MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 5 milyon 600 bin öğrenci ikili eğitim alırken, şimdi 4 milyon 300 bin öğrencinin ikili eğitim aldığını belirterek, "2019 yılının sonuna kadar Türkiye'deki ikili eğitimi kaldıracağız. Kaliteli bir eğitimin olmazsa olmaz unsurların biri ikili eğitimin kaldırılması" dedi.

Kocaeli'nin Başiskele ilçesinde bir otelde düzenlenen Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanları Kurultayı'na Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, 81 ilden gelen imam hatip okul başkanları ve öğrencileri katıldı. Kaliteli bir eğitim için ikili eğitim kaldırılacağını söyleyen Bakan Yılmaz, şöyle dedi:

"Eğitime erişim imkanlarını artırdık. 1 milyon 300 bine yakın evladımızı taşıyoruz eğitime ulaşsın diye. Orta öğretimde de brüt okullaşma yüzde 100 olsun demişlerdi, koyduğumuz hedefin de üstündeyiz. 5 milyon 600 bin öğrenci ikili eğitim alırken, şimdi 4 milyon 300 bin öğrenci ikili eğitim alıyor. Oran ilköğretimde yüzde 57'den yüzde 43'e düştü. Ama Allah nasip ederse 2019 yılının sonuna kadar eğer Kocaeli'yi çözersek inşallah, İstanbul da ondan sonra gelir Türkiye'deki ikili eğitimi kaldıracağız. Neden ikili eğitimi kaldıracağız diyoruz, kaliteli bir eğitimin olmazsa olmaz unsurların biri ikili eğitimin kaldırılması da ondan. Yine orta öğretimde ikili eğitimde 891 bin öğrenci eğitim alırken, geçen yıl için söylüyorum 379 bine düştü. Oranı yüzde 36'dan yüzde 7'ye düştü."

Ülkelerin gücünün eğitime sahip nitelikli insan gücünden geldiğini söyleyen Bakan Yılmaz, Türkiye'nin en iyi yatırımının beşeri sermayeye yapılan olduğunu söyledi. :akan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bilgi ekonomisine geçiş için beşeri sermayenin bu ekonomiye geçişi kolaylaştıracak şekilde yetiştirilmesi önemlidir. Ekonomi için eğitim önemlidir, demokrasinin gelişmesi de ancak kaliteli bir eğitimle mümkündür. Çünkü kişilerin kendisi hakkında karar alabilmesi yine eğitimden geçmektedir. Bu doğrultuda insanımızın yaşam standartlarını her alanda yükseltmek için 10. Kalkınma Planında eğitim için hedefler konulmuştu. 2013 yılında konulan bu hedeflerin hemen hemen hepsine ulaşıldı. 10. Kalkınma Planı 2014 yılı ile 2018 yıllarını kapsıyor orada Milli Eğitim İhtisas Komisyonu'nun raporunda önümüzdeki dönemin 2018 hedefleri hakkında bilgi vermek isterim. Eğitimde iller arası beşeri ve fiziksel altyapı farklılıkları azaltılmak istenmiş bugün bu hedefi hemen hemen yakaladık. Öğretmen doluluk oranı Doğu'da yüzde 92, Güneydoğuda yüzde 90, eğer biraz daha açıklık varsa o da yüzde 80'ler civarında olan Marmara'da ve İstanbul'da. Yine derslik başına düşen öğrenci sayısı Türkiye genelinde 36'dan 24'e düşürdük. Hakkari'de 22, Bitlis'te 22 eğer biraz öğrenci sayısı fazlaysa o da İstanbul'da yani bizden önceki dönemde Doğu ihmal edilmişken, yine her alanda olduğu gibi eğitimde de en büyük yatırımı Doğu'ya yaptık. İller arasındaki beşeri ve fiziki alt yapı farklılıklarını azalttık. Belki de pozitif ayrımcılık yaptık desek yerindedir."

