Gizem KARADAĞ/ANKARA, () - EĞİTİM Bir-Sen'in, 'Eğitim Kurumu Yöneticilerinin Seçimi ve Yetiştirilmesi: Tespitler ve Bir Model Önerisi' raporu açıklandı. Raporda, Devlet Memurları Kanunu’nun 88’inci maddesinin, eğitim kurumu yöneticiliğini öğretmenler tarafından yürütülecek ikinci görev olarak tanımladığına dikkat çekilerek, "Bu, eğitim kurumu yöneticiliğini, meslek değil meşgale olarak görmek, uzmanlaşmasını istememek, önemli ve değerli görmemek, profesyonellikle temas etmesini engellemektir. Doğru hamle, eğitim kurumu yöneticiliğine mahsus kadro oluşturmak ve yöneticileri bu kadrolara atamaktır" denildi. Eğitim Bir-Sen ve Memursen Genel Başkanı Ali Yalçın, düzenlediği basın toplantısıyla raporu açıkladı. Yalçın, Türkiye’deki güncel çalışmalara katkı ve etki üretecek şekilde, geçmişten bugüne yaşanan sorunları tartışmaya, çözüme yönelik veriye dayalı analizler yapmaya gayret ettiklerini söyleyerek, "Rapor, mevcut sorunlara uzun vadeli çözümler getirecek, eğitimin hem yönetimini hem de nitelik artırıcı etkisini kolaylaştıracak, hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin görevine son verilmesini öngören bir çözüm arayışı niyetindedir" dedi. Yalçın, Türkiye’nin öğretmen ve yönetici konusunda nitelik değil, eğitim sistemi ve hedefleri konusunda netlik sorunu olduğunu söyleyerek, "Öğretmenlerin niteliklerini eğitim süreçlerinde kullanmasını, yöneticilerin nitelik ve yeterliliklerini yönetim süreçlerinde devreye sokmasını kısıtlayan hatta imkânsızlaştıran bir eğitim sistemimiz var. Bu eşik aşılamadığından, eğitim yönetimi ve eğitim yöneticileri konusunda yapılması gereken işleri masaya yatırıp tartışamıyoruz" diye konuştu. 'EĞİTİM KURUMU YÖNETİCİLİĞİ İKİNCİ GÖREV OLMAKTAN ÇIKARILMALI' Devlet Memurları Kanunu’nun 88’inci maddesinin, müdürlük, müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığını, öğretmenler tarafından yürütülecek ikinci görev olarak tanımladığına dikkat çekilen Yalçın'ın açıkladığı raporda şu ifadelere yer verildi: "652 sayılı KHK’nın 37’nci maddesinde de, eğitim kurumu yöneticilerinin vali tarafından 4 yıllığına görevlendirileceği belirtiliyor. Bu, eğitim kurumu yöneticiliğini, meslek değil meşgale olarak görmek, uzmanlaşmasını istememek, önemli ve değerli görmemek, profesyonellikle temas etmesini engellemektir. Sorunu görmek ve çözmek noktasında doğru hamle, eğitim kurumu yöneticiliğine mahsus kadro oluşturmak ve yöneticileri bu kadrolara atamaktır. Eğitim kurumu yöneticisi, kurumu yönetmekten, öğretmenleri ve diğer eğitim çalışanlarını doğru yönlendirmek ve yetiştirmekten sorumludur. Bu nedenle, eğitim kurumu yöneticiliğinde, öğretmenlik deneyimine sahip olmak temel şart olmalıdır. Raporumuz kapsamında incelenen ülkelerin tümünde eğitim kurumu yöneticisi olmak için birinci şartın öğretmenlik deneyimi olması, başka arayışların zaman ve enerji kaybı dışında sonuç doğurmayacağını teyit ediyor." Raporda ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı'nın eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesinde koordinatör değil, icracı konumda olması gerektiği, üniversiteleri ya da diğer kuruluşları adres göstermek yerine eğitime dair kapasitesini yönetici yetiştirmede devreye sokması gerektiği kaydedildi. 'ÖĞRETMEN, MÜDÜR MAAŞI ARASINDAKİ FARK EN AZ OLAN ÜLKE TÜRKİYE' Eğitim kurumu yöneticiliği göreviyle sorumluluklar artarken, mali ve sosyal hakların artmadığı, hatta birim saat başına alınan maaş tutarının düştüğüne dikkat çekilen raporda, "OECD ülkeleri arasında, ortalama okul müdürü maaşı ile ortalama öğretmen maaşı arasındaki farkın en az olduğu ülkelerden biri Türkiye’dir. Eğitim kurumu yöneticilerinin maaş ve ücretleri, kariyer millî eğitim uzmanlarından düşük olmayacak şekilde artırılmalıdır. Sistematik ve sürekli nitelikte yönetici yetiştirme programlarıyla, adaylar dâhil yöneticilerin etkili yöneticilik bilgi ve becerisini edinmeleri, geliştirmelerine destek verilmelidir. Eğitim vermeden sınava tabi tutmak, atama yaptıktan sonra bilgi ve tutumların güncellenmesini sağlayacak eğitim imkânları sunmamak, eğitim yöneticiliğine dair en büyük hata ve eksiklerimizin başında yer alıyor" denildi. 'MESLEKİ GELİŞİM PROGRAMINA ALINMALILAR' Raporda, "Raporumuzun konusunu oluşturan ve norm sayıları 2019 yılı Ocak ayı verilerine göre 105 bin 755 ve dolu kadro sayısı da 84 bin 853 olan eğitim kurumu yöneticilerinin tamamı, mesleki gelişim programlarına alınmalı ve eğitim yönetiminin gerektirdiği bilgi, beceri ve tutumlarla donatılmalıdır. Bu çerçevede, eğitim kurumu yöneticilerinin her yıl asgari 30 saat olmak üzere nitelikli ve uygulamaya dönük hizmet içi eğitim görmeleri mutlaka sağlanmalıdır" denildi. 'SINAV OLMAZSA OLMAZ ŞART' Müdür yardımcılığının eğitim kurumu yöneticiliği için ilk basamak olması gerektiği ifade edilen raporda, "Müdür yardımcısı olmak için yazılı ve sözlü sınav şartı uygulaması devam etmelidir. Liyakat esasına göre seçilen eğitim kurumu yöneticileri, okulun ve öğrencinin başarısını yükseltmektedir. En başarılı ve yüksek nitelikli öğretmenleri yönetici olarak sisteme katmak için sınav olmazsa olmaz bir şarttır. Yazılı ve mülakat komisyonlarının yapacakları tüm değerlendirmelerde, liyakat, adalet, hakkaniyet, objektiflik, şeffaflık ve etik ilkeler esas alınmalıdır. Müdür yardımcılığı dönemi aynı zamanda yoğun mesleki gelişim programının uygulandığı bir süreç olarak değerlendirilmelidir" denildi.