Türkiye Liseliler Birliği (TLB) üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 17 Ocak tarihinde açıkladığı yeni müfredat taslağına karşı ayağa kalktı. ‘‘MEB’e Karnesini Veriyoruz’’ sloganıyla Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde buluşan liseliler müfredat taslağı hakkındaki görüşlerini açıkladı. Açıklamayı yapan TLB Genel Başkanı Bora Çelik, taslağın çalakalem yazıldığını ve eğimin temel sorunlarını çözmediğini belirtti. Çelik, ‘‘Bu taslak Karen Fogg’un hayalidir. Doğrudan milli devletimizi hedef almaktadır. Bu taslakta ısrar etmek emperyalizm destekli PKK’nın, FETÖ’nün ekmeğine yağ sürmektir. Unutmayalım ki FETÖ 15 Temmuz Amerikancı darbe girişimini eğitimi kurumlarını kullanarak elde ettiği güçle gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı yaverinin FETÖ’cü çıkmasını istemiyorsanız bu taslağı yırtıp atmak gereklidir. Buralardan çıkardığımız derslerle eğitim sistemimizin çağdaş bilimsel laik temeller üzerine inşa etmek şarttır. Milli Eğitim Bakanlığı bu müfredatta ısrar ederse, emin olsun gençlik kendi müfredatını yazacaktır.’’ dedi.

Açıklama sırasında sık sık ‘‘Atatürk Gençliği Görev Başında’, ‘Laik, Bilimsel, Milli Eğitim’, ‘Milli Eğitim Milli Müfredat’ sloganları atıldı.

SINIFTA KALDI

Açıklamanın sonunda liseliler Milli Eğitim Bakanlığı’na hazırladıkları karneyi göstererek; ‘‘İkinci döneme daha fazla çalışıp bizden geçer not almalarını bekliyoruz.’’ dedi.

Liselilerin MEB’e verdiği notlar şöyle:
  • Müfredat yapmak:0
  • Vizyon ve misyon: 0
  • Konulara hakimiyet: 0
  • Tutarlılık: 0
  • Spor ve sanat eğitimleri:0
  • Eğitim koşulları:0
  • Öğrenci yeteneklerinin keşfi: 0

İşte açıklamanın tam metni:

‘‘Taslağı okur okumaz çalakalem yazıldığını anlayabiliyoruz. Önceki programlardan kes kopyala yapıştır yapıp üzerine öğrenci kazanımları yazılmış. Eklenen ünitelerin neden eklendiğine dair hiçbir açıklama yapılmamış. Daha geçen yıl yaptıkları değişikliğin sonucunu bile almadan tekrar böyle bir değişikliğe gitmeleri sorunları tespit etmediklerini ortaya koyuyor.



ÜMMET TOPLUMUNU YARATMAYA HİZMET EDİYOR


Taslağı incelediğimiz zaman Atatürk’ün konularının azaltıldığı millet kavramından bahsedilmediği, ulus bilincinin yok sayıldığı, bunun yerine tarikat ve cemaatlerin öne çıkarıldığı görüyoruz. Çağdaş Türk ve Dünya tarihi dersinin 2. Dünya savaşıyla ile ilgili kısmından İsmet İnönü’nün bahsedilmediğini görüyoruz. Önceki programlarda yer alan “Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı ifadelere yer verilmemelidir” ilkesi yeni programdan kaldırıldı.

Bu taslak, millet olma bilincimizi ortadan kaldırmaya, padişahın kulu olmaya koşullandırmış ümmet toplumu yaratmaya hizmet etmektedir.
Emperyalizm, bu amacına ulaşabilmek için Cumhuriyet devrimleriyle hesaplaşmak zorundadır. Padişahın kulu olmaya koşullandırılmış ümmet toplumu özlemi, ancak devrim kanunların kaldırılmasıyla mümkün olabilir. O yüzden Batı ve Atlantik güçlerinin baskısıyla “Atatürk Devrimleri’ni benimsemiş nesillerin yetiştirilmesi” hedefi Milli Eğitim’den kaldırılmaktadır.