BİLAL ERDOĞAN: BÖLGEMİZDE DEVLETLER PARÇALANMAK İSTENİYOR

Gençlerin geleceği temsil ettiğini anlatan Bilal Erdoğan, bu tür konuşmaları zaman zaman yaptıklarını ifade ederek şöyle dedi:

"En heyecanlı hissettiğim anlar gençlerle bir araya geldiğimiz anlar. Sizler geleceği temsil ediyorsunuz. Elbette Dünya önemli bir dönüm noktasında, ülkemiz önemli bir dönüm noktasında. Böyle bir dönüm noktasında ülkemizin geleceğini elde tutan siz kardeşlerimiz dünyanın geleceğine de damgasını vuracak olan nesillersiniz. Genç kardeşlerimizle bir araya geleceğimizi öğrenince 3 günlük kamp kurultay olacağını duyunca bendeniz böyle sivil gelmeyi tercih ettim. Bakanımızın geleceğini son anda öğrenince biraz kontrpiyede kaldım. Yani maskeli baloya gidiyorsunuz hazırlanmışsınız ama herkes sivil, size büyük bir şaka yapılmış biraz öyle hissediyorum beni affedin. Zamanı tanımadan ne geleceğimizi kurabiliriz, ne de ayağı yere basan sürdürülebilir istikrarlı kararlar alabiliriz. Bugün ülkemiz kimisine göre bir kuşatma altında, kimisine göre bir çevreleme ile karşı karşıya, kimisine göre bulunduğumuz coğrafya şartları nedeniyle bizi hayati dönemeçlerle yüz yüze bırakıyor. Neticede bölgemizde devletler parçalanmak isteniyor. Yeni yapılanmalar oluşturulmaya çalışıyor. 2'nci Dünya Savaşı sonrasında kurulan sınırlar tartışılıyor hale getirilmeye çalışılıyor. İnsanlar kimlikleri, mezhepleri nedeniyle ayrıştırılmaya ve çatıştırılmaya çalışılıyor. Bütün bunlar kadim değerlerimizi medeniyetimizi tamamen yok etmek üzerine tasarlanıyor."

Bilal Erdoğan gençleri zor bir gelecek beklediğini ifade ederken, "Bu kardeşlik iklimini yaşayamadığımız, yaşatamadığımız bu dönemeçte baktığımızda İsrail'in güvenliğine yönelik strateji oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz" dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Maalesef İsrail'in güvenliğinden anladıkları İsrail'in çevresindekilerle barış içersinde eşit şartlarda yaşaması değil, başka ülkelerin, yani İslam ülkelerinin istikrarsızlaştırılması. Yani İslam ümmeti ne kadar karmaşa içersinde olursa, İsrail'in o kadar güvende olacağını düşünen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Selahattin Eyyübi'nin kemikleri ne kadar sızlarla İsrail o kadar güvende olur zihniyetiyle karşı karşıyayız. Mekke ve Medine ne kadar güvende olmazsa İsrail o kadar güvende olur zihniyetindeyiz. Bu tüm dünyada barışı da tehdit eden zihniyetin kendisidir. Kudüs'ün başkent olarak tanınması, Türkiye'yi kuşatma çevreleme operasyonun bir parçası olarak geçmektedir. Müttefiklerimizle mücadele içersine, savaş içersine sokulmaya çalışıyoruz. Eskiden müttefikleri eleştirmeyen bir Türkiye vardı. Biz bunları aşarak büyüdük. Sizler bunları görmediniz bile. Genç kardeşlerim sizler Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlığın neslisiniz. Bendeniz sizin yaşınızda imam hatip öğrencisiyken başbakanın sağlığı ile değişen ülke ekonomisi, koalisyon arasındaki geleceğe bakıyorduk. Siz ne kadar tasarlarsanız tasarlayın bütün bunlar Allah'ın kader planı içersinde birer damla bile değildir. Bir gün hapiste olan cumhurbaşkanımız 3 sene sonra gümbür gümbür iktidara geldi. Eminim size gelen ağabey ve hocalarınız geçmişin zorluklarından bahsediyordur ama sizi de zor bir gelecek bekliyor."