İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Kadın Gazeteciler Komisyonu, “Medyada Cinsiyet Eşitsizliği" başlıklı bir toplantı düzenledi. Medyadaki cinsiyetçi dilin haber başlıkları üzerinden tartışıldığı toplantıda, kadınların karar mekanizmalarında daha çok yer alması gerektiği konusunda görüş birliğine varıldı

TGC Kadın Gazeteciler Komisyonu Başkanı ve Milliyet Gazetesi Haber Araştırma Müdürü Pınar Aktaş’ın moderatörlüğünde İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü Enerji Müzesi’nde gerçekleşen buluşmaya, BİLGİ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslı Tunç, TURMEPA Genel Müdürü Semiha Öztürk, Gazeteci-Yazar Seda Kaya Güler, Hürriyet Gazetesi Haber Araştırma Müdürü Mesude Erşan ve BirGün Gazetesi Yayın Danışmanı Semra Kardeşoğlu katıldı.

Toplantıda, TGC’nin daha önce yayımladığı "Kadın ve Medya Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu"ndaki örneklerden yola çıkılarak, kadına yönelik şiddet haberlerinden magazin haberlerine medyada kullanılan cinsiyetçi dil tartışıldı. Katılımcılar, kadına yönelik şiddetin haberlerde kullanılan dil aracılığıyla yumuşatıldığını ve kadınlara dair önyargıların pekiştirildiği bir dil kullanıldığını vurguladılar. Medyadaki karar mekanizmalarında erkeklerin söz sahibi olduğunu ifade eden kadınlar, medyadaki cinsiyetçi kalıpların yıkılması için, karar mekanizmasında daha çok kadının yer alması gerektiği görüşünde birleştiler.

Ücret eşitsizliğindeki makas da açılıyor

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslı Tunç, karar mekanizmasındaki eşitsizliğin yanı sıra aynı işi yapan kadın ve erkek arasındaki ücret dengesizliğine de dikkat çekerek, “Ücret eşitsizliği konusunda da kadınlar ve erkekler arasındaki makas gittikçe açılıyor. Kadınların medyada görünür olma, söz sahibi olma konularında yaşadıkları önemli zorluklar var. Sosyal medyada sanal zorbalığın, nefret dilinin baş aktörleri yine kadınlar. Ancak diğer taraftan sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere yayılan ‘MeToo' (Ben de) ve Time's Up (Süre doldu) hareketleriyle kadınların yaşadıkları sorunlar daha görünür hale geliyor. Kadınlar artık susmuyor. Umutsuzluğa kapılmamak, daha fazla ses çıkarmak gerekiyor” dedi.