KANSER HASTASINA ASPİRİN TEDAVİSİ


Eğitim ve öğretimin temel sorunlarını tespit etmeden bu türde değişikliklere gitmek çözümsüzlük getirecektir. Bu taslak kanser hastasına aspirin tedavisi uygulamaktır.
Bu taslak sınavda başarısız olduğunu düşünen Berrinlerin intihar etmesine engel olmayacaktır.
Liselilerin evlenmesinin önündeki engellerin kaldırılması sonucu (4+4+4 ) arkadaşlarımız gerdek gecelerinde hayatını kaybetmesinin önüne geçilemeyecektir. Tam aksine bu taslakta yer alan “Özge çocuk gelin oldu” okuma fişleri bu durumu meşrulaştıracaktır. Öğretmeni tarafından cinsel tacize uğrayan Cansellerimiz canına kıymaya devam edecektir.

KAREN FOGG'UN HAYALİ

Avrupa Birliği Türkiye masası şefi Karen Fogg “ Türk gençliğini kimliksizleştirmekten, bunun için ülkeyi Atatürk'ten ve Atatürkçülerden kurtarmaktan” söz ediyordu. Bu taslağı yürürlüğe koymak Karen Fogg’ların hayalidir. Milli Eğitim Bakanlığı burada bir karar vermek zorundadır. Ya Karen Fogg’ların hayalini peşinden koşacaksınız ya da El Bab’da zaferler kazanan Mehmetçiğimizin hayalini gerçekleştireceksiniz. Mehmetçiğimizin haylinde milli devlete sarılmak var.

Talim Terbiye Kurulu da yayınladığı taslakta bu niyetleri açıkça ortaya koymuştu. Yazıda, 19. yüzyılda ulus-devletin ortaya çıkmasından sonra eğitim kurumlarına verilen en önemli görevlerden birisinin vatandaşlık bilinci olması ve bu nedenle tarih derslere özel önem verildiğini söylüyorlar. Ardından devam ediyorlar 20. yüzyılın ikinci yarısında ise liberal demokrasiye geçişle birlikte bu anlayışın değişmesi gerekiyor. Küresel emperyalizmin buyrukları doğrultusunda milli devlete savaş açanlar, artık vatandaşlık bilincinin geliştirilmesine yönelik gayretlere ihtiyaç kalmadığını; tarihte neler olduğunun bilinmesine de gerek olmadığını söylemektedir.

GENÇLİK KENDİ MÜFREDATINI YAZAR


Bu taslaklar doğrudan milli devletimizi hedef almaktadır. Bunları yürürlülüğe sokmak en çok bölücü ve gerici terör örgütlerin işine yarayacaktır. Bu taslakta ısrar etmek emperyalizm destekli PKK’nın, FETÖ’nün ekmeğine yağ sürmektir. Unutmayalım ki FETÖ 15 Temmuz Amerikancı darbe girişimini eğitimi kurumlarını kullanarak elde ettiği güçle gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı yaverinin FETÖ’cü çıkmasını istemiyorsanız bu taslağı yırtıp atmak gereklidir. Buralardan çıkardığımız derslerle eğitim sistemimizin çağdaş bilimsel laik temeller üzerine inşa etmek şarttır. Milli Eğitim Bakanlığı bu müfredatta ısrar ederse, emin olsun gençlik kendi müfredatını yazacaktır. O müfredatın tarih derslerinde ise; Milli Eğitimin Bakanlığının emperyalizmin kuyusuna nasıl düştüğü anlatılacaktır. Türk gençliği hayatta en hakiki mürşit ilimdir diyen bir nesildir. Aksini yaratmaya kalkanlara asla geçit vermemiştir, vermeyecektir.’’