptı. Açıklamada, "AKP iktidarının, toplumu kutuplaştırma ve öğretmenleri itibarsızlaştırma politikalarının bir sonucu olarak ne yazık ki eğitimcilere yönelik şiddet eylemleri son yıllarda giderek artmaktadır." denildi. 

Açıklamada şu görüşlere yer verildi: 

Bunun bir örneği geçtiğimiz günlerde Bahçelievler Nebahat Keskin İlkokulu’nda yaşanmıştır. Bir öğrenci velisi, çocuğuna kötü davrandığı iddiasıyla öğretmenimize sözlü şiddette bulunmuş, “seni sürdürürüm, seni öldürürüm” şeklinde tehditler savurmuştur. Okul müdürünün odasında gerçekleşen bu saldırı, polis çağrılmasına rağmen devam etmiştir.

Bugüne kadar öğretmenlere uygulanan şiddete seyirci kalan Milli Eğitim Bakanlığı, her fırsatta öğretmeni değersizleştiren ve hedef gösteren uygulama ve açıklamalar yapmaktan çekinmemiştir. Bizler öğretmeni toplum nezdinde itibarsızlaştıran bu tür açıklamaların saldırılarda önemli bir rol oynadığını düşünmekteyiz.

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un talimatıyla kaldırılan ancak bu zamana kadar öğretmenler üzerinde bir baskı aracı olan Alo 147 hattı, performans ölçme uygulamaları, öğretmenlerin mesleki ve ekonomik haklardan yoksun bırakılması, adeta öğretmene köleymiş gibi yaklaşılmasına sebep olmuştur.

Okulların güvenliğini sağlamaktan, eğitimin kesintisiz olarak devam etmesinden birinci derecede sorumlu olan siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, bu tür şiddet olayları karşısında kayıtsız kalmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı’na hatırlatıyoruz, eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin güvenliğini sağlamak sizin oturduğunuz makamların asli görevlerindendir. Yaşanan bu şiddet olaylarının kendi yanlış politikalarınızın sonucu olduğunu artık görmeniz gerekmektedir.

Bu vahim olayın son olmasını istiyor, Eğitim-İş olarak öğretmenlere yönelik her türlü şiddet eyleminin karşısında duracağımızı ve tepkimizi demokratik yollarla ortaya koyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Bizler, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen meslek onurumuza, haklarımıza ve emeğimize sahip çıkarak, bu tür olayların yaşanmaması için tüm gücümüzle seferber olacağız. Fakir BAYKURT’un sözlerini hatırlatıyoruz:

Öğretmen yalvarmaz!!!

Öğretmen boyun eğmez!!!

Öğretmen el açmaz!!!

Öğretmen ders verir!!!"